CHP’de koltuk savaşları tam gaz devam ediyor.
Düne kadar parti içi demokrasiyi dilden düşürmeyen il başkanları “Kurultay istemiyoruz” diye çağrı yaptı.
Düne kadar “Asla onun karşısında aday olmam” diyen Muharrem İnce, Kılıçdaroğlu’na bayrak açıp “Koltuğa yapışanlar...” diyerek meydan okudu.
Kemal Bey’in Kurultay’a gitmeme inadı da İnce’nin genel başkanlık hırsıyla “Ben vefalı adamım” diye başlayan o konuşmasındaki duruşunu, sözlerini yerle yeksan edişi de çok acıklı.
Bu sürecin sonunda ister Kılıçdaroğlu devam etsin, ister İnce genel başkan olsun fark etmez.
CHP gözümüzün önünde erimektedir.
Muharrem Bey’e bir parantez açayım...
Hiç şüphe yok ki 24 Haziran’da yarattığı heyecan ve dinamizmle şu an muhalefetin en umut veren lideri Muharrem İnce’dir.
Ben İnce olsam CHP’de ne kadar iddialı, heyecanlı, iktidar olma hayaline sahip arkadaşım varsa alır gider yeni bir parti kurarım.
Sözde değil, özde sosyal demokrat bir parti...
İnce bu riski alır mı?
Umarım yanılırım ama ihtimal dahi vermiyorum.
Aynı hatayı vaktiyle Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin yaptılar. Muhtemelen Muharrem İnce de o yoldan yürüyecektir.
Ama olur da İnce gözünü karartırsa önümüzdeki ilk seçimde İnce’nin partisinin CHP’den fazla oy alacağından şüphesi olan var mı?
ORASI MECLİS, RİNG DEĞİL!
AK Parti cenahının eski milli futbolcu yeni milletvekili Alpay Özalan’ı son HDP’li bükücü olarak konumlamasını son derece yanlış buluyorum.
“Gözüm üzerinde dedi.” “Parmağını salladı.” “Yakasına yapıştı.”
Kıymetli arkadaşlar, Orası Türkiye Büyük Millet Meclisi. Güreş minderi ya da boks ringi değil.
Özalan da dahil olmak üzere oradaki tüm vekillere yakışan kendini ifade etme şekli olarak çıkıp kürsüde konuşmayı benimsemeleridir.
Ahmet Şık çıkar konuşur bir diyeceği varsa Alpay Özalan çıkar cevap verir.
Genel kurul ve izleyen halk gereğini takdir eder.
Bunun usulü-adabı budur.
Kaldı ki: İzmir halkının oylarıyla oraya seçilerek gelmiş milletin bir vekiline, yıllarca ay yıldızlı formayı üzerinde taşımış milli bir sporcuya diskotek kapısında bekleyen bodyguard muamelesi yapmak da son derece çirkin.