Giriş
Çocuğa yönelik şiddet, istismar ve cinayet haberleri herkesin canını yakıyor, herkes kahroluyor. İnsansan öyle olmalı çünkü; için yanmalı, acımalı.
Öbür türlüsü mümkün mü?
Ama bu olaylara üzülmeyi, duyarlı olmayı sosyal medyaya iki satır yazmak, sonra da hayatına kaldığın yerden devam etmekle eş anlamlı sanıyorlar.
Bu mudur yani?
Bu kadarı yeterli mi?
Ben açıkçası duyarlı olmayı, insan olmayı bile böyle gösteriş haline getirenlerden bıktım.
İki satır duyar kasan mesaj yazmadı diye başkasına ayar çekenlere de takığım ayrıca!
Gerçekten çok tuhaf yerlerde debelenip duruyoruz...
Sosyal medya öyle bir hal aldı ki; hadsizliğin, aldırmazlığın, vicdansızlığın, terbiyesizliğin gösteri yeri olmuş durumda. Kimse sokakta dövülen kadının yardımına koşmaz…
Sokakta çocuk kaçırıldığını görse, istifini bozmaz...
Onca çocuk istismarı yaşanır; Meclis’e verilen önergeler neden reddedilir sorgulamaz?
Bir mahkeme tecavüzcüye iyi hal indirimi yapar; hesap sormaz ama takıktır: Neden mesaj yazmadın sosyal medyada!!!
Yettiniz artık, azıcık açılın da insanlar nefes alsın biraz.
GİTMESENİZE O ASLANLI KAFEYE!
Alın size vicdansızlığımızın belgesi bir haber daha…
Polonezköy’de bir nargile kafede aslan sergileniyor! Görüntüler çok acayip...
Hayvan onlarca insanın içinde daracık bir cam kafeste volta atıp duruyor. Durum sosyal medyada yayılınca ekipler harekete geçiyor ama anlaşılıyor ki mekan bir rehabilitasyon merkeziymiş ve gerekli izinleri de varmış. Khalessi isimli aslanın gezme alanı da rehabilitasyon merkezinin yanındaki kafeye uzuyormuş. O kafeye gidip çay içip aslan izleyenlerin nasıl içi acımıyor sorarım...
Gitmesene kardeşim, tepkini göstersene! Tam da bu noktada duyar kassana biraz!
Ama yok işte...
Bizim duyarlılığımız hep gösterişte, 280 karakterde!
GELİNİM MUTFAKTA ÜREK HAVALARDA!
Geçtiğimiz hafta sonu Bodrum’da Avantgarde Hotel’in iskelesinde güneşlenirken Fatih Ürek’e rastladım...
Kanal D’de ‘Gelinim Mutfakta’ isimli bir yarışma programı sunuyor biliyorsunuz ve reytinglerden dolayı çok mutlu ve gururlu.
Bilmeyenler için azıcık özetlersem, olay şu:
Gelinler kendilerine verilen süre içinde günün yemeğini yapmaya uğraşıyor, onları izleyen kayınvalideler ise tabakların kime ait olduğunu bilmeden puan verip gelinini birinci yapmaya çalışıyor.
Belki herkese hitap etmeyen bir yarışma…
Ama gündüz kuşağındaki izlenme oranlarıyla en başarılı prime time yapımlarını bile ezip geçmiş, müthiş bir fenomene dönüşmüş durumda. Çok acayip.
Mesela geçen gün bir izleyici Twitter’da şöyle yazıyordu programla ilgili:
“Gelinim Mutfakta diye bir şey izliyorum, uyuşturucu gibi… Gelinin tabağına 1 puan veren kaynana ve gelini 10 dakikadır kavga ediyor, Fatih Ürek pis pis gülüyor. Adeta Rönesans tablosu…”
Durum özetle bu.
Fatih Ürek de haklı olarak havalarda uçuyor.
Tabii ekranda yakaladığı bu başarıyı, her alana taşımak için de deli gibi çalışıyor.
Devamı aşağıdaki yazıda…
Sahnede Zeki Müren olacak
Fatih Ürek bu reytingler sonrası ‘tam single zamanı’ diyerek kolları sıvadı...
Bunun için Gülşen’den şarkı istedi; Gülşen şarkıyı yetiştiremeyince de kendine yaptığı ‘Tak Tak’ isimli parçayı verdi. “Kaydırırlar ayağını münasip yerler üstüne” diyen şarkı 10 gün sonra piyasada olacak. Bu single’ın ardından sonbaharda asıl albüm gelecek. İçinde Kenan Doğulu, Yıldız Tilbe, Murat Boz, Soner Sarıkabadayı şarkıları olacak. Tam bir yıldızlar karması yani. Ekim ayında ise süpriz bir müzikalle sahnede olacak Fatih Ürek. Canlandıracağı kişi de Zeki Müren! ‘Arif V 216’da Zeki Müren’i oynayan Çağlar Çorumlu mu, Fatih Ürek mi birlikte göreceğiz.
İyi ki varsın Selda Bağcan
Uzun zamandır öyle bir çarkın içindeyiz ki…
Kötülüklere, kötü olaylara, kötü haberlere öyle saplanmışız ki…
İyi şeylere rastlayınca da içimizin pası sökülüp atılıyor resmen. Önceki akşam Harbiye Açıkhava’da Selda Bağcan’ı izlerken tam da bunu düşünüyordum. 40 kişilik senfoni orkestrası eşliğinde öyle eserler seslendirdi ki; ‘son zamanlarda ruhuma böyle iyi gelen bir konser görmedim’ dedim! O gece Açıkhava’yı hınca hınç dolduran insanlar hep bir ağızdan ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ı, ‘Uğurlar Olsun’u, ‘Minnet Eylemem’i, ‘Yalan Dünya’yı söylerken, türkülerde kalkıp halay çekerken herkes nasıl da bir olmuştu, birlik olmuştu. İyi ki izledim, iyi ki Selda Bağcan varmış dedim.
