Rönesans sanattır.
Heykeldir... İçine tükürülen heykelden mi başlayalım “Ucube” diye yıkılandan mı?
Bilimdir Rönesans...
[[HAFTAYA]]
Burnunun dibindeki Yunanistan’ın 16 şirketi varken senin NASDAQ’ta işlem gören hiçbir yüksek teknoloji şirketin olmamasıdır. “İki yüze yakın üniversitem var” diye övünürken bir tek icat yapamamaktır. Bilim dünyasını sarsacak tek bir yayının çıkaramamaktır. Dünyanın en itibarlı üniversiteleri listesine giren tek okulunun öğrencilerine, “Solcular, ateistler, teröristler!” diye hitap etmektir.
Mimarlıktır Rönesans...
‘Rönesans’ın imzası’ denir mimariye... Bizim Rönesans’ın imzası ise Süleymaniye ile Ayasofya’nın arka fonuna yerleştirilen o gökdelenlerdir... 7 yüz yıllık Halime Hatun Kümbeti’nin dibine yapılan öğrenci yurdu binasıdır... Atatürk Orman Çiftliği’nin içine inşa edilen o beton yığınıdır.
Felsefedir Rönesans...
Hümanizmdir... Peki, Ali İsmail Korkmaz kimdir? Berkin Elvan, 15 yaşında 16 kilo toprağa niye gömülmüştür?
Edebiyattır Rönesans.
Türkiye’nin değil, dünyanın yaşayan en büyük edebiyatçısı: Yaşar Kemal... Adam Nobel aldı Nobel: Orhan Pamuk... Onları hiç gördünüz mü? Görmediniz. Kimi gördünüz? Alev Alatlı’yı...
Neden?
Kadın, Rönesans’tan anlıyor da ondan!