Daha geçen yıl Demet Akalın-Okan Kurt evliliğini ‘en istikrarlı aşk’ olarak nitelemiş ve şunları yazmıştım: Birbirlerine ‘minik’ deseler de, aşkları kocaman. Zaten ne demişti Demet bir şarkısında? “Hayalim üç kelime o da şöyle, evli, mutlu, çocuklu...” Şimdi bu hayali yaşıyorlar. Hayalleri hep gerçek olsun.
Ama olmadı, küt diye boşandılar. Bilinen en büyük sebep, Okan Kurt’un işlerinin bozulması, eve haciz gelmesi, kızları Hira’nın bu durumdan etkilenmesi. Demet ve Okan ne boşanan ilk çift ne de son çift olacak. Bu ülkede her yıl 130 bin civarında çift boşanıyor. Elbette boşanmak son çare olmalı. Evliliği kurtarmak asıl amaç olmalı. Ama bazı noktalar var ki, iş oraya geldiğinde boşanma kaçınılmaz oluyor. İşte o sebepler...
■ Eşimize karşı duygularımız bitmiş ve ona yabancılaşmışsak.
■ Eşimizde ciddi alkol-madde, kumar, internet, pornografi gibi bağımlılık düzeyinde alışkanlık var ve tedavi olmuyorsa.
■ Zihnimiz ve hayalimiz başka insanlara kaymaya; eşimizden soğumaya başlayıp ve bundan suçluluk duymuyorsak.
■ Eşimizi aldatıp bunu devam ettirmek istiyorsak.
■ Eşimize karşı cinsel hiçbir istek duymuyorsak ve eşimizle seks yapmak işkence gibi geliyorsa.
■ Evin ihtiyaçlarını karşılamıyor fakat kendisine rahatlıkla harcama yapıyorsa.
■ Eşimiz devamlı ailesiyle arkadaşlarıyla vakit geçirip çolukçocuğunu ihmal ediyor ve bunun doğru olduğunu savunuyorsa.
■ Aile baskısıyla evlendirilip bir türlü eşimizi sevemedik ve evimizi benimseyemediysek.
■ Aile yaşamı ve sorumluluğunu yürütmek zor geliyorsa.
■ Eşimizin aşağılama, sürekli küçümseme tavırları varsa, fiziksel şiddet uyguluyorsa.
■ İstemediğimiz halde değişik cinsel fantezilere zorluyorsa.
■ Eşimiz sürekli işiyle meşgul ve hafta sonlarını da işle geçiriyorsa.
■ Eşimiz sürekli olarak hep onun değerlerini benimsememiz konusunda baskı yapıyorsa.
■ Eşimizde ciddi fiziksel ve ruhsal hastalık varsa; tedavi olmak istemiyorsa.