Giriş
IŞİD bomba yüklü araçlarla yeniden Kobani’ ye saldırdı.
Tartışma şu: Araçlar Türkiye’den mi giriş yaptı yoksa Kobani’nin batı yakası yani Suriye tarafından mı? Anadolu Ajansı, IŞİD’in Türkiye’den gelmediğini gösterdiği iddia edilen görüntüler yayınladı.
Dışişleri Bakanı açıklama yaptı. AK Parti’nin sevdiği yazarlar, gazeteciler, sosyal medya hesaplarından gün boyu IŞİD ve Türkiye arasında bağlantı kurmaya çalışanları kınadı.
Peki, AK Partililer dışında kimse buna inandı mı? Maalesef. “Maalesef” diyorum çünkü bu durum, Türkiye’deki kutuplaşmanın bir neticesi olarak artık hiç kimsenin diğerine inancı kalmadığının, ötekine karşı sürekli bir şüphe içinde olduğunun açık bir göstergesi.
***
Kabataş’taki deri ceketli adamlardan tutun, Gezi’de konuşan ağaçlara, Sümeyye Erdoğan’a suikast iddiasından tutun, Can Dündar’ın ajan olduğuna...
AK Parti’nin yayın organları tarafından o kadar çok yalan söylendi, o kadar çok gerçek saklandı, öylesine iftiralar atıldı ki artık kimse ne yazılana, ne gösterilene ne de söylenene inanıyor.
***
IŞİD, Kobani’ ye nereden sızdı bilmiyorum. Ama şu çok açık ki, iktidarın elindeki hiçbir iletişim aracı Türkiye’nin öteki yüzde 60’ını “Türkiye’den sızmadığına” ikna edecek gücü de itibara da sahip değil.
Gazeteleri parti reklam kataloğuna çevirmenin, gazetecileri işten atıp ya da fişleyip iş yapamaz hale getirmenin, köşeleri tetikçilerle doldurmanın bedelidir bu...
AK Parti’yi dolayısıyla halihazırda ülkeyi yöneten akıllar sağa sola saldırmak yerine umarım önce bu gerçekle yüzleşmeyi tercih ederler.
‘MHP’NiN KIRMIZI ÇiZGiLERi DEĞiŞMEDi’
Dünkü yazı-röportaj üzerine Prof. Dr. Ümit Özdağ tekrar arayıp “Bir takım noktalarda düzeltme yapmak istiyorum, yanlış anlaşılan taraflar oldu” dedi. “Elbette” dedim, aynen aktarıyorum...
“Bizim MHP olarak Sayın Devlet Bahçeli’nin ortaya koyduğu kırmızı çizgilerimizde hiçbir değişiklik yok. Dünkü konuşmamızda da ifade ettim: 4 ana başlık anayasal olarak müzakere edilemez, diğerleri ise sadece Genel Başkan tarafından müzakere edilebilecek konulardır. Ancak ‘4 Bakan’ın Yüce Divan’a gönderilmesi olmazsa olmazımız değil’ başlığından yanlış bir anlam çıkarılmaması adına şunu belirtmek zorundayım: Dün size olmazsa olmazımız olarak belirttiğim “yargı bağımsızlığı” geldiğinde zaten 17/25 Aralık süreçleri de dahil olmak üzere bütün yolsuzluk davaları yeniden açılacaktır.
O nedenle o başlığa bakıp MHP yolsuzluklara karşı hassasiyetini kaybetti, Yüce Divan işinden vazgeçti şeklinde değerlendirmeler asla yapılmamalıdır.”
