Yaza girerken ekrana gelen kalabalık kadrolu işlerden “Kocaman Ailem” (atv) yazın en kısa süren ilk işi oldu.
Atv, dizi istediği reytingleri yakalayamayınca final kararı aldı... Açıkçası birkaç bölüm izledikten sonra senaristlerin bir önceki işleriyle aynı model iş çıkaran kadroyu farklı bir eksene çekmesini beklerdim. Bir türlü olmadı. Gidenin arkasından konuşmak gibi bir tavrım asla olmadı. Hatta her bitişte bir burukluk yaşadım. Keşke “Kocaman Ailem”, kocaman bir izleyici ailesine kavuşabilseydi...
Bu arada içim hakikaten buruk. Yazın yayından kaldırılacak ikinci işinin ismini yine ilk kez bu sayfadan duyuracağım için. Hayırlısı artık...
SEVİLEN SAATİNE DÖNDÜ
“Gelinim Mutfakta” (Kanal D) bir saat değişikliğine uğramıştı. Değişim izleyicinin çok da sevdiği bir şey değil. Ama maddi olarak daha değerli bir saati ayağa kaldırabilmek için kanalların bu tür denemeleri yapması şart...
Neyse program önceki gün eski saatine alındı ve formuna kavuştu. Bir hafta kadar düşen reytingleri kendini toplayarak yine mutfağın mis gibi kokmasına neden oldu. Bırakalım böyle kalsın. Seyirci neyi nerede görmek istediğini vefasıyla göstersin!
O ARTIK YAPIM TARAFINDA
Star TV’nin eski genel müdürü Ömer Özgüner, Türkiye’deki yabancı sermayeli yapım şirketlerinden olan Karga Seven’in başına geçti... Daha önce “Kayıtdışı” isimli dizinin yapımcılığını üstlenen şirket bir parça hayal kırıklığı yaşamış, ufak tefek program ve sinema işleriyle bu kırgınlığı düzeltmeye çalışmıştı...
Memlekete büyük bir heyecan ile giren Karga Seven aynı heyecanı Ömer Özgüner sayesinde yakalayabilir mi; yanıtım evet. Orta kısa vadede bunu görürüz. Başarılar dilerim..
VAMPİR DİZİSİ İŞ YAPAR MI?
“Yaşamayanlar”, memleketin ilk vampir dizisi olarak ekrana çıkacak. Vampirler de maşallah her bakışta hayat dolu olduklarına şahitlik ettiğimiz Elçin Sangu, Kerem Bürsin ve Birkan Sokullu gibi sıkı oyuncular...
Blu TV platformunda yine fark yaratacak bir işten söz ediyoruz ama şansı var mı? Hemen bir karşılaştırma yapalım. Türk Sineması’nda komedi filmlerinden sonra kemik izleyicisi olan tüm işler hep korku odaklı. Çoğunluğu hurafelerden hareket ediyor. Ama izleyici her şekilde takipçisi oluyor...
Aynı durumu “Yaşamayanlar” adına ekrana monte etsek, iş amacına ulaşır diye düşünüyorum. Yoksa fantastik bir deneme olarak kalır ve açıkçası Nicolas Cage ağabeyimizin son yıllarda çektiği tüm absürt filmlerini izlerken kapıldığım “başkası adına utanmak” fikrine kapılıp ekran başından savrulurum!
AH KEŞKEM!
■ “Ufak Tefek Cinayetler”de (Star TV) Pelin karakteri biraz daha kilo alsa.
■ Nejat İşler yeni dizi haberiyle gündeme gelse.
■ Giderek çoğalan farklı coğrafya dizilerinin şive sorunları bir şive koçuyla ortadan kalksa.
■ “Çukur”da (Show TV) kim oynayacak diye merak edilen “Cumali” karakterine hayat veren mesela Celil Nalçakan olsa. Ve hayat her gün bayram olsa, ne güzel olurdu değil mi?
BU NE PERHİZ...
Ağır yaşamlar, TLC ekranının en ağır toplarından. Ama obezite yüzünden yaşamla ölüm arasında gelip giden insanların irade hikayeleri anlatılırken araya giren bol kalorili dondurma reklamlarını nasıl yapacağız bir bilen var mı?
Elbette kanallar reklamla yaşıyor. Ancak tematik bir programa reklam seçerken izleyiciyi de motive edecek ürünleri öne çıkarmak daha efektif olurdu sanki. Büyüklerimizin dediği gibi “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” çelişkisine düşmezdik hani...