Yazgülü AldoğanKafası karışık Türkiye

HABERİ PAYLAŞ

Kafası karışık Türkiye

Her sabah kalkıp artık sürek avına dönüşen tutuklanma haberleriyle güne başlamak... 14 Şubat’ta kim nerede dans edecek derken bir yandan cezaevlerinde ölüme yatırılmış tutuklular için hiç bir şey yapamıyor olmanın utancını yaşamak... Biraz da iyi şeyler yazmak için iş dünyasının peşine takılırken vicdan azabıyla boğuşmak... THY’nin kabin kıyafetleri uzun mu olsun kısa mı, business class’ta şampanya niye kaldırıldı tartışmasına odaklanmışken sessizce düzenlenen kamuda türbana yol veren değişikliği atlamak... Türkiye, son sürat Doğu’ya giden bir gemiye dönmüşken içinde Batı’ya doğru koşturmak!.. Yapraklar, dallar, ağaçlar arasında yolumuzu kaybettiğimizden karanlık bir ormanın içinde olduğumuzu farkedememek!

Haberin Devamı

Model Dubai mi?

İki günlük Dubai gezisinde din ve yönetimin birbirine karıştığı, tek merkezden karar alınarak gerçekleşen yönetim biçiminin en küçük örneğiyle kendi ülkemi karşılaştırmak sıkıntısını yaşadım yeniden. Son geldiğimden bu yana Dubai’deki en büyük değişiklik, deniz kıyısındaki bu çöl ülkesinde göğe doğru yükselen binaların çoğalmış olduğu! Her taraf büyük bir ‘bina stoku’ halinde. Emir’in yönettiği ülkede, onun kafasındaki projelerin henüz yarısı bile bitmemiş ama biterse yer gök emlak, alışveriş merkezi ve kule olacak. Esenyurt gibi, Maslak gibi, İstanbul, hatta Türkiye gibi... Gelen yabancıların sayısı iyice azalmış, ortada beyaz elbiseli adamlarla siyah elbiseli, örtülü kadınlar dolaşıyor. Kendi vatandaşına içki servisi yapılmıyor ama yabancıya ibadullah. Domuz eti dahil. En büyük eğitim, çocukların kafalarına kazınan yabancı markalar ve tüketim! Herhalde orada da kimse “Yeter artık bu kadar bina” diyemiyor Emir’e!

Şiddete danslı eylem

Orada da kadınlar 14 Şubat’ta dans etti, meydanda değilse de otelde. Türkiye’de de hiç kimse bu eylemin bu kadar başarılı olacağını düşünmemişti, pek çok şehirde kadınlar meydanlara dökülüp dans ederek erkek şiddetini protesto etti. Akşam ise pek çok kadın, elinde çiçeği, kolunda erkeği, zaferini ilan etmek istercesine sokaktaydı. İran’da bile yasak olduğu halde insanlar kutladı St. Valentine’ı! Yasak olan çekicidir...

Haberin Devamı

Bir süredir en sevdiğim söz, hayat felsefem haline gelen SANA NE? Sana ne ne düşündüğümden, sana ne ne içtiğimden, sana ne ne giydiğimden ve sana ne nasıl yaşayacağımdan? Türkiye’nin son halini en iyi Petek Dinçöz’ün durumu özetliyor. Yeter ki onurlu olsun yaşam, yeter ki özgürlük ulaşamayacağımız hayal olmasın!

[[HAFTAYA]]

Ne değişmez “zihniyet”miş!

Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde, insan hakları ihlali yapan ülkeler arasındaki şampiyonluğu Rusya’ya yeni terkedip ikinciliğe düştü! Uzun tutukluluk süreleri yüzünden çarptırılmadığı ceza kalmadı! İnsanın özgürlüğünden daha kıymetli ne olabilir? Sağlığı! Hem tutuklu, hem hastaysa ve tutuklu olduğu için tedavisinde sıkıntı varsa o her gün yazılmayı hak eder. Hele tutukluluk nedenleri de kimseyi ikna etmiyor ve vicdan kanatıyorsa. Bu yüzden daha önceden hiç tanımadığım ama şimdi yakın akrabammış gibi hissettiğim ve durumuna çok üzüldüğüm Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu için değil her gün yazı yazmak, sokaklara çıkıp afiş asmak geçiyor içimden!

Haberin Devamı

Ölsün mü isteniyor?

4 yılı bulan tutukluluk süresinde kansere bile yakalandı, oğlunu kaybetti, depresyonda ve her geçen gün daha çok isyan eden olmasına rağmen hakimlerimiz taş kesilmiş durumda. Bilmem kaçıncı yargı paketi çıkıyor ama tahliye kararı bir türlü çıkamıyor! Karısını döven adam kalmadı içerde, ne yaptığı belli olmayan Hilmioğlu, umudunu çoktan tüketmiş ‘bırakın öleyim’ modunda.

Son hazırlanan paketle KCK tutukluları da serbest kalacak. Bundan öncekilerle birlikte otuz bini aşacak tahliye edilenler. Başbakan bile dile getirdi hasta tutukluların durumunu. Adalet Bakanı Sadullah Ergin hakimleri ‘zihniyet değişsin’ diye yurt dışına bile göndermiş. Amma velakin insanlar ölüme mahkum ediliyor! Ne zihniyetmiş yahu, öyle bir kazınmış ki beyinlerine, ne yapsan silinmiyor.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder