Giriş
Eskiden olsa belki ABD’nin ekonomik yaptırımlarla Türkiye’ye diz çöktürme stratejisinde başarıya ulaşabileceği düşünülebilirdi.
Ancak halihazırda yüksek bilgi teknolojilerinde yabancılarla kıran kırana mücadele edebilecek donanıma, yeterli beyin ve sermaye gücüne, sağlam bankacılık yapısına sahip olunması, tüm bu gereksiz ve saçma çabaları boşa çıkarıyor.
En ciddi krizlerden bile ufak sıyrıklarla çıkmayı başaran Türkiye, her dönemde olduğu gibi yine tüm iyi niyetiyle dünyaya ekonomi dersi vermeye devam ediyor. Sınav üzerine sınav, oyun üzerine oyun…
En güzeli de TOBB’uyla, TÜSİAD’ıyla iş dünyasının kenetlenmesi… ‘Zorluklar yine birlik ve beraberlikle aşılacak diyerek’ belki de her fırsatta dile getirilen ‘kutuplaşma felsefenin’ de tarihin derinliklerine gömülmesini sağlayacaklar.
KALİTE VE FİYAT
Yaptırımlara karşı dik duran Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘onların iPhone’u varsa öbür tarafta Samsung var, Vestel var’ diyerek gözdağı vermesi, hem diğer yabancı yatırımcılara verdiği önemi hem de yerli cihazlara olan güveni gözler önüne sermesi açısından önemli. Şu bir gerçek ki telefon donanımında artık kimsenin birbirine karşı üstünlüğü kalmadı. Yıllardır aynı cihazlar ufak eklemelerle yeni model diye piyasaya sunuluyor. E öyleyse bir telefona 6-7 bin lira vermeye ne gerek var? Aslında bu durumun son yıllarda vatandaş da farkına vardı. Teknolojiye meraklı genç nüfusta marka takıntısı sona erdi. Artık en iyi cihazı en uygun fiyata almak için internette en az bir saat araştırma yapılıyor. Son bilgilere göre Apple’ın Pazar payının son yıllarda yüzde 20’lerde sabit kaldığı belirtilirken yerli cihazların da bu rakamlara ulaştığına dikkat çekiliyor. Yani yerli pazarı büyürken, iPhone’lar yerinde sayıyor. Yani sanal asistan Siri’nin sanırım pabucu dama atılıyor.
5G SINAVI
Tabi ki serbest piyasa, tabi ki herkes istediğini alır, ancak kimseye bir fayda sağlamayan bu tür ekonomik yaptırımlara Türkiye gibi bir ülkenin karşılık vermemesi de beklenemezdi.
İşte bu günler için yerli otomobil, yerli telefon, yerli arama motoru, yerli mesajlaşma uygulamaları, yerli e-posta, yerli güvenlik sistemleri, yerli yazılımlar denip duruyor.
Yerlilik demek muhtaç olmamak demektir. Hız kesilir ve birilerinin gerisinde kalınırsa o teknolojinin bir hükmü de kalmamış olur.
Bu yüzden nefes almadan teknoloji üretilmesi ve bu yönde her türlü yüksek katma değere hak edilen teşviklerin verilmesi gerekiyor.
Şimdi önümüzde 5G var ve 2020’de kullanıma sunulacak. Nasıl dünya 4G kullanırken biz, 4.5G kullanmış ve en hızlı mobil internetini vatandaşa sunmuştuk, aynı şeyi 5G’ye de uyarlamamız gerekiyor. Kapılar ardına kadar açık. Ne yaparsak kendimize… Başka Türkiye yok. Bu süreci de yerli gücüyle başarıyla sonuçlandırırsak bizi kimse tutamaz.
GÜNEŞ ENERJİLİ OTO
Şu an güneş enerjisiyle çalışan araba projelerine devrim niteliğinde bakılıyor. Ancak bu teknolojinin otomobillerde 1960’ta kullanıldığını, çeşitli çıkar çatışmaları yüzünden seri üretime geçirilmediğini biliyor muydunuz? Demem o ki teknoloji zaten denenmiş, geliştirmesi bize kalmış…
