Gündem Başbakan'dan flaş Rakka operasyonu açıklaması!

Başbakan'dan flaş Rakka operasyonu açıklaması!

Paylaş
Başbakan'dan flaş Rakka operasyonu açıklaması!

Başbakan Binali Yıldırım Rakka operasyonunun 2 Haziran gecesi başladığını bildirdi.

Çankaya Köşkü'nde gazetecilerle iftar yemeğinde bir araya gelen Başbakan Binali Yıldırım, iç ve dış gündeme ilişkin çok önemli açıklamalarda bulundu. Başbakan Binali Yıldırım Rakka operasyonun 2 Haziran gecesi başladığını ve ABD hükümetinin Türkiye'yi bu konuda bilgilendirdiğini söyledi.

RAKKA OPERASYONU


Rakka operasyonunda Türkiye'nin, ABD'nin uyguladığı yönetimi tasvip etmediğini, bunun bir sır olmadığını vurgulayan Yıldırım, "Bu konuda her düzeyde rahatsızlığımızı ifade ettik ancak onlar bize, 'Bunun bir seçim olmadığını, mecburiyet olduğunu ve bu operasyon sonrası PYD/YPG ile ilişkilerin uzun süreli devam ettirilmeyeceğini, taktiksel bir iş birliği olduğunu' ifade ettiler ve bize gereken güvenceleri verdiler. Verilen güvence ne? Burada kullanılacak silahların daha sonra ülkemizde terör gruplarının eline geçmemesi ve terör faaliyetlerinde güvenlik güçlerimize, vatandaşlarımıza karşı kullanılma ihtimalinin doğmaması. Bunu özellikle takip edeceklerini ifade ettiler." değerlendirmelerinde bulundu.

Yıldırım, sürecin yakından takip edildiğine, tedbirlerin alındığına dikkati çekerek, şunları söyledi:

"Bizim değişmeyen bir stratejimiz var, ülkemizi tehdit eden terör grupları ister yurt içinde isterse yurt dışında olsun, adı da ne olursa olsun PKK/PYD/YPG, DEAŞ, DHKP-C, ne kadar örgüt varsa hepsi bizim için aynıdır, hedeftir. Yurt içinde gerektiğinde yurt dışında, ülkemizin, insanımızın güvenliği için gereken adımları atmaktan çekinmeyiz, geri durmayız. Bunu geçmişte de yaptık, bundan sonra da icap ederse yaparız." ifadelerini kullandı.

YENİ AKİT VE YENİ ŞAFAK'A BAŞSAĞLIĞI


Geçen hafta hayatını kaybeden Yeni Şafak gazetesi yazarı Akif Emre ile damadı tarafından bıçaklanarak öldürülen Yeni Akit gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Kadir Demirel'e Allah'tan rahmet, ailesi ve okurlarına başsağlığı dileyen Yıldırım, "Akif Emre, sadece bir yazar değil aynı zamanda kaleminden mazlum coğrafyanın sesini duyuran önemli bir düşünce insanıydı. Kadir Demirel de mesleğine aşık bir insandı. Her ikisinin de mekanı cennet olsun." şeklinde konuştu.



Medya mensuplarıyla siyasetçilerin kaderlerinin, hayatlarının ve mesailerinin benzer olduğunu söyleyen Yıldırım, "Birbirimize çok ihtiyacımız var. Medyasız siyaset, siyasetsiz de medya herhalde düşünülemez." ifadesini kullandı.

Yazılı, görsel, işitsel medya mecralarının, uzun yıllardır siyaset alemini vatandaşlara anlatmaya çalıştığını vurgulayan Yıldırım, gazetelerin, uzun seneler iletişim dünyasının, dünyada ve Türkiye'de amiral gemisi olmayı sürdürdüğünü, daha sonra radyonun ve "ajans dinleme" deyiminin medya literatürüne girdiğini anlattı.

Yıldırım, günümüzde ise televizyon, sosyal medya ve internetin, iletişimin en önemli aracı haline geldiğine işaret etti.


KABİNE REVİZYONU


Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yıldırım, "Yeni dönemde nasıl bir AK Parti göreceğiz? Kabine revizyonu yakın zamanda gündeminizde var mı?" sorusuna, "Burada kabineye girme arzusunda olan var mı? O halde merak edilecek bir konu değil." karşılığını verdi.

Yıldırım, "Kabine revizyonu önümüzdeki ay içinde olmayacak gibi mi yoksa yeni bir sürpriz mi yapacaksınız?" sorusu üzerine, "Kabine değişikliği konuşulmaz, bir gün bakarsınız değişmiş." ifadesini kullandı.

