Trump normal şartlarda bir psikiyatriste falan gitse direkt hastaneye yatırılması icap eden bir vaka. Düşünün ki bu derece patolojik bir ruh Amerika’yı, daha da fecisi tüm dünyayı yönetiyor. “İran’la iş yapan Amerika’yla yapamayacak” dedi dün... Adam öldürme, kaçırma, terör finansmanı, gasp derken tehdit ve şantaj... Süper güç değil, suç makinesi sanki! İnci Baba’nın sözü geldi aklıma “Bizim mafyalığımız hikâye, en büyük mafya Amerikan Başkanıdır.”
DOLAR REKOR KIRARKEN CHP'LİLER KOLTUK DERDİNDE
Gürsel Tekin “Doların 5.30’u aştığı bu gece bile, ülkeyi batıran iktidar partisi değil de CHP tartışılıyorsa vay halimize” demiş. AK Parti’ye toz kondurmayıp nasıl olsa atış serbest diyerek her mevzuda sadece ve sürekli CHP’ye çullanan ‘tek delikli zurnalara’ büyük ayarım! İşin bu kısmında Gürsel Tekin’e diyecek lafım yok. Ancak Sayın Tekin’in gözden kaçırdığı bir nokta var. Böyle bir gündemde bile CHP’nin tartışılıyor olmasının tek nedeni maalesef ‘o tek delikli zurnalar’ değil! Memleket yanarken koltuğunun derdine düşen CHP’lilerin ta kendisi! Anlayacağınız bu sefer durum biraz farklı Gürsel Bey.
REFORM MU DEFORM MU?
Yaşadığımız gezegende paradigma değişti. Bu değişim hayatın her alanında büyük bir dönüşüm yaratıyor. Türkiye’nin bunu görüp hem sosyal hem siyasal hem de ekonomik alanda yapısal reformlara ihtiyacı var. O reformları Mahfi Eğilmez Hoca şöyle sıralıyor: Eğitim sisteminin bilim temeline oturtulması, yargı bağımsızlığı, demokrasinin güçlendirilmesi, üniversitelerin özerkliğinin sağlanması ve bilim üretir hale getirilmesi, vergi-teşvik sisteminin yerli üretimi rekabetçi bir biçimde büyütecek şekilde yeniden oluşturulması, enerjide yerli kaynakların artırılması ve dolayısıyla cari açığın düşürülmesi...
Mahfi Eğilmez Hoca’nın şu tespitine dikkat “Reform yaptığımızı iddia ettikten sonra reforma ihtiyaç duyuyorsak yaptığımız reform değil ancak deform olabilir.”
UZUNGÖL'DEN SONRA SIRA AYDER'E Mİ GELDİ?
Bir “dönüşüme” kurban gitmeden önce Türkiye’nin doğa harikalarından biriydi Uzungöl. Uzungöl’ü Betongöl yapan “dönüşümün” bir benzeri şimdi Ayder için yapılıyormuş. Çok yazık...
İki yıl önce Ayder’e gittiğimde gördüğüm korkunç tablo karşısında dehşete düşmüştüm. Kaçak yapılaşma almış yürümüş, o doğa harikası yemyeşil cennet büyük bir hızla cehenneme dönüşüyordu...
İki yılda ne hale geldi bilmiyorum ama görünen o ki Ayder’e öldürücü darbeyi vurmak tıpkı Uzungöl’de olduğu gibi yine devletimize nasip olacak. Rize Valisi “Yıl sonu ilk kazmayı vuracağız” demiş. Vurun kardeşim, o kazmayı vurmadığınız bir Ayder kalmıştı, oraya da vurun. Memlekette ne kadar yeşil varsa yok edin emi.
YILDIZ TİLBE İLE EKONOMİYE GİRİŞ
Yıldız Tilbe’nin Türkiye’de Amerikan doları basma projesini duymuşsunuzdur. Kendisine acil şifalar dilerken B. Russel’dan esinlenerek şunu söylemek zorundayım: Günümüzün en temel sorunlarından biri bilgi sahibi olmayan kimselerin büyük bir rahatlıkla ve kendilerinden emin bir şekilde konuşurken bilgi sahibi kimselerin devamlı şüphe içinde olmaları ve susmalarıdır.