Son zamanlarda en çok tekrar ettiğim cümle şu: “ABD gibi dostun varsa düşmana ihtiyaç yoktur.” Sebebi basit; ABD yıllardır NATO’da müttefikimiz olan bir ülke, Türkiye ile stratejik ortak. Her konuşmada bunu hatırlatıyor.
Peki PKK kanlı bir terör örgütü mü ve Amerika PKK’yı terör örgütü olarak görüyor mu? Evet. Peki ABD, YPG’nin, terör örgütü PKK’nın Suriye kolu olduğunu bilmesine rağmen YPG’ye binlerce TIR dolusu silah veriyor mu? Evet. Türkiye’de millete ve devlete en büyük ihaneti yapan Fetulahçı Terör Örgütü’nün elebaşı nerede yaşıyor? ABD’de Pensilvanya’da.
Peki, FETÖ elebaşının 15 Temmuz darbe girişimi ile ilişkisini gösteren deliller aramızda suçluların iadesi anlaşması olan ABD’ye gönderildi mi? Evet. Amerika, adli makamları gönderilen binlerce sayfa belgenin olduğu dosyaların kapağını açtı mı? Hayır. Yani anlayacağınız Türkiye’nin düşmanı iki terör örgütü PKK ve FETÖ, Amerika tarafından kollanıp, korunuyor ve destekleniyor.
Amerika ne yapıyor? Türkiye’de savcıların açtığı ve mahkemeler tarafından iddianamesi kabul edilmiş ve casuslukla suçlanan Rahip Brunson’un serbest bırakılmaması karşısında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Adalet Bakanı Abdülhamit Gül hakkında yaptırım kararı alıyor.
Kararın gerekçesi
Sanki varmış gibi iki bakanın ABD’deki mal varlıklarını dondurma kararı alan ABD, kendi vatandaşlarının bu bakanlarla herhangi bir ekonomik ilişkiye girmesini de yasakladı. Peki gerekçesi ne? Her iki bakanın Rahip Brunson’un tutuklanmasında rol oynamalarıymış. Bu iki ismin rahip tutuklandığında Bakanlık koltuğunda oturmadıklarını hatırlatmaya gerek var mı bilmem… Kararda aynen şu ifadeler kullanılıyor:
“Bu iki bakan, Türkiye’de ciddi insan hakları ihlallerinden sorumlu olan Türk hükümetinde yönetici pozisyona sahiptir.” Oysa daha iki gün önce ABD Başkan Yardımcısı Pence, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve Türk Hükümeti’ne sesleniyorum. Amerika Başkanı adına bir mesajım var: Rahip Brunson’u serbest bırakın ya da sonuçlarıyla yüzleşmeye hazırlanın” dememiş miydi?
Pence ve ABD yönetimi durumdan Erdoğan’ı sorumlu tutarken bir anda iki bakan hakkında yaptırım karar alıyor. Baştan ayağa tutarsızlıklarla dolu saçma bir karar. En kötü Amerikan filmlerinde bile bir tutarlılık vardır. Amerikan yönetimi terör örgütü PKK’yı silahlandırıp FETÖ’yü koruyup kollarken bir de insan haklarından, demokrasiden bahsedip iki Türk bakana yaptırım uygulaması hiç bir tutarlılığı olmayan çok kötü bir Amerikan filmi gibi. Belki de bugüne kadar izlediğim en kötü Amerikan filmi.