Dünya İdlib’e kilitlenmişken... Ve Türkiye, çetin bir diplomasi maratonuna girip mücadele verirken, insan merak ediyor doğrusu:
Ana muhalefet ne düşünüyor acaba?
Bütün bu olup bitenlere CHP lideri ne diyor?
Saraydaki mönü kadar ilgisini çeken bir şey yok mu?
Herhalde vardır. Belki bugün iki çift laf eder. Bugün 9 Eylül. CHP’nin doğum günü.
Kaldı ki İzmir’in de gurur günü. Kurucu Parti, böyle bir günde konuşmayacak da ne zaman konuşacak?
Çok iyi bilirim ki, yine hükümete “Esad’la mutlaka yüz yüze görüşmesini” tavsiye edecektir. O kadarcığını çocuklar bile tavsiye eder. Şunu diyebiliyor mu?
- Gidip biz görüşürüz. CHP Heyeti olarak hazırız. Onayınızı bekliyoruz.
Diyebiliyor mu? Haydi bakalım.
Sanırsınız ki yeni bir göç dalgası, Erdoğan’ın şahsi problemi...
Madem ona fatura edilecek, gelsin 3 milyon mülteci daha. Öyle mi?
Kaldı ki tehlike ondan ibaret de değil. Zincirleme bir sürü belâ.
Esad, CHP’yi sever. Araları iyidir. Geçmişte diyalogları da vardır. Vallaha, Kılıçdaroğlu’nun yerinde olsam, Erdoğan’a da sormam.
Hiç vakit kaybetmeden bir heyet teşkil eder, Esad’ın kapısına dayanırım.
Netice alamasam bile, yangını söndürmeye giden karınca misali, “tuttuğum tarafı” bâri ibret-i âlem için gösteririm. AB bile şaşar kalır.