Nereden gelirse gelsin, terörün her türlüsüne lanet. Bugün Paris’teki büyük yürüyüş, bize bizi hatırlatıyor. Bunu bir türlü beceremedik. Eğer Abdi İpekçi suikastında bir milli duruş sergileyip milyonlarca kişiyle sokağa dökülerek sessizce haykırabilseydik, belki de daha sonraki cinayetlere engel olabilirdik.
Olamasak bile katilleri -en azından- tereddüte sevkedebilirdik.
Yapamadık.
[[HAFTAYA]]
Paris’teki saldırıda 12 can gitti. 1 can bile gitse aynıdır.
Fakat bizde kaç 12...
Kaç 112.
Kaç 212.
Kılımız kıpırdamadı. Kıpırdamıyor. Birbirimize tasladığımız kabadayılık, sıra ortak bir tavır’a gelince, nemelazımcılığa dönüşüyor.
Kurtuluş Savaşı kazanmış yüce bir millet, yüzyıl içinde bu kadar hantal kalabilir mi? Milli ve manevi değerlerinden bu kadar uzaklaşabilir mi? Sırf terör ve cinayette değil, her türlü rezalette de suskunuz. Ama ne güzel marşlar söylüyoruz: - Türk önde, Türk ileri. Neyse. Canınızı fazla sıkmayayım. Güneş ufuktan şimdi doğar... Oturalım arkadaşlar.