Sanatın, sanatçının ve sanat kurumlarının önemsenmediği bir dönemden geçiyoruz, doğru.
Köklü bir sanat kurumunun yer aldığı bir binanın ‘sakıncalı’ bulunması ise her şeyin üzerine tüy dikmiş durumda! Durumu biliyorsunuz…
Dolmabahçe’deki Başbakanlık ofisinin, Cumhurbaşkanlığı ofisine dönüştürülmesi iddiası var. Mekanı genişletmek için de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na göz dikilmiş.
Okul yönetimine “Binadan 5 gün içinde çıkın” talimatı iletilmiş. Eğer çıkmazlarsa, 1400 öğrenci ve öğretim üyesi zorla çıkartılıp kapıya konacak.
Müşfik Kenter, Yıldız Kenter, Adnan Saygun gibi isimlerin eğitim verdiği, birbirinden ünlü ve değerli sanatçılarının yetiştiği, Türkiye’nin en köklü sanat okulundan bahsediyoruz.
Bunun adı aymazlıktır.. Bunun adı zalimliktir Bunun adı açgözlülüktür!
50 yıldır bulunduğu yerde sanat ve sanatçı yetiştiren, yetenekli gençlere kucak açan bir kurum nasıl ‘sakıncalı’ bulunabilir yoksa?
Onlar hepimizden daha kıymetli ve özel. Çünkü en çok da sanatçılara ihtiyacımız var. Bu yetenekli insanları koruyup kollamamız gerekirken, onlar için devletin tüm imkanlarını seferber etmemiz gerekirken, yerlerinden yurtlarından etmek anlaşılır gibi değil.
Bu karardan acilen dönün...
Sahneleri, müziği, heykelleri, sanatı yargılamanın zirvesine çıktınız. Lütfen durun artık.
Eve müzakereci gelsin mi?
Evinde tarantula beslemek isteyen 14 yaşındaki Efe’ye ailesi karşı çıkıyor.
O da harçlıklarını biriktirip cins bir kertenkele alıyor. Ailesi kertenkeleyi istemeyince de, evde tartışma çıkıyor.
Bunun üzerine aile, arabulucu olması için bir eğitim koçu tutuyor.
Koç, uzun saatler Efe ile anne-babası arasında sıkı müzakereler yürütüyor...
Sonunda da Efe’nin evde kertenkele beslemesine karar veriliyor. Vay arkadaş!
Müzakere yöntemiyle eve kertenkele almak nedir ya?
Biz bir şey istediğimizde, anneye babaya uymuyorsa terliği ya da şaplağı kafamıza yerdik, ‘al sana müzakere’ diye susturulurduk.
Şimdiki gençlere bak sen..
İstekleri var, inatları var, en güzeli de söz hakları var. Aileleri de buna hakları olduğunu onlara öğretiyor.
İzmirli Mualla-İlhami Gün çiftini bu demokratik tavırlarından ötürü tebrik ediyorum. Örnek alınsın.
ORTAYA KARIŞIK BAZI SAYIKLAMALAR
■ Şarkılarında uyuşturucuyu özendirdiği iddiasıyla hapis yatan rapçi Ezhel’in beraatine karar veren hakimin sözlerini duydunuz mu? “Şarkının sanat eseri olduğunu düşünüp beraatine karar verdim” demiş...
Şahane değil mi? Sanata değer veren hakimlerin olması umut vermiyor mu, iyi gelmiyor mu? ‘İşte bu’ dedirtmiyor mu? Uzun zamandır bu ülkede için için duymayı istediğimiz cümleler kurduğunuz için teşekkürler Hakim bey…
■ Kerem Bürsin, Amerikalı bir internet sitesinin yaptığı ankette ‘dünyanın en yakışıklı 100 erkeği’ arasına girmiş. Ne alaka diye sorasım var! Tamam tatlı/yakışıklı çocuk ama dünyadaki en yakışıklı 100 erkekten biri mi? Bence bu anket olmamış:)
■ Bu yaz sosyal medyaya neler mi damga vuracak? Seren Serengil’in vücudu fotoşopla deforme edildi mi edilmedi mi tartışması... Alişan-Buse Varol çiftinin evlilik hayatı ve çocuk bekleme hikayesi. Naçizane fikrim; fişi çekip çıkalım!
■ Coşkun Sabah isyan etmiş: “Bir çok ölümsüz eserin altında imzam var ama bunların hiçbiri özel hayatım kadar konuşulmuyor” diye...
Hatırladığım kadarıyla ‘Anılar’ şarkısını yaptığı dönem ilah gibiydi, ortalığı inletiyordu, hakkını da verdik. Şimdi yeni bir şey üretti, yeni şarkı yaptı da haberimiz mi yok?
'SALDİVLER'E GİDEN TURİST NE YAPSIN?'
Burdur Yeşilova’da özel bir gölümüz var:
Salda Gölü.
Magnezyumu bol. Bembeyaz kumları, turkuvaz rengiyle meşhur. En azından fotoğraflarda öyle!
Bu yüzden de Türkiye’nin Maldivler’i anlamında ‘Saldivler’ deniliyor buraya.
Geçenlerde yolum düştü, gördüm bu gölü. Tam hayal kırıklığı. Kum denilen, kum değil en başta. Etrafta tek bir tesis, oturup gölü izleyeceğin bir bank bile yok!
Havlunu serip yayılsan, sıcaktan ölürsün. Sadece çevreden gelip tentelerin altında yiyecek, içecek satan satıcılar var ama görüntü ilkel.
Nerden çıktı bu konu? Yeşilova Belediye Başkanı Nuri Özbek açıklama yapmış; Salda Gölü’ne bu yıl 500 bin turist bekliyorlarmış.
Hayır, turist oraya gelip ne yapacak? Sodalı suya girip serinleyecek de... Eşyasını nereye bırakacak, nerede duş alacak, ne yiyip ne içecek, güneşin altında bayılmamak için kimden medet umacak?