Tuhaf bir basın toplantısıydı. Şirket yöneticileri sadece savunma için, gazeteciler ise sadece hücum için oradaydı sanki. Öyle olunca da hiçbir şey anlayamadık. Yöneticiler zaten soruları cevaplayabilecek donanımda değildiler. Hatta, gazetecilerin, onlardan daha donanımlı olduklarını söyleyebiliriz. İyi ama netice?
[[HAFTAYA]]
***
Soma’ya Toma gelmemeliydi. Basiret, böyle günlerde lazım. Oysa televizyonlara yansıyan ve dünyaya yayılan görüntüler, felâket anında bile rezalet sergileyebileceğimizi ilan etti. Türkiye’ye yardım talebinde bulunan ülkeler, kimbilir ne kadar şaşırmışlardır.
***
Neyse ki ulusal dayanışma muazzam. Marmara Depremi’ndeki, Van Depremi’ndeki duyarlılığımız burada da devam etti. Kederli ailelere ve çocuklarına uzatılan şefkatli eller -herşeye rağmensağlam kalan bir tarafımızı anlatıyor. Parola: Her yol Soma’ya çıkar.
***
Siyasetçiler, Cumhurbaşkanlığı sürecini bir kenara bırakıp, ortak bir ruh sergilediler. Özellikle muhalefet... Özellikle Kılıçdaroğlu ve Bahçeli... Özellikle Deniz Baykal... Baykal demişken tekrar hatırlatayım: 13 Mayıs’ın İş Güvenliği Günü olarak tescilini önermesi, yakında meclise geliyor... Bir inatlaşma olmazsa, maden işçilerinin emek ve alın terini taçlandıracağız.
***
Murat’ın çizmeleri, Soma’ya damgasını vurdu. Onu unutmayacağız. Hatta muhteşem bir anıt’la, bu asaleti simgeleyebiliriz. Benim önerim de budur.