Ak Parti gençlik kongresinde Erdoğan sordu: ”Ölmeye hazır mıyız gençler?” Cevabı tahmin etmişsinizdir. “Hazırız” ve alkış tufanı. Yapmayın Sayın Cumhurbaşkanı, gençler ölmeye neden hazır olsun. Vatan için tabii de...
Bilim ilim uğruna, sevgi, barış ve kardeşlik içinde yaşamak varken. Siz de bu kavramları bazı konuşmalarınızda dile getiriyorsunuz zaten. Hepimiz daha mutlu yarınlar için mücadele etmiyor muyuz? O zaman herkes yaşasın. Hele hele gençler.
YAKIŞMIŞ
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşinin, Özbekistan ve Güney Kore’yi kapsayan 5 günlük gezisi medyamızda değişik görüntülerle yansıtıldı. Benim gözüme yansıyan ise ceketiydi. ‘Ayla’ filminin gerçek Ayla’sını kabulünde giydiği yeşil ceketi. Lacivert pantolonu, gömleği ve kravatı ile güzel bir uyum içindeydi ve yakışmıştı. Siyah ve lacivert tonlarıyla, kareli maviye alıştığımız için bana çok değişik geldi. Acaba Emine Hanım da beğendi mi, ne dersiniz?
N'APSINLAR
1 Mayıs’ta Maltepe toplanma alanı dışında İstanbul’da her taraf kutlamalara yasaktı. 1977 Mayıs’ı anısına Taksim Anıtı’na çelenk konuldu ve Kazancı Yokuşu’nun başına karanfiller bırakıldı o kadar. Taksim bariyerlerle kapatılmış ve polis yığılmıştı. Meşhur güvercinler de aç kaldı böylece. Ancak imdatlarına kadın polisler yetişti. Kumanyalarıyla bir yandan onları beslerken, barışın simgesinin akrabalarıyla oynayarak neşe içinde birbirlerine poz verdiler. Ve bu güzel fotoğraf çıktı ortaya.
GEL DE SEVİNME
Oh, artık rahatız biz emekliler. Torunlarımızın bayram hediyesini devlet alacakmış. Gel de erken seçime sevinme. Kıskanmayın, herkese seçim torbasından bir hediye var. “Kaynak nerede?” diye de sormayın siz de Ak Parti gibi. Hani 3 yıl önce CHP noter tasdikli emekli ikramiyesi vaat etmiş, AKP de sormuştu ya. Demek ki kaynak bulunmuş. O metro tünelleri jet hızıyla kazılıyor, anlaşılan yerin altı cevher doluymuş, gün yüzüne çıktı. Ve düşündüm. İkramiye müjdesinden sonra. 12 milyon emekli bir partiye oy verse ne olur diye. A partisi, B partisi fark etmez. Hadi şimdi siz de düşünün.
TÜRKİYE KAZANACAK
İlhan Kesici’nin, Kılıçdaroğlu’na attığı kazık sonrası, herkesin bildiği Muharrem İnce CHP’nin cumhurbaşkanı adayı oldu. Kılıçdaroğlu’nun kriterlerine uymasa da... Ama onun da kendine has özellikleri var. CHP’lileri mahcup etmeyecek. Hitabeti kuvvetli ve esprili. Tabana da, tavana da “Bundan iyisi can sağlığı” dedirtebilir. Geçen sene kurultayda oy vermemelerine rağmen...
Aslına bakarsanız, Yalova seçiminin dışında “Helal olsun” dedirten bir başarısı da yok. Kürt oylarını az da olsa çekebilir belki ama ulusalcılığına rağmen sağı etkileyebilir mi meçhul. Bütün bunların cevabını, eğer duyurabilirse meydanlarda verecek.
Evet artık adaylar belli oluyor. Önümüzdeki hafta kesinleşecek. Artık top sizde. Neticede güçlü olan kazanacak. Türkiye kazanacak.
GÖZDEN KAÇMASIN
Bu güzel kızımız henüz 14 yaşında ve paralimpik sporcu. Milli Takım yüzücüsü Sümeyye Boyacı. 5 ay önce dünya dördüncüsü olmuştu. Azmetti ve geçen hafta Brezilya’da dünya şampiyonu oldu. Yanına bir de dördüncülük ekleyerek. Sümeyye, ne yazık ki spor medyamızda hak ettiği ilgiyi göremedi. Çünkü biz yarıda kalan maçla, Galatasaray için “Şampi...” demekle meşguldük. Haydi Yılmaz Büyükerşen. Sporcunuza sahip çıkın. Boynundaki altın madalyayı altınlarla süsleyin. Hak ettiği için.
FIKRA GİBİ
İbrahim Tatlıses’in “İdo üşüyor” yalanından sonra, işte size bir alıntı. Yalova’da yazlıktaydık. Sular akmıyordu. Aradım Muharrem İnce’yi. “Vekilim sular akmıyor” dedim. Kapattı, 10 dakika sonra aradı. “Kimseye özel muamele yok. Kimsenin akmıyor” dedi.
BİLEN VAR MI?
Beşiktaş sahaya gelmediği için kalan 33 dakikası oynanamayan Ziraat Kupası maçının hakemi, yarıda kalan maçın hakemi Mete Kalkavan’dı. Değişebilirdi de. Anlaşılan o ki, büyük güven vermiş. O zaman, böylesine güven veren bir hakemin maçı tatil etmesine neden güvenilmemiş? Ben bilemiyorum ama, mutlaka bir bilen vardır.
NASILMIŞ
Ben sevdim, siz de seveceksiniz. Alman futbolu dikine pasla, İspanyol futbolu bol pasla, İngiliz futbolu uzun pasla oynanıyormuş. Pekiii, Türk futbolu? ‘Kumpas’la.
ACI BİR TABLO
Türk Lirası değer kaybederken, dış borcumuzun yükseldiğini artık hepimiz biliyoruz. Peki ne kadar? İşte onu da ekonomistler hesaplamış. Mesela, S&P’un notumuzu bir derece daha düşürmesiyle, dolar 2 günde 15 kuruş yükseldi. Bu, dış borcumuzu da 72 milyar lira yükseltmiş. Yani 1 kuruşun karşılığı 4,8 milyar lira yükselme demekmiş. Olacak şey değil. Çok acı bir tablo bu. Kurtulabilir miyiz dersiniz.
06 Mayıs 2018, Pazar 06:00
Haberin Devamı