Başbakan Binali Yıldırım’ın Vahdettin Köşkü’nde basın mensuplarına verdiği iftar davetine katıldım. Binali Bey her zamanki gibi çok formdaydı. Not almamız için başbakanlık antetli defterler dağıtılırken “Bunları yanınıza alın ileride antika olacak” diyerek patlattı espriyi...
Bir meslektaşımız önümüzdeki yine başbakanlık logolu isimlikler için “Bunları da alalım mı?” diye sorunca “Batan geminin malları bunlar...” deyince salon kahkaha koptu. Danışmanları Yıldırım’ın telefonunu getirdiler, “Önemli bir telefon var arkadaşlar” dedi. Hepimiz “Acaba kim arıyor” diye merak ederken Binali Bey “Buyur hanım” dedi. Arayan eşiydi!
AF YOK, BİRİNİ ÖLDÜRENE HANGİ YETKİYLE ‘SERBESTSİN’ DİYECEĞİZ?
Başbakan öncelikle gündemdeki af konusuyla başladı söze... “Bu konuda görüşümüz çok açık ve net: Gündemimizde af yok. Kaldı ki seçim öncesinde böyle bir imkan da yok. Af için Meclis’in beşte üçünün onayı gerekli. Bu da 330 vekil demek. Seçime günler kala bu mümkün değil. Fakat yanlış anlaşılmasın, biz çıkarmak istiyoruz da Meclis zor demiyoruz. Bizim gündemimizde böyle bir konu yok. Kader mahkumu diye bir söz dolaşıyor. İçeriği nedir belli değil. Bahçeli gündeme getirince bu konuyu kendisiyle de konuştum. Diyor ki “Demirtaş’ı kast ederek bazı partiler böyle bir kampanyaya giriştiyse biz de ülkeye faydası olanları affedelim. Ama şunu da ekledi, biz hükümete çağrıda bulunduk karar sizin! Bize göre kişiler üzerinden affı toplumun geneline uygulamak doğru bir yaklaşım değil. Böyle bir varsayımla af çıkarılmaz. Doğru bir düşünce değil bu katılmıyoruz. Burası bir hukuk devleti, ortada suçlular ve mağdurlar var. Birini öldürene hangi yetkiyle serbestsin diyeceğiz biz?”
“Başbakan’a seçimden sonra af gündeme gelebilir mi?” diye sorduk. Şöyle cevap verdi: “Seçimden sonra eğer bir ortak akıl çıkarsa, mağdur yakınlarının vicdanını sızlatmayacak , adalet duygusunu zedelemeyecek bir taslak çıkarsa enine boyuna değerlendirilir. Ama ben açık söyleyeyim şahsen af çıkarma fikrine olumlu bakmıyorum.”
BEDELLİ ÇIKACAK MI?
Başbakan Yıldırım’a bedelli askerlik de soruldu. Yıldırım son derece önemli rakamlar açıkladı: Askerlik çağı gelmiş yoklamaya tabi kişi sayısı: 585.210. Yoklama kaçağı: 570.472 kişi. Bakaya: 56.947 kişi. Firar: 5772 kişi. Askerliğini eğitim dışı erteleyen: 2.930.279 kişi. Eğitim nedeniyle erteleyen: 1.885.438 kişi. Silah altında bulunan er sayısı: 360.869 kişi. 2019’da silah altına alınması planlanan: 345.933 kişi.
Yıldırım bu rakamları açıkladıktan sonra bedelli askerliğin kaçınılmaz olduğunu şu sözlerle izah etti: “Bu şu demek askerlikle ilişkisi olan 5 buçuk milyon insan var, bunların sadece 3 küsur binini askere alınabiliyor. Bedelli çıkacak demiyorum. Bedelli gündemimizde yok ama hassasiyetimiz var. Gerçek bu! İhtiyaç 350 bin ama birikmiş 5 buçuk milyon insan var. Bedellibedelsiz fark etmez 5 buçuk milyon insanın bu sorununa çare bulmak zorundayız. Tabii esas olan savunma gücümüzde bir zafiyet yaşanmaması. Eldeki rakamlar böyle bir zafiyetin olmadığını gösteriyor.”
