Buket Aydın için daha önce “karınca” notunu düşmüştük. Kanal D Ana Haber’in vitrin yüzü olmanın dışında haberin içindeki aktif tavrı da izleyicinin dikkatini çekiyordu...
Buket Aydın için yeni sezon başladı. Üstelik bir değil, iki önemli işle. İlkini zaten biliyoruz. Buket Aydın hafta içi her akşam Kanal D Ana Haber’in yüzü olmaya devam edecek... İkinci proje ise bir iki hafta sonra CNN Türk ekranında hayata geçecek. Toplam kırk değişik sertlikteki soruyla gündeme imza atan konuklarının üzerinde bir güven testi yapacak. Bunu yaparken o soracak, konuğu yanıtlayacak ya da pas geçme hakkını kullanacak...
Ama bu maratonun sonunda kararı sadece Buket kardeşim değil, izleyici de verecek. Konukların samimiyetinden konunun açıklık kazanmasına kadar geniş bir yelpazede bir aktüel sınav olacak. Formatı değişik ve renkli buldum...
Renkli derken soruların da zorluk derecesine göre bir rengi olacak. En zor sorular kırmızı renkte. Bak onları merak ediyorum işte...
Programın ana fikri yapımcı ve yönetmen olan ikili Mahperi Uçar ve Şafak Bakkalbaşoğlu ikilisinden çıkmış. Fikri geliştirip pratiğe döken de Buket Aydın olacak. Hadi bakalım şimdiden hayırlı uğurlu ola...
KARA SEVDA OLUŞUR MU?
“Diriliş Ertuğrul”da (TRT 1) dolaylı olarak başrol değişimi yaşandı. “Osman Gazi” ismiyle ekrana gelecek olan yeni sezonun ana karakteri Osman Gazi’yi Burak Özçivit oynayacak. Burak daha önce de birkaç dönem dizisinde karşımıza çıkmıştı. Açıkçası tipi bu türden tarihi karakterler için çok uygun...
“Kara Sevda” sonrasındaki ilk işinde izleyiciyle arasında bir kara sevda daha oluşturacak mı, göreceğiz. Benim yanıtım, “Evet, kuvvetli ihtimal oluşturacaktır”...
TRT'NİN BÜYÜK SÜRPRİZİ NE?
Kurumdan birkaç arkadaşla lafladık. TRT 1 yeni sezona büyük bir sürpriz hazırlıyormuş. “Bir dizi mi?” diye sordum ama ses etmediler...
Dizi olduğunu pek sanmıyorum. Olsa kokusu çıkardı. Belki bir yarışma, üstelik öyle böyle bir yarışma değil; sabitlenecek cinsten bir şey...
Ortada öyle bir format kaldı mı bilmiyorum ama sürprizin büyüklüğünün altı inatla çizilince her ihtimali masaya koyuyorum. Bakalım ihtimaller bitince ortaya çıkan gerçek ne olacak?
ŞEFLERİN ÜSTÜNDE 'YEMEKTEYİZ' ETKİSİ
“Masterchef” (TV8) isimli programın ilk iki günlük maratonunu dikkatle izledim. Belli ki izleyici de pas geçmemiş. İlk iki yayın da en çok izlenen programlar listesinde ilk 10 sıra içinde yerini buldu...
İyi de izleyenini memnun etti mi? Açıkçası jüri tarafında roller belli. Şef Mehmet Yalçınkaya daha çok total dediğimiz kitle için oraya konmuş gibi. Yeri geldiğinde sinirlenip kabalaşabilen ama ölçüt olarak hep disiplini alan bir usta. Diğer iki ustamız olup biteni biraz daha alttan alıyor. Ama genel olarak küçük bir güler yüz eksikliği göze çarpıyor...
Bu arada “Masterchef” aynı kanaldaki “Yemekteyiz”in ekmeğini yiyor. Geçen sezon o programda öne çıkarak dikkat çeken birkaç ikon yarışmacı aralara serpilmiş. Tuzu biberi de bu sanırım...
Heyecan dozu yüksek ama yarışanların yurt dışındaki benzerlerine göre hareket, mimik ve tarz konusunda acemilik yaşadığını görüyorum. Takımların, duygunun izleyiciye geçebilmesi için oyunculuk olmasa da “ekran için vücut dili” eğitiminden geçmesi lazım.
DERS NİYETİNE İZLENİR
Magazin programları içinde “2. Sayfa”nın (teve2) artık özel bir yeri olduğunu düşünüyorum. Sunucuların yorum için kasılmadığı, olup bitene nokta vuruşlarla yorum yaptıkları bir serinkanlılık hali var...
İnsan programı bir gazetenin magazin sayfasını okur gibi izliyor. Bir de içerikte inceden bir talk şov hali var. Kırıp dökmeden sohbet akıyor...
Yani benim güzel okurum, magazin analiz programları ille de üçüncü şahısları rahatsız etmeden de yapılabilirmiş, insan görüyor. Bu dengeyi alkışlamak gerekiyor. Bravo Müge, bravo Gülşen; ders veriyorsunuz!