Dahi çocukların davranışları ve içinde kopan fırtınalar hep merak edilir. Dersler onların zakasının çok gerisinde kaldığı için okulda sıkıldıkları ve sessiz kaldıkları anlatılır. Eskiden bu tarz çocuklara Türkiye gibi büyük ülkelerde bile ‘rahatsız’ gözüyle bakılırdı… Halbuki IQ 160’a dayanmış kimsenin haberi yok. Ülke geliştikçe bu dahiler için devlet çeşitli destekler ve yatırımlar yapmaya başladı. Özel sınıflar açılarak eğitimleri için çoğu ihtiyaçları karşılanır hale geldi.
BİLİMDE ZİRVE
Buraya nereden geldim? Önceki gün her yerde Belçika’daki 8 yaşındaki dahi bir çocuğun bu yıl üniversiteye başlayacağı haberleri vardı.
Bu gibi durumlar Avrupa, ABD, Japonya, Güney Kore gibi ülkeler için sıradan sayılıyor… Ancak benim anlamadığım neden bizim ülkemizdeki dahi çocuklar onlar gibi direk üniversiteye başlayamıyor? Biz mi yanlış yapıyoruz yoksa onlar mı? Böyle bir sınıf atlamanın ciddi sakıncaları olsa uzmanlar şu ana kadar 40 kere uyarmaz mıydı? Demek ki sorun yok. Adı üstünde zaten ‘dahi’…
‘Türkiye’de dahi çocuk var mı’ diye soranınız olabilir; hemen söyleyeyim çocukların yüzde 3’ü… Yani neredeyse 450 bin kişinin IQ’su 120’nin üzerinde…
Sanırım fena bir rakam değil. Ancak bu çocukların büyük kısmı ailelerin ve eğitimcilerin bilinçsizliği yüzünden keşfedilemeden ziyan oluyor.
Bunu önlemek için devletin ve büyük şirketlerin daha ilköğretimde beyin avcılığı yapmaları gerek. Bazı bilinçli aileler ise gerekli ortamı bulamadıklarından çocuklarını belli başlı özel okullara, lise döneminde de yurtdışına gönderiyor.
Halbuki Türkiye gibi katma değere ciddi yatırım yapan bir ülke bu açığı kısa sürede kapatarak, tüm dahi çocuklarımıza rahatlıkla ulaşabilir. Bu ne demek biliyor musunuz? Bilimde zirve demek…
AMA…
Ama öncesinde yapılması gereken bir şey var. O da tüm çocuklarımızı gözümüzden bile sakınmak. Günlerdir çocuk istismarcılarına etmediğimiz lanet kalmadı. Ciğerlerimiz yandı.
Hep birlikte ağladık… İdam diye gökleri inlettik. Başımıza yastığa rahat koyamadık. Aklımızı kaybettik… Artık son olsun, bitirin bu adileri, dayanacak güç kalmadı.
İHRACAT VİZYONU…
İhracatçıların yeni başkanı İsmail Gülle oldu. Gerek Oğuz Satıcı gerekse Mehmet Büyükekşi döneminde ihracat katlanarak devam etti ve zor dönemlerde büyümede en büyük etken oldu.
Sürekli yeni pazarlar keşfedildi. Bu çıtayı üretimle birlikte yukarı çıkarmak şimdi Gülle’nin elinde. Beklenti 2023’te 500 milyar dolar.
Ticaret savaşlarının hızlandığı böyle bir dönemde zor gözüküyor ama üretici bu vizyonu Gülle’de görüyor. Kendisine bu zorlu görevinde sonsuz başarılar diliyorum.
KAHVENİN TEKNOLOJİSİ
Japonlar, resminizi kahve köpüğünün yüzeyine çıkaran teknoloji geliştirdi. Sipariş verirken garson resminizi çekiyor ve içeceğinize işliyor. Sistem halihazırda Türkiye’nin bazı noktalarında da hizmete girdi. Bu durumda satışlar katlanacağı gibi sipariş verirken isim söyleme derdi de ortadan kalkmış olacak. Hadi afiyet olsun.