Salı akşamı birden çok dizi sezon finali yaptı. Açıkçası en çok “Ufak Tefek Cinayetler”in (Star TV) finalini merak ediyordum...
Malum sezon başından beri Sarmaşık Sitesi’nde işlenen cinayetin kimin elinden çıktığı aydınlanacaktı. Daha doğrusu öyle bekliyorduk. Ama heyhat...
Final bölümünde başrolde bir limonata bardağı elden ele gezerek geceye damgasını vurdu. İçine zehir konulan o limonata Arzu karakterinden başlayarak toplam yedi el değiştirdi ve sonunda sekizinci sahibinin ölümüne neden oldu...
Vallahi ben hiçbir davette kullanılmış bir bardağın elden ele dolaştığına şahit olmadım. Arzu içmedi, Mehmet içecek; Taylan içmedi, ay ihale Edip’te kalacak derken bardak sahibini buldu.
Neyse...
Ha unutmadan sezon finalinde kurban belli oldu. En zayıf halka Edip iki metre yükseklikte pencereden şiir okuyarak düştü ve öldü...
Duyduğum o ki gelecek yıl da hikaye “katil kimdi?” sorusu çevresinde dönecek. Eh o zaman bana da ufak tefek müsaade. Vallahi uğraşamayacağım!
Büyük temizlik başlayabilir
“Yasak Elma” (FOX) setinde yaşandığı iddia edilen taciz meselesi dün gazetemiz POSTA’nın ilk sayfasında yerini aldı. Haberi bir de ben telaffuz etmek istemiyorum...
Vaziyet almak için fikrimi soran çok sayıda okur ve meslektaş da oldu. Açıkçası biraz beklemek taraftarıyım... Sonuç itibarıyla süreç adli bir eksene doğru hızla ilerliyor. Ama şu kadarını söyleyeyim, iddialar doğruysa, bu bir kırılma noktası olacaktır. Ve o kırık inanın çok büyük bir fay kırığına dönüşecektir...
7/24 iç içe yaşanan yorucu ve sıkıntılı bir yaşam şeklinden bahsediyoruz. Tamamıyla steril olmasını bekleyecek kadar saf değilizdir umarım. Kaldı ki yakın zamanda üçüncü sayfa haberlerinde steril olmadığını da sıklıkla gördük.
Neyse...
Şu son birkaç yıldır Amerikan sinema sektörü tam da bu meseleye odaklanıp içindeki sapkın safraları temizliyor. Ha bizde yaşanır mı; tekrar ediyorum iddia doğruysa “EVET”!
Gelmiş geçmiş en iyi kavga sahnesi
Geçtiğimiz yıl “İçerde” (Show TV) dizisinde izleyiciye mıknatıs etkisi yapan sahneler genelde aksiyon ve dövüş sporları içeriyordu. Gelelim bu sezonun yiğidine...
“Ufak Tefek Cinayetler”in (Star TV) son bölümünün ilk çeyreğinde öyle bir kavga sahnesi vardı ki, izlerken cidden gerdi...
Arzu ve Burcu karakterleri arasında dar alanda yaşanan büyük kavgada bütün banyo objeleri havada uçuştu. Yavaş çekimle izletilen bu bol cam kırıklı sahne dizilerde bugüne kadar gördüğüm en iyi kavga sahnesiydi...
İki kadının ölümcül kavgası zaman zaman bir dönem çok popüler olan çamur güreşini andırsa da bende unvan maçı etkisi yaptı. Çekenin de, kurgulayanın da, oynayanın da eline sağlık!
Ömer Üründül'ü geri verin!
TRT, 14 Haziran’da Rusya’da başlayacak olan Dünya Kupası’nın ekibinde ünlü yorumcu Ömer Üründül’e yer vermemiş. Bu başta ben olmak üzere birçok milli maçta Ömer Üründül’ün yorumlarını dudak ısırarak dinleyen bir kitlede şok etkisi yarattı...
Ömer Üründül, her ne kadar kızsak da bağımlılık yapan bir yorumcu ağabeyimiz. Aynı zamanda böyle uluslararası futbol karşılaşmalarında Ömer Üründül etkisi tıpkı Erovizyon Şarkı Yarışması’ndaki Bülent Özveren etkisine benziyor...
Dünya futbolundan Üründül’ü, şarkı yarışmasından Özveren’i çıkardığında geriye hep bir eksik kalır. Bunu da iyi bilesiniz pek sayın yetkililer!
O masanın sırrı
“Yemekteyiz” (TV8) programında bir bilinmeyene daha açıklık getirildi. Kendi adıma ben de merak ediyordum. Malum tüm yarışmacıların evlerindeki masa biçimi tıpkı kopyaydı...
Hâl böyle olunca sunucu Onur Büyüktopçu toplu soruların içinden bunu seçerek bir yanıt verdi. Masaların üstüne bir aparat koyarak hepsine aynı şekil veriliyormuş...
Hâl böyle olunca büyük evde değil ama küçük evlerde çok sırıtan o dev masa ve malum düzeni hiç değişmiyormuş. Öğrendik de boyumuz uzamadı ama bildiğimiz de iyi oldu. Yoksa masaya baktıkça “herkeste var, bizde niye yok” diye uyuyamayacaktık. Okuduğunuz şu son satır şaka yahu vallahi şaka!