Önceki akşam “Survivor”da (TV8) adaların birleşmediği ama adı “birleşme partisi” olan bir sahil eğlencesi yaşadık...
Açıkçası Aleyna Tilki’nin jüri üyesi olduğu ses yarışmasını alıp “O Ses Türkiye” ekranına taşısan Murat Ceylan dışındaki yarışmacılar ilk turda elenmişti...
Partinin önceki yıllara göre bir hayli zayıf kaldığı gerçeğini bir kenara bırakırsak geceden aklımda tek soru kaldı; “Önümüzdeki yıl ‘O Ses Türkiye’nin jüri koltuğunda Aleyna Tilki mi oturacak?”..
Benim sorum ortaya. Ama hepimiz Acun Ilıcalı’nın bu tür alıştırmalarla ekranına angaje ettiği çok sayıda isim olduğunu biliyoruz, değil mi?
Girişi çok havalı ama...
HaberTürk’te yayınlanan “Sevilay Soruyor” konuklarıyla dikkat çeken bir program. Sevilay Yılman, uzun bir aradan sonra döndüğü ekranı hiç bırakmamış gibi, bu tamam... Ama programın başlangıcındaki “advertorial” tadı veren o uzun giriş içerikten ziyade ortam reklamı gibi.
Normal, belki maksat programın sponsorunu öne çıkarmaktır... Ama ne bileyim insanın kendi evinde mutfakta sudan başka bir içecek ya da yiyecek olmaz mı?
Girişte bir örnek daire havası var... Bir de konukların en az Sevilay kadar içeriğe hakim olması gerekiyor sanırım. Sevilay’ın sıklıkla “benim programı izlemediniz galiba” demesi bir parça özgüven eksikliği hissi veriyor...
Polis ve savcı nerede?
Okurumuz Tülin Ketenci not düşmüş; “‘Avlu’da da (Star TV) diğer dizilerde olduğu gibi şiddet dozu bir hayli yüksek. Kimse kimseyi ölse ele vermiyor! Bir de içeride cep telefonuyla rahat rahat konuşulup ölüm emri verilebiliyor... İnsan ‘bu kadar kolay mı’ diye düşünüyor?
Adam kadını küvette saç kurutma makinesinin kablosuyla boğdu, hem de çıplak elle. Makineyi de rahat rahat oraya bıraktı gitti! Peki ama parmak izi ne oldu? Dizilerde bu kadar kolay cinayet işlendiğine tanık olup hiç polis ya da savcı görmedikçe ve bu kötü insanlar yargılanmadıkça adalete olan güvenimiz inanın sarsılıyor!”...
İzlerken üzülüyorum
“Fazilet Hanım ve Kızları” (Star TV) dizisinde gözle görülür bir reyting kaybı var. Dizinin senaryoda kilitlenmesi akıl alır şey değil. Buna benzer hikayelerin (bir ‘Aşk-ı Memnu’ gibi) sezonlarca sürdüğünü hatırlıyorum... Daha birkaç hafta önce buraya “sezonlar boyunca devam eder” yazmıştım.
“Maşallah” dediğim kırkını çıkaramıyor resmen... Dizinin sezon sonunda son bulacağı konuşuluyor. Ve hakikaten kendi adıma üzülüyorum. Oyunculardaki “bitse de gitsek” duygusunun da artık açıktan açığa kendini belli etmesini de üzüntüme ekleyin!
Bir kulis!
Star’ın yeni yaz dizisi “Erkenci Kuş”un adından esinlenerek bir erken kulis haberi verelim mi?
Dedikodu ya da kehanet sevmem ama bizim sektörde bu tip meseleler genelde gerçeklere çıkar. İki sezondur Star TV’de program yapan Hülya Avşar yeni sezonda kanal değiştirecekmiş...
Avşar kızının yeni adresinin Kanal D olduğu söyleniyor. İki taraftan da bu yönde bir ayak sesi yok. Ama dediğim gibi bir şey birden fazla ortamda konuşuluyorsa ihtimali gözden geçirmek lazım. Ben de öyle yapıyorum...
Kalsaydı iyi olurdu
Duyduğum kadarıyla TRT, 24 Mayıs itibarıyla reyting ölçümlerinden çekiliyor. Artık hangi iş ne kadar izleniyor pek bilemeyeceğiz...
300 milyonluk reklam gelirinin neye göre dağıtılacağı da muamma olarak kalacak. Kimi meseleye “kamu kanalı özel kanallarla rekabet etmemeli” penceresinden bakıyor...
Ben tam tersine yayıncılığın artık ticari bir iş olduğunu düşünüyorum. İyi reyting ve iyi gelirle kendini kurtaran bir kanala neden itiraz edeyim ki?