ŞIRNAK'TA MEYDANA GELEN HELİKOPTER KAZASI


Şırnak'ta meydana gelen helikopter kazası hatırlatılarak, "Helikopterde engel tanıma sistemi neden tamamlanamadı?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Milletçe üzüldük, bu üzüntüyü sadece aileler yaşamadı, millet topyekun yaşadı. Tabii bu kazaların olmaması gerekir. Bu bahsettiğimiz engel tanıma sistemi uzun yıllardır, haklısınız, savunma sanayisinin gündeminde olmuş, birkaç sefer de ihale yapılmış, iptal edilmiş. Bunun sebebi, bürokrasi ve firmaların kendi aralarında sonuca rıza göstermemesinden kaynaklanan anlaşmazlıklar. Bunların hiçbiri bahane olmamalı. Ben Milli Savunma Bakanı'na 'Gerekirse doğrudan temin suretiyle bu işi hemen halledin' dedim. Yani ihale olunca tekrar uygun fiyat verdi, vermedi, onlar maalesef bizim kamu mevzuatında zamanı adeta israf eden bir süreç. Birçok işte buna rastlıyoruz. Memur da mevzuata aykırı iş yapmaktan çekiniyor, dolayısıyla sonuç da istenen zamanda elde edilemiyor. Bu tip acil alımlara güvenlik gerekçesiyle muafiyet uygulayacağız ve doğrudan temin cihetine giderek bunu alacaklar. Bu konuda gerekli talimatları verdik."


BEDELLİ ASKERLİK


"BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ile görüşmenizin ardından bedelli askerlik gündeme geldi. Ufukta böyle bir şey var mı?" sorusu üzerine Yıldırım, "Böyle bir şey yok. Bizim programımızda, Hükümetin gündeminde bedelliyle ilgili bir konu yok. Çünkü şu anda terörle amansız bir mücadele içindeyiz. Bütün yoğunluğumuzu, ağırlığımızı bu konuya vermiş durumdayız. Sayın Destici, böyle bir hususu gündeme getirdi, yani 'Bedelli olsa da bunlardan elde edilen parayı SMA hastalarına getirsek' diye bir temennisi oldu. Bizim ona karşılık bir cevabımız olmadı." ifadelerini kullandı.

ZEYTİNLİKLERİN İMARA AÇILMA TARTIŞMASI


"Zeytinlikler imara açılacak mı?" sorusu üzerine Yıldırım, düzenlenmenin ilgili maddesini okudu.

Düzenlemeye göre, 9 kişilik kurulun uygun görmesi üzerine, zeytinlik sahaları ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede kimyasal atık oluşturacak yatırım tesisi yapılamayacağını belirten Yıldırım, "Alternatif olarak yatırım amaçlı bu alanların kullanılması icap ediyorsa bu bir kurul marifetiyle değerlendirilecek, uygun görülmesi halinde de Bakanlığın oluruyla izin verilebilecek. Tabii bununla kalmıyor, burada kullandırılan saha da aynı miktarda tekrar zeytinlik alanına dönüştürülmüş olacak." ifadelerini kullandı.

Düzenlemenin istismar edilecek bir konu olmadığını dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti:

"Bazen fiili durumlar var, eskiden zeytinlik alanıymış ama oraya sanayi tesisi yapılmış. O sanayi tesisinin, bir şekilde var olan durumun hukuki hale getirilmesi icap ediyor. Böyle bir durum olabiliyor. İkinci bir hal de önemli olan 'Nasıl orman alanı eksiltilemez?' Nasıl, orman anayasal güvence altındaysa zeytinlik alanı da başka alanlar ilave edilmesi suretiyle eksiltilemez, üzerine konur. O bölge de sanayi içinde kalmışsa, artık zeytinlik yapma imkanı yoksa orada sanayinin ihtiyacı olan alanı kullanma imkanı veriliyor, belirli şartların sağlanması durumunda, kurulun uygun görmesi durumunda. Bunu 'Zeytin alanları imara açılıyor' gibi bir takdim ediyorlar. Bu kesinlikle yanlış. Bir algı oluşturulmaya çalışılıyor, bu yanlış. Ben burada daha işin başında bunu düzeltmek isterim.

Yıldırım, 2002'de 620 bin hektar olan zeytin üretim alanının, 2017 başında 845 bin hektara yükseldiğine dikkati çekti.

Zeytin ağacı sayısının da 101 milyon 600 binden, 173 milyona yükseldiği bildiren Yıldırım, son 15 yılda yüzde 70'in üzerine artış yaşandığını vurguladı.

Yıldırım, "Yani kimse 'zeytin hamisi' kesilmesin, zeytinlerin sahibi burada." ifadelerini kullandı.

Zeytinyağı üretiminin de 600 bin tondan 1 milyon 730 bin tona yükseldiğine işaret eden Yıldırım, Türkiye'nin sofralık zeytin üretiminde dünya ikincisi, zeytinyağı üretiminde de dünya beşincisi olduğunu kaydetti.


İNCİRLİK KRİZİ


Yıldırım, bir basın mensubunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Brüksel dönüşünde Almanya Şansölyesi Angela Merkel’e "Siz, İncirlik’i ziyaret edecek siyasetçilerin listesini gönderin. Eğer içlerinde terörist yoksa biz kabul ederiz." yönündeki açıklamasını anımsatarak, böyle bir listenin gelip gelmediğine ilişkin sorusu üzerine, Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in pazartesi günü gerçekleştireceği ziyarette bu konunun da gündem maddelerinden biri olduğunu söyledi.

