Dün gece Galatasaray’ın Alman Schalke’yle maçını izlerken -Beşiktaşlı olduğum haldeniye çılgın bir Galatasaraylı kesildim? Bu nedir? - Milliyetçilik mi? Fena birşey mi? Bence çok güzel bir duygu. Yani, ayaklar altına alınacak bir nesne değil.
*[[HAFTAYA]]
Gerçi etnik milliyetçilik, ırkçılık gibi kavramların defalarca altı çizilmiş, ayıklanmış ve ilkel devirlerden kalma adetler, yerlere dökülmüştür. Ayakaltı’ndan kasıt herhalde budur. Tamam da böyle hassas bir dönemde Kürtler kadar Türklere de özen göstermek lazım. Kelimeye takılmayalım.
Pekâla...
Başbakan’ın ne demek istediğini çoğumuz anlıyoruz, dinsel bir üsluba başvurduğunun da farkındayız. Lakin ayaklar altına ne demek diye soran çocuklara bunu tercüme edemiyoruz.
*
Türklerin ve Kürtlerin Kurtuluş Savaşı’nda omuz omuza verdikleri mücadele, hangi duygudan kaynaklanıyor? O duygunun adı nedir? Eğer milliyetçilik kelimesini beğenmiyorsak buna başka bir isim bulalım. Fildişi Sahilleri’nden gelen o milliyetçi futbolcu, burada bizden biri oluverdiyse, sürüklendiğimiz güzel duygulara kim mani olabilir?
*
Çözüm süreci’nde muhakkak ki niyetlerimiz iyi. Ama üsluba dikkat. Kelimeleri iyi seçelim. Ayrıca da bir cümleyi cımbızla çekip sömürmeyelim. Yeri gelmişken BDP’lileri kutluyorum. Sürece özen gösteriyorlar.
Sinop Belediye Başkanı Baki Ergül’den özür dilemeleri de, hasret kaldığımız bir nezakettir. Not: Başından beri en kritik duruşmalarda o kadar çok üsul hatası yapıldı ki, acaba kasten mi? Yargıtay bozsun ki ne şiş yansın ne kebap.