EKONOMİYE DIŞ MÜDAHALE MASUM DEĞİL
Başbakan Binali Yıldırım’ın gündeminde ekonomi de vardı. Ekonomideki durumu “İç ve dış kaynaklı sebepler var” diyerek açıkladı ve şöyle devam etti: “Tüm dünyada dolara karşı para birimleri değer kaybediyor. Sadece bizim paramız değil. Amerika faiz artırdı.
Bu dolar yatırımcısına “Evine dön” demek. Bu da bizim gibi ülkelerdeki yabancı yatırımcıyı etkiledi. Bunun yanında petrol fiyatları neredeyse iki katına çıktı. Bunlar dış faktörler... İç faktörlere gelince petrol fiyatlarının artması bizde enflasyonu artırdı. Petrol ithal eden bir ülke olduğumuz için cari açığımız olumsuz etkilendi bundan. Tabi bütün bunların hepsi ‘masum’ şeyler değil!
Burada bir Türkiye’deki seçim sonucunu etkileme gayreti de var. Bazı finansı kuruluşları programlarında hiç olmayan değerlendirmeleri öne çekiyorlar. Türkiye ile ilgili kredi notu açıklıyorlar mesela. Piyasalara olumsuz algı yerleşsin ki biz seçimde olumsuz etkilenelim diye...
Seçimden sonra hem enflasyonun tek haneye çekilmesi hem de cari açığın dengelenmesi adına ciddi çalışmalar yaptık, hayata geçireceğiz. Bunların yanında olumlu gelişmeler de var. Turizmde ciddi sıçrama var. 40 milyonu aşacağız bu yıl. Öyle görünüyor.
2002-2017 arası otomobil satışı, beyaz eşya satışı, turist sayısı, turistik amaçlı yurt dışına çıkış rakamlarındaki devasa artışları rakamlarla açıkladı Başbakan. “Cumhuriyet tarihinde eşi benzeri olmayan bir büyüme yakaladık ve bunu 4 kez demokrasimize müdahale edilmesine rağmen biz yaptık” dedi. Aynı şekilde artan petrol fiyatları petrol üreten komşularımızı olumlu yönde etkiliyor. Bu da bizim onlarla ticaretimizin artmasını sağlıyor. Rusya ve İran’la ticaretimizde büyük artış var örneğin.
BİZİ ARKAMIZDAN VURDULAR
PKK ile mücadele de Başbakan’ın gündemindeydi. “Yıllarca bir şans verin dediler. Barış süreciyle o şansı verdik. Sonra bizi arkamızdan vurdular. Bundan sonra şans filan yok! Terörle, teröristle müzakere-görüşme olmaz.”
VERGİ VERMEYENE BU ÜLKEDEN PARA KAZANDIRMAYIZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın UBER beyanatından sonra aynı konuyu Başbakan’a da sorduk. Cevabı netti: “Bizim derdimiz UBER’ le değil. Bu ülkede yasalar var. Türkiye’de resmi bir faaliyet göstermeyeceksiniz, vergi vermeyeceksiniz. Ama para kazanacaksınız. Buna müsaade etmeyiz. İş yapmalarına karşı değiliz. Seçtikleri yöntem yasal değil. Aldıkları belgeler yaptıkları işe uygun değil. D2 ve A1 belgesinin amacı farklı. Üzerlerine gideceğiz! Bunun yanında taksiciler de kendilerine çeki düzen verecekler. UBER niye iş yapıyor kendilerine bir soracaklar.
MUHARREM İNCE HİTLER’E ÖZENİYOR
Başbakan son olarak Muharrem İnce’nin 2.Ordu Komutanı Metin Temel’le ilgili sözlerine yanıt verdi. “Hitler’e özeniyor herhalde, bir yanda ben gelince hakimler ayağa kalkmasın diyeceksin diğer yanda bana yan baktı diye apoletlerini sökeceğim diyeceksin.
Metin Temel Paşa 15 Temmuz’da darbenin bastırılmasında büyük kahramanlık sergilemiştir. Afrin’ de de aynı şekilde bu vatana hizmeti büyüktür. Ben bizzat gördüm. Değerli bir komutandır. Muharrem İnce fizik öğretmeni iyi bilir kritik hızın üzerine çıkınca savrulmalar olur. Kendisinde de bu savrulmalar başladı.”