İncirlik Üssü’nü ziyarete bir teröristin katılmasının asla söz konusu olamayacağını vurgulayan Yıldırım, "Bu ziyarete katılacaklar arasında ülkemiz aleyhinde keskin faaliyette bulunanlar olabilir. Varsa onlarla ilgili bir çekincemiz var. O değerlendirilecek." diye konuştu.


TÜRKİYE-ALMANYA İLİŞKİLERİ


"Almanya ile anlaşamadığımız konular var. Bu konuların başında, Almanya FETÖ darbecilerine karşı gerekli duruşu göstermiyor. İltica taleplerine sıcak yaklaşıyorlar. FETÖ’cülerin darbe sonrası faaliyetlerine gerektiği şekilde müdahale etmiyorlar. Ayrıca PKK terör örgütü yandaşlarının da oradaki faaliyetlerine daha müsamahakar davranıyorlar. Biz de bunu kabul etmiyoruz. ’Bu, iki müttefik, hem NATO’da hem de tarihsel olarak stratejik ortaklığı bulunan iki ülkenin ilişkilerine zarar veriyor, zedeliyor’ diye bunu her platformda Cumhurbaşkanımız, bizler tekrarlıyoruz. Pazartesi Almanya Dışişleri Bakanı gelecek, bu konuları Dışişleri Bakanımızla enine boyuna görüşecekler. Hem bu İncirlik meselesi hem de bizim gündemimizdeki konular görüşülecek. Biz de kendisini kabul edeceğiz. Nihai hedefimiz ilişkilerin düzeltilmesidir.

Özellikle halk oylaması kampanya süresince gerilen ilişkilerin bundan sonra hem Avrupa Birliği ortaklık sürecinin normalleştirilmesi hem de Almanya ile ikili ilişkilerimizin tekrar rayına oturtulması bizim temel düşüncemizdir ama bu tek taraflı bir iradeyle olacak bir şey değil. Almanya’nın da bu minvalde hareket etmesi esastır. Ümit ederim ki sağduyu galip gelir. Bizim genel prensibimiz dostlukları artırmak, düşmanlıkları azaltmak. Dış politikada bu yönde de ciddi adımlar attık, bundan sonra da adım atmaya devam edeceğiz. İncirlik ziyaretini de bu çerçevede değerlendireceğiz. Orada bir, iki çekincemiz var. Onları kendileriyle paylaştık. Ona göre bir karar verilecek."


SÖZCÜ GAZETESİ ÇALIŞANLARINA TUTUKLAMA


"Bizim işimiz başımızdan aşkın. Bir de yargının işine burnumuzu sokarsak hem yanlış olur hem de bizim böyle bir alanımız yok. Hukuk devletinde yetkimiz yok."

"Türkiye’deki gazetecilerin, gerek yabancı menşeli gazetecilerin gerekse Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gazetecilerin gözaltına
alınmasının gazetecilik faaliyetiyle ilgili olmadığını biliyoruz. Bize gelen bilgi bu. Bir şekilde terör bağlantılı, FETÖ, bölücü terör olabilir. Bu faaliyetlerle ilgili hukuki işlemler yapılıyor. Ama gazeteci olunca hassasiyet artıyor ve bu yönü ön plana çıkıyor. Durum böyle." dedi.


OHAL


"Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun, başvuruları ne zaman kabul etmeye başlayacağına" yönelik soruya Yıldırım, "Komisyon belirlendi. Yer ihtiyaçları vardı o da görüldü. Oranın hazırlıklarını yapıyorlar. Zannediyorum çok kısa sürede başlamış olurlar. İşin hukuki tarafı halloldu. Atamalar da yapıldı, isimler de belli oldu. Yerler de tahsis edildi. Bundan sonrası onlara
bağlı" yanıtını verdi.


PKK/PYD/YPG


Bir basın mensubunun, "PYD/YPG’yi terör örgütü kabul ediyoruz. Kırmızı fularlı kız imajı üzerinden, Rakka Operasyonu’nda öldüğü söylenen bir kız var, Gezi’nin fenomeniydi. O kız üzerinden sanki PYD/YPG, cani terör örgütü DEAŞ ile mücadele eden cici çocuklar algısı oluşturuluyor. Siz ne düşünüyorsunuz?" ifadeleri üzerine Yıldırım, bu görüşe katıldığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunlar ikide bir isim, kılık değiştiriyorlar. Bunlar dayı-yeğen gibi. Birisi dayıysa diğeri yeğeni. PKK, PYD, YPG böyle bir ilişkileri var. Dolayısıyla eninde sonunda muhataplarımız bunların birbirinden farkının olmadığını anlayacaklar. Biliyorlar da işlerine gelmiyor diyelim. Bilmemelerine imkan yok ama resmi olarak terör örgütü ilan etmediler. İstifade ediyorlar. Amerika’nın geçmiş yönetimden kalan ilişkisi gibi birtakım ilişkileri var. Biraz daha Türkiye’nin burada enerjisini bu yolda tüketmesi için böyle bir tutum içerisindeler. Ama bu tutumun gelecekte onlara çok büyük maliyeti olacağını eninde sonunda görecekler."