29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na yetiştirilmeye çalışılan 3’üncü havalimanını bir terminal değil, üst düzey teknolojilerin uygulama merkezi olarak görmek gerekiyor. Yüzlerce yazılımı birbirine bağlayarak insana dokunan bu denli kapsamlı bir projenin ilk kez Türkiye’de yapılması gurur verici.
Açılışını özellikle teknoloji üreticilerinin sabırsızlıkla beklediğini biliyorum. Sorulduğunda danışmanlık, çevirmenlik ve rehberlik hizmeti verecek yapay zekalı robotlardan şüphelileri anında tespit edecek yüz tanıma sistemlerine, artırılmış gerçeklikle yön gösteren teknolojilerden analiz destekli kameralara kadar say say bitmeyen dijital bir dünya…
Beni en çok etkileyen özelliklerden biri gergin olan yolcuların uzaktan tespit edilip gerektiğinde ‘bir saat uyku’ gibi ikramlarda bulunulacak olması... Harika değil mi? Yani yolcuyu günlük yaşantının stresinden uzaklaştırmak ve rahat ettirmek için her şey düşünülmüş. Burada alışveriş deneyiminde de sınır tanınmıyor… Nasıl mı? Örneğin sihirli ayna sistemleri, müşterilerin saatleri, kıyafetleri veya makyaj ürünlerini fiziksel olarak denemeden nasıl görüneceğini gösterecek.
Ayrıca Check-in işlemini tamamladıktan sonra biyometrik çipli pasaporta sahip olan yolcu, otomatik e-pasaport kapılarını kullanabilecek. Böylece uzun kuyruğa girilmek zorunda kalınmayacak. Otoparklar da mobil uygulamalara entegre edilmiş. Havalimanının, 18 bin araç kapasiteli otoparkına giriş yapan yolculara hangi kısımlarda boş yer olduğu bile SMS ile bildirilecek. Peki dünyada daha faaliyete geçmeden üst düzey yeni nesil teknolojisiyle ödüller almış kaç yer olabilir? Gerçekten övünç kaynağı…
Ancak bu gibi projelerde yerli yazılımcılarımıza da fırsat verilmesi hayati önem taşıyor. Özellikle kurumsal kaynak planlama denilen ERP’de kendini ispatlamış pek çok şirketimiz var.
CEO PARA İSTERSE...
Türkiye, dünyada en çok siber saldırıya maruz kalan ülkeler arasında yer alıyor. Son dönemde finans müdürleri hedefte. Sahte e-posta’lar atarak yüklü miktarlarda para transferi yaptırıyorlar. Nasıl mı? Kendilerini şirket yönetici ya da CEO’su olarak göstererek…
Öyle bir kopyalama yapıyorlar ki talimatın gerçekten patrondan geldiğini sanıyorsunuz. E-posta dolandırıcılıkları yüzünden Türkiye’de bir yılda 50 milyon TL’nin üzerinde para hortumlandığı tahmin ediliyor. Dünyada ise bu rakam 30 milyar doları geçiyor. Bu tarz mailleri doğrulatmadan asla para transferi yapmayın.
O SES NEREDE?
Önceki gün radyoda tesadüfen bir şarkıya denk geldim. Ses tanıdık ama bir türlü kimin söylediğini çıkaramıyorum... Yakın arkadaşlarım bilir, kulağım iyi olduğu için müziğin girişinde bile yorumcusunu anlarım. Tabi bu durum son 10 yılda meşhur olmuş ve birbirlerinden hiçbir farkı olmayan şarkıcılar için geçerli değil. Kimdi derken internete yazdım, hiç duymadığım bir isim: Özlem Uluğaşkun…
Hani meşhur Gırgıriye filminde Gülşen Bubikoğlu’nun söylediği şarkıları seslendiren kadın… 40 yıldır sanat dünyasından uzak… Sosyal medyada adına sayfalar açılmış… Yüz binlerce hayranı var. Ama belli ki kendisi internete de yabancı… Sahi kim küstürdü bu muhteşem yorumcuyu da en zirvede olduğu an sessiz sedasız müziği bıraktı?