İşin özü bu

Ecevit’in meşhur sözü:
- Siyasette duygusallığa yer yoktur.
Ne zaman söyledi? Hüsamettin Özkan’ı feda ettiği gün.
Özkan feda edilebilir bir insan mı?
Asla.
Ama Ecevit, onun bile feda edilebileceğini, bir prensibe bağlamak istedi. “Duygusallığa yer yoktur”dan kastı buydu.
* * *
Eğer siyasette duygusallığa yer olsaydı, Kılıçdaroğlu Gürsel Tekin’in paçasına yapışır “nereye gidiyorsun, seni asla bırakmam” derdi. Böylece de bir ahde vefa sergilemiş olurdu.
[[HAFTAYA]]
Tekin, böyle bir şey beklemiş midir, bilemem.
Beklediyse de zaten gülerim.
* * *
Elbet gülerim.
Çünkü Baykal’a, Önder Sav’a Mengü’ye, Kemal Anadol’a, Eşref Erdem’e ve uzatmayayım daha sırada kimler varsa, hiçbirine gösterilmeyen nezaket, Gürsel Tekin’e niçin gösterilsin?
- Efendim, Tekin, Belediye Seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nu cilaladı, parlattı, yüceltti, roket gibi yükseltti.
Doğrudur.
Ama Kılıçdaroğlu’nu Belediye Başkan Adayı yapan kimdir?
Baykal.
Öyleyse neyi konuşuyoruz?
* * *
Yazının özü budur zaten.
Hiç uzatmayayım.
Kılıçdaroğlu doğru yoldadır.
Çünkü “siyasette, duygusallığa yer yoktur.”
Hatta ona, gaddar olmasını bile tavsiye ederim. Vefasızlık yaptıkça, emin olsun ki yıldızı daha parlayacaktır.