Giriş
Soma’da 301 işçinin hayatını kaybettiği davada dün karar açıklandı.
Dört yıl sonra…
Ama ne karar!
İşletmenin sahibi şirketin patronunun oğluna 15, müdürüne 22, işletmecisine 18 yıl verildi.
Peki ya “Asıl patron benim... Kaza üç ay sonra olsaydı yaşam odamız olacaktı” diyen patrona?
Ceza yok!
Patron beraat etti!
Bi’ zahmet 15 yıl ceza alan yönetim kurulu başkanı (oğlu) 10 yıl yatar mı yatmaz mı belli değil…
301’i 10’a bölmeye yüreğim de ciğerim de el vermiyor.
Yüreğiniz kaldırabiliyorsa varın siz yapın o hesabı.
Yapın ve yüzleşin göz göre göre gelen bir faciada kaybettiğimiz her bir canın bedelinin kaç yıl olduğunu.
Baklava çalmanın insan hayatı çalmaktan daha ağır cezalandırıldığı bir sistemde hukuktan, adaletten bahsetmek mümkün mü?
Galiba artık şunu kabul etmeliyiz: Bu ülkede ucuz olan tek şey insan hayatı kardeşim.
O DEĞİRMENİN SUYU NEREDEN GELİYORMUŞ?
İstanbul Emniyeti Mali Şube Müdürlüğü’nün düzenlediği “Adnan Hoca” operasyonu gündeme damgasını vurdu.
Benim şahsen en merak ettiğim soru şuydu: Villalar, lüks arabalar, inanılmaz şaşalı bir hayat... Bu paranın kaynağı ne?
Operasyonu yürüten savcılık ve emniyet kaynaklarına dün bu soruyu sordum. Dört büyük kaynaktan bahsettiler.
1- İsrail’den Türkiye’ye gelen kimlikleri tespit edilen hahamlar, milletvekilleri ve siviller üzerinden nakit akışı oluyor. 15-20 kişilik gruplar halinde İsrail’den Türkiye’ye geliyorlar. Her biri üzerine 15-20 bin dolar para alıyor. Türkiye’ye geldiklerinde bu para toplanıp örgüte elden teslim ediliyor.
2- Müritlerin ve ailelerinin parasına çöküyorlar. Çalışan müritlerin maaşlarının tamamına el konuyor. Diğer gelirlerden örgüt adına hak isteniyor. Söz gelimi bir müride miras kaldığında “ecrin” adı altında o mirastan örgüte pay alınıyor.
3- Paravan şirketleri var. Bu şirketler hayali ihracat yapıyor. Bir kişi adına açılıp kapatılan 20 farklı şirketten bahsediliyor.
4- Şantaj-tehdit... Kaynaklarıma örgütün bu kanallardan elde ettiği aylık ortalama geliri sordum. Aldığım cevabı aynen yazıyorum: “Her ay sabit bir gelirden bahsetmek zor. Sürekli değişiyor. Ancak hiçbir ay milyon doların altına inmiyor. Şöyle düşünün en basitinden evdeki bir FENDİ yastığın fiyatı 3 bin lira!”
