Giriş
Bu seçimlerde “HDP’ye oy vereceğim” diyenlere bir bakalım...
HDP tabanı: Kurulduğu günden beri 40 kez kapatılıp, 50 kez isim değiştiren Kürt siyasi hareketinin yılmaz destekçileri...
Bir başka deyişle her dönem gözü kapalı HDP’ye oy atanlar...
Selo başkancılar: Herkes bilir, AK Parti’de geçmişten bu yana kendisini partiden ziyade lidere yani erdoğan’a daha yakın gören Tayyipçiler diye bilinen bir grup vardır.
[[HAFTAYA]]
Hiçbir şartta erdoğan’ın arkasından çekilmeyen bu grup 13 yıl boyunca AK Parti’yi iktidarda tutan en önemli dinamiklerden biriydi. Partiden ziyade lidere konsantre olan bu seçmen tavrını erdoğan’dan sonra ilk kez HDP lideri Selahattin Demirtaş için görüyoruz.
Selo başkancıların sayısı henüz Tayyipçilerin yarısı kadar bile değil ama geçmişte hiçbir şekilde HDP’ye oy vermemiş, parti politikaları konusunda bile tamamen ikna olmuş sayılmayan bu grup, Demirtaş’a duydukları sempati nedeniyle HDP'ye oy vermeye hazırlanıyor.
CHP'den umudu kesen solcular: Yıllarca “oylar bölünmesin” kaygısıyla mecburiyetten -kendi tabirleriyle ağlaya ağlaya- CHP’ye oy veren solcular bu seçimlerde HDP’nin hazırladığı ve en fazla demokrasi vurgusu bulunan seçim bildirgesine ikna olmuş görünüyorlar.
Seni başkan yaptırmayacağızcılar: Bir kısım muhalif seçmen için HDP’yi Meclis’e sokmak başta başkanlık sistemine ve tabii ki AK Parti’nin anayasa değiştirecek çoğunluğa ulaşmasının önüne geçebilmenin tek yolu.
Geziciler: İktidar tarafından Gezici diye tanımlanan gençlerin önemli bölümü HDP çizgisine sıcak bakıyor.
Ne zaman Demirtaş televizyona çıksa sosyal medyada kıyamet koparan bu kitlenin sandıktaki karşılığını ilk kez bu seçimde görme fırsatımız olacak.
Bütün bu oylar HDP’yi Meclis’e sokmaya yetecek mi yetmeyecek mi göreceğiz...
Ancak HDP’nin hâlâ PKK’dan ayrışamamış olmak gibi bir handikapı bulunduğunun da altını çizmek gerek. Geniş bir seçmen kitlesi tarafından hâlâ PKK’nın siyasal uzantısı olarak görülen HDP'nin önündeki en büyük risk, barış sürecinden uzaklaşılması ve PKK’nın yeniden silahlı eyleme geçmesidir.
HDP, bugüne kadar bölgenin veya Kürtlerin partisi olarak biliniyordu. Demirtaş’ın aday olduğu cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bu yana ise ‘bölge partisi’ olmaktan çıkıp ‘Türkiye partisi’ olmaya oynuyorlar.
HDP’nin Türkiye partisi olma iddiasıyla girdiği ikinci ve aslına bakarsanız en kritik sınav 7 Haziran seçimleri olacak. Başından beri yazıyorum...
Gerek Kürt Meselesi’nin çözümü gerekse Meclis’in temsil gücü anlamında HDP’nin yüzde 10 barajını geçmesi Türkiye'nin lehinedir.
