Bu yaz ekranında üç diziyi merak ediyorum. İlki bir süredir reklamları fazlasıyla çoğalan “4N1K”. Son zamanlarda dediğim neredeyse 6 aydır FOX ekranında projenin reklamı yapılıyor...
İkincisi Star TV imzalı “Erkenci Kuş”. Fragmanlara bakınca dört başı mamur bir romantik komedi görünüyor. Böyle hayatımıza giren yaz işlerinden “Kiraz Mevsimi”, “Çilek Kokusu”, “Kiralık Aşk” havası filan var. Hadi bakalım...
Ve son olarak yine bir melekli dizi var. “Meleklerin Aşkı” bugün yarın Show ekranında başlıyor. Daha önce “Benim Annem Bir Melek” isimli dizide başrol oynayan Oya Başar ablamız bu genç gülmecede yine meleklere karışmış. Vallahi insan merakla bekliyor!
Yayın günleri maçlara endeksli
Kabul etmek lazım ki kanallar kuş bile kondursa şu önümüzdeki üç hafta içinde TRT’nin liderliği kesin gibi görünüyor... Bu yüzden kanallar mesela ilk kez yayınlanacak dizi ve filmlerin gösterimlerini maçların olmadığı günlere oturtmak zorunda...
Maçlar hangi gün yayınlanmayacak, onu da bilemiyoruz tabii. FIFA 2018 Dünya Kupası’nın maç fikstürü TRT’nin internet sitesinde mevcut. Vallahi karşılaştırma ve boşluk kollama şart. Yoksa bu maçı her türlü TRT alır, net!
İçeri girer misiniz?
Hadi bakalım bugün yine “içerdeyiz”. Geçtiğimiz yılın fenomen dizisi “İçerde” prime time diliminde tekrar bölümleriyle yine Show TV izleyicisinin karşısına çıkıyor...
Elbette “Kurtlar Vadisi” gibi tekrarlarında bile reyting rekoru kıracak bir skor beklemiyorum. Bir de dizinin karakterlerinin önemli bir bölümü aynı kanalın mevcut “Çukur” dizisinde aktif oyuncu...
Dizinin, karakterlerin birbirine karıştığı akıl sarmalı yaratma gibi bir riski de var. Ama malum yaz ekranı; kanallar az harcama çok izlenme peşinde...
Ben diziye müzikleri için bir şans daha veririm. O da birkaç bölüm. Sonrasını ezbere bildiğim için takılıp kalacağımı tahmin etmiyorum. Ama bu işler hep nasip, bakıp göreceğiz!
Bir Hint sevdası daha...
Kanal 7 neredeyse Hindistan’ın ulusal kanallarından biri haline gelecek. Bu işin şakası elbette. Kanal, yaz ekranı için de yeni bir Hint dizisini yayına koydu...
İşin ilginç tarafı Hint serileri öyle fırtınalar yaratmasa da çok çabuk bir izleyici kitlesi yaratıyor. Hayatımıza giren son dizinin adı “Sev Yeter”. Öncekilerde olduğu gibi yine bir romantik dizi...
Peki, neden bizim diziler değil de Hint dizileri? Bir izleyicinin dediğine göre “aile kavramına çok daha saygılı oldukları için!”. Ha, bu durumda durumu gözden geçirecek olan Hintler değil biz Türkleriz sanırım, ne dersiniz?
ÇOK HAYIRLI BİR EKRAN
Atv, bayram ekranı boyunca en az 10 kez bir dakikalık programlarda izleyicisine “Hayırlı Bayramlar Türkiye” demiş...
Reytinge giren ilk yüz program içinde hayır bolluğunu görünce insan anlıyor. Geride bıraktığımız bayramın en hayırlı kanalı atv olmuş kısacası. O hayır dilekleri yüzünden listede kendine yer bulamayan saatlik işler atv ekranına aynı temenniyle karşılık vermişler midir acaba?
BİRAZ DAHA İNANMALI
“Kalbimin Sultanı” (Star TV) ile bayramda tanıştık. Belli ki çok emek harcanmış. Ama ilk bakışta dizide tam bir “yaptığına çok da inanmama hali” mevcuttu...
Belki zaman içinde kendini düzeltir. Malum önümüz yaz ve ekranlar seyirciye çok alternatif vermiyor. Bir Türk- Rus ortak yapımı olan projede sırıtan detaylar, daha önce “Muhteşem Yüzyıl”, “Payitaht Abdülhamid” gibi başarılı dönem dizilerini fazla andırmasından kaynaklıydı...
Türk insanı defalarca ekranda gördüğü şeylerin aynısını bir başka isim altında izlemeye aşırı meraklı değil artık...
Bir Süleyman ve Pargalı dostluğunun üstüne çıkmadıkça Sultan Mahmud ile Namık Paşa’nın ilişkisi o ilk kılıç dövüşü sahnesindeki gibi sırıtacaktır. Keza saraydaki harem muhabbeti de öyle...
Neyse bakalım dizi bir çıkış yolu bulup kalplerin sultanı olabilecek mi?