Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü olan 18 Mart günü Türk ordusu, ülkesinin geleceği için çok önemli bir başarıya imza attı. Türk Silahlı Kuvvetleri, Özgür Suriye Ordusu ile birlikte “Zeytindalı Harekatı” kapsamında Afrin’i terör örgütü PKK/YPG’den temizledi.
Bu mücadele yalnızca terör örgütü PKK/YPG ile arkasındaki güç olan Amerika ve bazı Avrupa ülkelerine karşı verilmedi. Bu savaş aynı zamanda dünya kamuoyunda, yalan ile gerçeğin, ahlak ile ahlaksızlığın savaşıydı. Sahada, tüfeğe, rokete, bombaya karşı verilen mücadele uluslararası alanda medyaya, terör örgütüne yakın internet siteleri, facebook ve twitter hesaplarına karşı da verildi.
Utanmayı bilmeyenler
PKK/YPG elemanları ve aralarında kendine gazeteci diyenlerin de bulunduğu terör örgütlerinin destekçisi ve tetikçileri, yabancı haber ajanslarını, gazeteleri ve televizyonları da yalanlarına ortak ettiler. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, sivilleri katlettiğini tarihi eserleri yok ettiğini, hastaneleri bombaladığını hatta kimyasal silah kullandığı yalanını bile paylaştılar.
Bu yalanların ortaya çıkarılmasında etkili rol oynayan Anadolu Ajansı’nın ödüllü fotoğrafını bile yalan haberlerine alet ettiler. Dünyanın başka yerlerinde yaşanan acıları TSK’ya mal etmeye çalıştılar. En son uluslararası bir ajans üzerinden Afrin’deki hastaneyi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin vurduğunu dünyaya duyurdular. TSK da havadan hastaneyi görüntüleyerek iddiayı yalanladı. Acaba tüm bunu yapanlar, aracı olanlar utanırlar mı? “Utanma beklemek” ne kadar naif bir kelime. Teröristten ve ona tetikçilik yapandan utanma beklemek elbette boşuna.
Peki, TSK, yurtiçinden yurtdışından bu kadar desteklenen, uluslararası medyayı etkileme gücüne sahip, sosyal medyada yalanları yayanlara karşı bu savaşı nasıl kazandı? Bana göre bunun tek cevabı var; terörle mücadele ederken ahlakı elden bırakmayarak.
TSK için dokunulmazlar
Türkiye mücadelesini, haklı mücadelesine inanmış bir ordu ve arkasındaki halk desteği yanında ahlaksızlığa karşı ahlak, yalana karşı gerçekle kazandı.
46 askerimizin şehit olduğu, 225 askerimizin yaralandığı Zeytindalı Operasyonu’ndan sonra yapılan ilk açıklamada yine buna vurgu vardı. TSK açıklamasında şöyle denildi; “Sivil/masum kişilerin hayatı, çevre, tarihi eserler ve dini/kültürel yapılar Türk Silahlı Kuvvetleri için dokunulmazdır.”
Türk Silahlı Kuvvetleri, terör örgütü ve onun tetikçileri ile uluslararası medyanın yalanlarına karşı haklı mücadelesini ahlaklı tutumla taçlandırdı, işte asıl zafer budur.
19 Mart 2018, Pazartesi 05:00
Haberin Devamı