Giriş
Önce şartlara bakalım.
CHP’nin en çekindiği isim olan Binali Yıldırım’ın aday olmayacağı kesinleşti.
Ekonomik kriz özellikle büyükşehirlerde yaşayan vatandaşı zorlamaya devam ediyor ki ekonomistler daha zor bir kış geçireceğimiz noktasında hem fikir.
Belli ki bu şartlar yerel seçimde özellikle büyükşehirlerde iktidar partisini zorlayacak.
Hal böyleyken yerel seçimin kalbi İstanbul’da CHP kimi aday gösterecek? Şu çok açık: Oy potansiyeli en yüksek, kazanma ihtimali en fazla olan isim Muharrem İnce.
Gel gör ki siyasetteki tek denge maalesef oy potansiyeli -kazanma ihtimali değil.
CHP genel merkezinden gelen haberlere bakılırsa halihazırda “kurultay krizi” sonrası parti yönetimiyle arası limoni olan Muharrem İnce önceki gün yaptığı açıklamalarla yine tepki çekmiş.
Normal şartlarda CHP’nin hiç düşünmeden İstanbul’da Muharrem İnce’yi aday göstermesi beklenirdi.
Fakat parti içindeki “dengeler” İnce’nin adaylığının o kadar da “garanti” olmadığını işaret ediyor. CHP’nin şu an için İstanbul’da Muharrem Bey’den daha güçlü bir adayı yok.
İstanbul’u kazanmak seçimi kazanmakla eşdeğer.
Bunlar kesin.
Muharrem İnce kazanamazsa, cumhurbaşkanlığı seçiminde yaptığı gibi ertesi gün çıkıp “24 Haziran’da şu oyu aldım, yerel seçimde bu oyu aldım” diyerek parti yönetimine yine bayrak açacağı da kesin!
Resme bugün buradan bakınca gördüğüm şudur: İnce’nin İstanbul’a aday olma ihtimali yüzde 50’den ne bir fazla ne bir eksik.
BİR ALMAN'IN NAZİLERİ ÖZLEMESİ
Almanya Köthen’de önceki gün yapılan eylemde şöyle bir slogan atılmış: “Nasyonel Sosyalizm, Şimdi, Şimdi, Şimdi.”
Nazilere (Nasyonel Sosyalist Alman İşçi Partisi) selam çakan yüzlerce Alman sokaklarda yürürken sözcüleri şöyle konuştu: “Alman halkına karşı yapılan ve burada gerçekleşmekte olan ırk savaşına karşı kendimizi savunmalıyız. Meleyen koyun olmayı mı sürdürmek istiyorsunuz yoksa bir kurt olup onları parçalara ayırmak mı istiyorsunuz?”
Yıl 2018...
Almanya sokaklarında ırkçı, faşist milyonlarca insanın katili Nazilere “özlem” sloganları atılıyor.
Bu dünya giderek daha da yaşanmaz bir yer haline geliyor.
Almanlar adına ben utanıyorum.
MUTSUZLUĞA DA VAR MISIN? (YOKUM)
Ünlü bir şarkıcı eşi iflas edip, evinin kapısına haciz gelince boşanma kararı almış. “Bu kaçıncı oldu acaba?” diye merak ettim, küçük bir Google yaptım. Bir de ne göreyim, ne kadar çok eşinin “maddi durumu” ya da “sağlığı” bozulunca boşanma kararı alan ünlümüz varmış. Kimseyi şahsen hedef almak gibi bir maksadım yok. O yüzden insanların ismini yazmıyorum. Bilmediğimiz mevzular vardır belki.
Ayrıca bu yazıyı birine özel yazmıyorum. Ama görünen o ki ülkemizde geniş bir kitle tarafından evlilik kurumu fena halde yanlış anlaşılmış. Her şey günlük, güneşlikken evli kalmak meziyet değil.
İş o ki dertler, sıkıntılar, zorluklar olduğunda da o eli bırakmamak. Yeni evlenecek arkadaşlara tavsiyem, düğün organizasyonunda masaya konacak çiçeklere karar vermeden önce sahiden “hastalıkta ve sağlıkta, iyi günde ve kötü günde” var mısınız yok musunuz buna karar verin. Yoksa kim istemez mutlu olmayı peki siz mutsuzluğa da var mısınız?*
*“Kim istemez mutlu olmayı ama mutsuzluğa da var mısın?” Cemal Süreya
ŞENOL GÜNEŞ'TEN
"Türk futbolunun altında pantolon yok, hangi ceketi giysem derdinde!”
