Oh be. Sonunda mutlu sonla biten bir dizimiz oldu. “Siyah Beyaz Aşk” (Kanal D) önceki akşam aramızdan ayrılırken Aslı ve Ferhat ikilisi de korktuğumun aksine hikayeyi gülümseyerek bitirdiler...
Hamilelik, çocuk ve sonrası mutlu son işte, daha ne anlatayım? Bu arada “Siyah Beyaz Aşk” sezonun birden çok senarist değiştiren dizisi oldu. Giriş bölümü zayıf, gelişme bölümü kuvvetli, final bölümü de orta karar oldu. Ama finali mutlu olunca bunları unutup bir kenara koyduk...
Son bölümde daha çok Aslı ve Ferhat görmek isterdik ama hikayeyi de bağlamak gerekiyordu. Neyse...
En azından Ferhat için deri montla kara kış ortasında “ne zaman zatürree olacak acaba?” kaygısını da tarihe göndermiş olduk. Benim mutlu son meselesinin ayaklarından biri de buydu. Hayırlısı olsun!
O PROGRAM DÖNÜYOR MU?
“Kaybolan Çiçekler” isimli programla iki sezonda birçok kayıp çocuk vakasını aydınlatan İnci Ertuğrul ile lafladık...
FOX ekranında aniden son bulan programın benzerleri için teklif aldığını söyledi. Açıkçası ben de kulislerden duyuyordum. Adres belli olmasa da niyet olduğunu biliyordum...
“Peki, kabul edecek misin?” diye sordum. İnci tüm samimiyetiyle “Belki çok düşünmem gerekecek, belki de önden bir psikoloji güçlendirme kürü yaparım, bilemiyorum. Ama kaldığım yerden devam etmek fikrim var” dedi...
TV sektöründe “hah, şöyle” dediğim an çok azdır. İnci Ertuğrul’un eğilimini öğrendikten sonra dedim vallahi. Reytingleri iyi gittiği halde “kendisinin bile programın neden kaldırıldığı” konusunda bir bilgisi olmayan İnci için bu iadeyi itibar olacaktır. Hadi bakalım!
HARCARSANIZ İZLEMEM
Şunu anlamak isterim. “Çukur” (Show TV) dizisinde iyi kötü tüm karakterlerin bir zekası var. Düşünme yeteneği, kuşkuculuğu, fantezi dünyası filan...
Zaten kafası çalışmayanlar bir ya da iki bölüm boy gösterip diziden çekip gittiler. Buraya kadar tamam...
Ama kimse bana “siz hepiniz ben tek” diyebilecek kadar cesur Selim’in IQ derecesine sahipmiş gibi gelmedi. Ne Yamaç, ne Vartolu, ne Beyefendi ne de artık aklınıza kim gelirse...
Adam entrikalarıyla zeka küplerinin tamamını kırdı. O kafa hayırlı işlere çalışsaydı sanırım dünya şimdi Amerikalı mucit işadamı Elon Musk yerine Çukur mahallesinden çıkan Selim Koçovalı’nın Mars’a gönderdiği arabayı konuşurdu. Haksız mıyım? Not: Önümüzdeki bölümde Selim’i harcarsanız hatırım kalır. Valla daha da Çukur’a gelmem!
VALLAHİ BİLEMEDİM...
“Arka Sokaklar” (Kanal D) dizisinin son bölümlerinde Hüsnü Çoban karakterini içten içe erirken görüyoruz. Dizinin en hayat dolu karakterinin art arda yediği darbelerle zafiyet geçirmesi normaldi ama insan konduramıyor işte...
Konduramadığım da Hüsnü Çoban’ın hikayeden ayrılma olasılığı. Bir başka konduramadığım ise Hüsnü Çoban’ın ölüp Light Selami karakterinin “Çocuklar Duymasın” (Kanal D) dizisine giriş yapma ihtimali...
Elbette Özgür Ozan o tatlı oyunculuğuyla ihtimaldir ki diziye bir kan getirecektir. Ama o kanın taze olup olmadığı konusunda şüphelerim var. Eğer ki bir gömlek çıkaracaksa giyeceği yeni gömleği eski gardıroptan olmamalıdır. Elbette kendisi bilir ama...
O SORULAR VAR YA...
Ramazan ile birlikte ekrandaki ilahiyatçılara gelen soruların toplu şekilde akıl tutulması yaşadığımız hissini vermesi bana baygınlık getirdi...
Koca profesörlere “Manolya Kadın Kuaförü” muamelesi yapılması, affedersiniz; “sir ağda caiz midir hocam?” gibi tuhaf soruların sorulması, her biri finali Müge Anlı’da yapacak potansiyelde arkadaşlardan acayip kere acayip soruların gelmesi beni ürkütüyor...
Tamam, başta Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu olmak üzere hocaların tamamı bu sorulara şerbetli ama durumun sosyolojik yönden de incelenmesi lazım. Soru şu; “akıl müessesesi nereye gidiyor?”. Ya da “orucun başa vurması” dedikleri bu mudur?