Eski 4 Bakan.
- Ah ah... Madem suçsuzdurlar, niye istifa ettiler?
Eğer istifa etmeselerdi, o zaman da:
- Ne pişkin adamlar yahu, hâlâ koltuklarında oturuyorlar.
* * *
Oylamalarda Yüce Divan’a sevk kararı çıkarsa:
- Bakın, kendi arkadaşları bile onları sahiplenemediler.
Sevk kararı çıkmazsa, o zaman da:
- Parmak hesabıyla kurtuldular.
Bu mudur demokrasi?
* * *
Yani, değneğin hangi ucundan tutsan, farketmiyor, etmeyecek.
[[HAFTAYA]]
Normaldir.
Böyle bir maden bulmuşken, hangi muhalefet son gramına kadar kullanmaz bunu?
* * *
Nitekim, diyorlar ya:
- Gidin, aklanın da gelin.
Peki, Yüce Divan’da ne olacak?
Eğer suçlu bulunurlarsa:
- Türkiye’de Hakimler var...
Yaşasın!
Eğer aklanırlarsa, o zaman da:
- Yüksek Mahkemeyi baskı altına aldılar... Yazıklar olsun.
* * *
Meselenin en hazin tarafı, Bakanların Yüce Divan’da yargılanmasından ziyade, Yüksek Yargı’nın yargılanacak olmasıdır.
4 Bakan, 14 Bakan, 24 Bakan, bunlar her zaman gelir gider.
Ama Yargı Kurumu, ölümsüzdür.
Ona sürülecek leke, kolay kolay çıkmaz.
Siyaset uğruna bunu göze alabilir miyiz?
Üstelik, seçimde bir getirisi bir götürüsü olup olmayacağı da belli değil.
Lanet olsun yahu.
04 Ocak 2015, Pazar 04:00
Haberin Devamı