Haftada iki gün balık, yaşam boyu sağlık

Yaşadığımız onca olumsuz gelişmeye müsilaj eklenince balıkçılarımızın tezgahları da yavaş yavaş kapanmaya başladı. Balık yemeğe çekinen tüketici bir yanda evine ekmek götürmekte zorlanan balıkçılar diğer yanda… Bu durum içimi acıtıyor. Bu hafta biraz çiftlik balıklarını masaya yatıralım istedim. Ülkemizde bu alanda faaliyet gösteren firmalar arasında yer alan Gümüşdoğa Su Ürünleri firması satış ve pazarlama müdürü Serkan Malay ile konuştuk.

Gümüşdoğa Su Ürünleri’nin serüveninden bahseder misiniz?

Memnuniyetle… Gümüşdoğa Su Ürünleri, 2000’den fazla kişiye istihdam sağlayan, Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları listesinde 98. sırada yer alan bir su ürünleri üretim şirketi. 1997 yılında Muğla’nın Milas ilçesinde tecrübeli iş insanı Halil Gümüşel tarafından kurulan firma, bir aile şirketi olarak faaliyetlerine devam ediyor. Serüven, balık yemi üretimi ve satışıyla başladı.

Şimdiyse Türkiye’nin önde gelen balık üreticilerinden biri olduk. Su ürünleri ihracatı ve yem üreticisi konumunda da öncü firmalardan biriyiz. Yetiştirdiğimiz ürünleri kendi tesislerimizde işledikten sonra hem ülkemiz tüketicilerine sunuyoruz hem de 45’den fazla ülkeye ihraç ediyoruz.

Faaliyet alanınız olan çiftlik balıkları hakkında bize bilgi verir misiniz?

Çipura, levrek, alabalık, granyöz ve Türk somonu üretiyoruz. Çipura, levrek, granyöz üretim tesislerimiz; Urla, Karaburun, Muğla Güllük, Didim, Finike, Silifke’de; alabalık tesislerimiz ise Fethiye, Keban Barajı, Kayseri Pınarbaşı, Kütahya Domaniç’te; Türk somunu tesislerimiz de Ordu, Sinop ve Keban Barajı’nda yer alıyor. Çipura, levrek, granyöz ve alabalık ülkemizde uzun yıllardır yetiştiriciliği yapılan türler.

Ciddi Ar-Ge çalışmalarıyla desteklediğimiz Türk somonuyla; Türkiye’de, Avrupa’da ve Uzak Doğu’da ciddi bir pazara ve beğeniye sahibiz. Sahip olduğumuz güçlü lojistik dağıtım ağımızla ülkemizin her noktasına, tüm Avrupa ülkelerine, Amerika, Orta Doğu ve Uzak Doğu ülkelerine ürünlerimizi ulaştırıyoruz.

ÖNCELİKLİ PRENSİBİMİZ İNSAN SAĞLIĞI

Çiftlik balıklarının besleyici değeri hakkında neler söylersiniz?

Kültür balıkları son derece sağlıklı ürünlerdir. Öncelikli prensibimiz insan sağlığıdır. Üretim, bu ana kuralla yapılır. Kültür balıklarını rahatlıkla ve tereddütsüz bir şekilde tüketebiliriz. Besleyici özelliklerini saymakla bitiremem. Balıklarımız; kalsiyum, potasyum gibi mineraller yönünden zengin ve vitamin deposudur. COVID-19’la mücadele ettiğimiz bu dönemde bağışıklık sistemini güçlendirmede çok büyük bir öneme sahip. Günümüz koşullarında kültür balıklarına ulaşmak çok kolay ve pratik. Sağlıklı nesiller ve sağlıklı bir yaşam için, “Haftada iki gün balık; yaşam boyu sağlık” diyorum.

BİLİM İNSANLARI BALIK TÜKETİMİNDE BİR SIKINTI OLMADIĞINI AÇIKLADI

Marmara Denizi’ndeki müsilaj hakkında ne düşünüyorsunuz?

Geçmiş yıllarda da dönem dönem görünen ve sonra hızlıca kaybolan müsilaj bu sefer çok fazla ve uzun sürmemesini diliyorum. Müsilaj, biyolojik ve kimyasal birçok koşulun bir araya gelmesiyle oluşan, ‘fitoplankton’ olarak adlandırılan bitkisel canlıların aşırı çoğalması, deniz sıcaklığının yükselmesi ve buna bağlı olarak bakteriyel aktivitelerin artmasıyla oluşan sümüksü, yapışkan ve şeker bazlı bir sıvıdır. Bu konuyla ilgili olarak, Su Ürünleri Genel Müdürü’müz Sn. Mustafa Altuğ Atalay tarafından gerekli beyanatlar yapıldı. Akademisyenler ve bilim insanları da balık tüketiminde herhangi bir sıkıntı olmadığını açıkladı.

Peki, sektörünüz müsilajdan nasıl etkilendi?

Konuyla ilgili bizim ürünlerimize karşı da bir negatif algının oluştuğunu duyuyoruz. Fakat basitçe izah etmek gerekirse; özellikle üretim bölgelerimiz, Marmara Denizi ile bağlantısı olmayan deniz, göl ve barajlarımızdadır. Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’yla beraber İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de ciddi çalışmalarıyla bu sorundan kısa sürede kurtulacağımıza inanıyorum.

KÜLTÜR BALIKLARIYLA İLGİLİ DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

• Üretimin hiçbir aşamasında büyümeyi destekleyici hormon kullanımı yoktur. Balık, yumurtadan çıktıktan sonra 12-15 ay içinde porsiyon boya gelir.
• Balıkları beslerken kullanılan yemlerin üretimi, kalite standartlarına bağlı olarak yapılır ve kullanılan bitkisel kökenli tüm hammaddeler sürdürülebilir ve sertifikalı kaynaklardan temin edilir.
• Kültür balıkları, doğa balığı gibi besleyici değildir algısı var; ancak kültür balıkları, doğa balıklarının sahip olduğu protein, mineral ve vitaminlerin tamamına sahiptir.
• Balık çiftliklerinin, denizleri kirlettiğine dair negatif bir algı var. Kafeslerimiz denizin ortalama 60-70 metre derinliğinde ve karadan üç deniz mili uzaktadır. Kıyı şeridiyle lojistik gemilerimizin bağlanması dışında hiçbir irtibatımız yoktur
• Üretimde o kadar ileri bir teknolojiye sahibiz ki, otomatik yenileme makinaları ve kamera sistemleriyle kafeslerimizin içindeki balıkların bir yemi bile yiyip yemediğini kontrol edecek şekilde besliyoruz. Böyle kontrollü bir üretimin olduğu ortamda kirlilikten söz edemeyiz.
• Müsilajın balıklarımıza zehirli etkisi olması söz konusu bile değil. İster kültür balığı olsun ister deniz balığı, gönül rahatlığıyla tüketebilirsiniz.