Çok değil...
Daha 10 yıl önce, Cumhurbaşkanlığı seçiminde sözde laik - özde laik gibi laflar havada uçuşuyordu.
Gündemin birinci maddesi irtica’ydı.
Türban’ın Çankaya’ya girme ihtimaline karşı bütün zinde güçler tetikteydi.
Eşli davetiye, eşsiz davetiye...
Neler neler.
Şimdi böyle bir dert yok. İrtica kelimesini hiç duymuyoruz.
Laiklik elden gidiyor diye ağlaşanlara hiç rastlamıyoruz.
Bütün adaylar artık türban yanlısı... Yani kim kazanırsa kazansın “müslüman bir cumhurbaşkanımız” olacak.
Ahmet Necdet Sezer’in meşhur kamusal alanı nereye gitti kayboldu?
Bülent Arınç’ın eşini havaalanında istiskal eden o kafa şimdi nerede? Araziye mi uydu?
Abdullah Gül’ün eşiyle tokalaşmamak için protokoldeki yerini terk eden o yüksek bürokrat yoksa şimdi hidayete mi erdi?
E hani İran’a benzeyecektik?
Demek ki neymiş?
Hepsi evhammış.
Öyleyse şimdi göğsümü gere gere söyleyeyim:
Ben, Cumhurbaşkanı Adayı’nın cuma müdavimi ve aynı zamanda Hacı olanını severim azizim.