Salı günü sabah 6 buçukta, biraz da şansımın yardımıyla, Red Bull'dan Mehmet Cavcı ile karşılaştım. Henüz hava karanlıktı ve 'o saatte Ortaköy'de arazi aracıyla bekleyen birisi, olsa olsa Kilyos'a gidiyordur' deyip araçta yer olup olmadığını sordum. Keyifli bir yolculuktan sonra Red Bull'un sponsor olduğu, ilk kez düzenlenen Türkiye Dalga Sörfü Şampiyonası için Kilyos'a vardık.
Önce Kilyos Halk Plajı olarak belirlenen buluşma alanı, dalgaların daha uygun olduğu Gümüşdere Köyü Plajı'na kaydırılmıştı. Sahilde organizasyonu üstlenen Tunç Üçyıldız ve hakemlerden aslen ABD'li ama üç yıldır İstanbullu olan Tim Kovats ile buluştuk.
Şampiyonaya Alanya'dan, ABD'den ve Kerpe'deki Türkiye'nin ilk dalga sörfü okulu Danube'dan toplam 11 yarışmacı katılıyordu. Yarışmacıların ve İspanyol hakemimiz Borj Echeverria'nın da plaja gelmesi ile şampiyonaya start verildi.
İlk etapta 3'er yarışmacı Karadeniz'in dalgalarından puan koparmaya çalıştı. Short board klasmanındaki bu etabın birincileri direkt yarı finale çıktılar. Diğerleri ise yarı finale isimlerini yazdırabilmek için yarışmaya devam etti. Finalde ise Danube'un yarışmacısı, aynı zamanda şampiyonanın tek kadın sörfçüsü Aleyna Hadimoğlu ile TASC (Turkish American Sports Club) üyesi ve şampiyonanın sorumlusu Tunç Üçyıldız karşılaştı.
Şampiyona boyunca sahilde toplanan yaklaşık 20 kişi, puan alan, sörf tahtası üzerinde ayağa kalkan her yarışmacıya alkışlar ve ıslıklarla destek verdi, yarışmacılar zaman zaman birbirlerinin malzemelerini kullandı. Şampiyonaya rekabetten çok dayanışma havası hakimdi.
Short board klasmanında Tunç birinci, Aleyna ikinci, Onat Ersoy ise üçüncü oldu.
Long board'un ustaları ise Alanya'dan çıktı. Alanya Sörf Takımı'ndan Mehmet Özgen birinci, Çağrı Karadağ ikinci, Hayri Yenialp ise üçüncülük ünvanını aldı.
Dalga sörfü 2000 senelik geçmişi olan bir kültür; aynı zamanda kendi hayat tarzını oluşturmuş ender sporlardan da biri. Salı günü Gümüşdere Köyü Plajı'nda toplananlar, yarışmadan çok bu ruhu yaşayabilmek, birbirleri ile tanışmak ve Türkiye için bir ilki gerçekleştirmek için bir aradaydı.
Gençlik ve Spor Bakanlığı, İstanbul Spor İl Müdürlüğü, Dünya Sörf Federasyonu ve Avrupa Sörf Federasyonu, Türkiye'nin ilk şampiyonasına destek verdi. Türkiye'nin Dünya Sörf Federasyonu'nun resmi üyesi olarak kabul edilmesi ile dünyadaki sörfçüler Türkiye'deki dalgalarda sörf yapmak için ülkemize gelecek. Şimdi gençleri bu spora yönlendirmek ve sörf turizminden elde edilecek kaynağı kullanabilemek için adım atma zamanı. Daha çok organizasyon düzenlenmeli, yurt dışından sörfçüler davet edilmeli, Türkiye'deki sörf lokasyonlarının adı duyurulmalı. Bunun için de şu anda sayıları yüzü bulmayan sörfçülerin birlikte hareket etmesi ve Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın organizasyonlara verdiği desteğin artarak devam etmesi gerekiyor.
Sadece üç yıl içinde, ilk sörfçülerini yetiştiren, sörf tahtası imal edebilen bir okul çıkaran, Dünya Sörf Federasyonu tarafından tanınan Türkiye, yakaladığı dalganın hızına ayak uydurabilecek potansiyele sahip.
Bu organizasyonu mümkün kılan herkese teşekkürler...