Ne yalan söyleyeyim; Ankara’nın en çok İstanbul’a dönüşünü severim! Görüşmeler, röportajlar, nezaket ziyaretleri derken meslek icabı arada sırada mecburen gidip-geliyoruz.
Dün de öyle bir gündü... Ankara’da birkaç siyasetçiyle randevum vardı. İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan kalkan 12.00 uçağına bilet almıştım. 1 saat rötarla uçağa bindik. Huyumdur, bir yere ilk girdiğimde “Kim var kim yok” diye mutlaka sağa sola bakarım. Hatta arkadaşlarım zaman zaman “Gözlerin haber arıyor” diye takılır... Uçaktaki yerime oturmadan önce de öyle bir bakındım etrafa...
O da ne? 3 sıra arkamda oturan beyaz saçlı yaşlı bey bir yerden tanıdık geldi... Dikkatlice bir kez daha baktım. Vallahi o! 28 Şubat soruşturması kapsamında dün gözaltına alınan Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı!
[[HAFTAYA]]
Karadayı sabah İstanbul’da gözaltına alınmıştı. İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’ne bağlı 3 sivil polis tarafından Ankara’ya, savcıya sorguya götürülüyordu. Hemen telefonumun fotoğraf makinasını açtım. Polislere belli etmeden bir iki kare fotoğraf çektim. Bu arada uçak havalandı... 1-2 kare daha fotoğraf çekeyim derken polislerden biriyle göz göze geldik. Polislerden biri Karadayı’nın önündeki perdeyi çekerek fotoğraf çekmeme engel oldu. Karadayı, o sırada tuvalete gitmek için yerinden kalktı. Yanımdan geçti ve tuvalete girdi. Arkasından gelen 2 sivil polis Genelkurmay eski başkanını tuvaletin önünde beklemeye başladı. İşte tam o sırada uçakta beklenmedik bir şey oldu! Bazı yolcular polislere “Yaptığınız çok ayıp! Paşa uçaktan bir yere kaçacak değil ya...
Oturduğunuz koltukla tuvalet arası 1 metre! Neden kapının önünde bekleyerek Paşa’yı rencide ediyorsunuz?” diyerek söylenmeye başladı. Polisler hiç oralı olmadı, cevap vermedi. Derken Karadayı tuvaletten çıktı. Ön koltukta oturan bir yolcu “Geçmiş olsun Paşam” dedi. Karadayı tebessüm ederek “Teşekkür ederim” diye cevap verdi. Bunlar olurken polislerden biri benim önüme geçti ve Karadayı ile konuşmama engel oldu.
Uçak 13.30 civarında Ankara Esenboğa Havalimanı’na indi... Yolcular uçağı boşaltmak için ayağa kalktı. Karadayı’nın yanındaki polisler kabin ekibine herkesten önce dışarı çıkmak için ricada bulundu. Bu sırada Karadayı şapkası ve boynunda atkısı ile kapıya doğru yürümeye başladı. Gelirken bir iki kare daha fotoğrafını çektim. Yanımda durakladı. “Geçmiş olsun, iyi misiniz?” diye sordum. “Nasıl görünüyorum” diye espri yaptı ve devam etti: “Gayet iyiyim. Sorun yok, sorun yok...” “Bekliyor muydunuz?” dedim. “Normal... Beklediğim bir şeydi... Ben de istiyordum zaten gidip konuşmayı...” diye cevap verdi. Karadayı’nın yanındaki polislerden biri konuştuğumuzu fark edip, “Kapı açıldı devam edelim lütfen” dedi.
Bazen böyledir işte... Siz habere gitmezsiniz haber sizin ayağınıza gelir... Karadayı’nın morali de sağlığı da gayet iyi görünüyordu. Şu çok açık ki; dünkü gözaltı Paşa için hiç sürpriz olmamış!