“Benimle karavana yerleşir misiniz?”

Metin Arolat yeni albümü ‘Karavan’a adını veren şarkıda bunu yapıyor işte. Sevdiğine “Bildik evleri yıkalım, yerleşelim senle bir karavana” diyor ve elinden tutup onu özgür bir aşkın içine çekiyor. Kendisi de hayatının en güzel aşkını, otostopla geçen bir tatilde yaşamış. Hayat felsefesini bir şarkının içine saklayan Metin Arolat müthiş samimi biri.

Röportaj: PINAR YILDIZ YÜKSEL

-Albümünün adı neden ‘Karavan’?

‘Karavan’ bir aşk şarkısı ama alt satırları var. Özgürlüğü de temsil ediyor. “Seninle gidip lüks bir yere yerleşelim” demiyor sevgilisine, “Karavana yerleşelim, şehrin olumsuzluklarından uzaklaşalım, duvarları yıkalım” diyor. Sevgilisini özgür bir dünyaya davet ediyor.

- Bu şarkı seni mi temsil ediyor?

Çocukluk hayalimdi karavan. Bir dönem sırtımızda çadırla tüm ülkeyi dolaştık. Otostop çekerdik yol boyunca... O zamanlar güvensizlik yoktu. Bakarlardı, eli yüzü temiz çocukları alırlardı. Kadın, çocuk cinayetleri olmazdı. Başka kültürleri, insanları, örf ve adetleri tanımak, senin gibi yaşamayanları reddetmek yerine onları tanıyıp kabul etmektir karavanla tatil. İnsanı zenginleştirir.

- Otostop çektiğine göre meteliksizdin anlaşılan.

Evet. Aç kalmayacağımız kadar paramız olurdu. Sonunu düşünmezdik hiçbir şeyin. Şimdiki nesil lüksü seviyor. Lükse inanmaları için her şey veriliyor. Birbirlerine de bu lükslüklerin ölçüsünde değer veriyorlar. Ben ise rahatıma düşkünümdür, lükse değil. Hamak da benim için rahattır, üç kuruşa aldığım su yatağı da...

- Doğadan uzaklaştıkça mutsuzlaştı insanoğlu, değil mi?

Öyle. Çocukluğum, doğayla iç içe geçti. Babamın mesleği gereği Alanya, Ödemiş, Ayvalık gibi pek çok yeri dolaştık. Büyükşehre gelince şehir büyüdü, ben yalnızlaştım. Çünkü o kalabalık içinde insanlar sadece kendilerini düşünüyor. Selam vermek bile lüks oldu.

- Peki, çok para kazanmaya başlayınca büyükşehirde daha mutlu olmadın mı?

Hayır. Param olduğunda fark ettim ki, cebim boşken ve otostop çekip dolaşırken daha mutluydum. Bu ayrımı, ancak yaşadığında anlıyorsun. Para kazanma derdi, mutsuz ediyor insanı.

“İlk aşkı, Ölüdeniz’de buldum”

- Şarkında kız arkadaşına çağrı yapıyorsun “Hadi karavana...” diye. Gerçek hayatta yaptın mı böyle bir çağrı?

Ooo, kaç kere hem de. İşletme okurken güzel sanatlar eğitimi alan bir kız arkadaşım vardı. Hepinizin iyi tanıdığı biri. İlk kez onunla öyle bir tatil yapmıştım. İkimiz de cesurduk. Ölüdeniz’e gidip çadır kurmuştuk. Bu anı bende asla silinmeyecek.

- Neler yaşadınız o tatilde?

Özgürlüğü o kadar doyasıya yaşamıştık ki onunla. İnsan yoktu o zamanlar Ölüdeniz’de. Ufacık birkaç restoran vardı sadece. Geceleri uyku tulumuyla kumların üzerinde uyuyup birlikte yıldızları izliyorduk. O anlarda hissettiğim özgürlük, sanki her nefeste dünyayı içime çekmekti.

- Şimdi o aşkı nasıl tanımlıyorsun?

Aşkı yeni keşfettiğimiz ve henüz kirlenmediğimiz dönemlerdi. Şimdiki gibi ‘Ooo gece bir yere gittik, eve yalnız dönmedik’ duygusu değildi. Korkumu yenip elini tutmam bile çok zaman almıştı. Zaten o kadar zaman aldığı için o an ölümsüzleşmişti. Nefesim kesilmiş, kalbim çarpmıştı.

- Aynı kişiyle bugün aynı duyguları yaşayabilir misin?

Sanmıyorum. Biz büyüdük ve kirlendi dünya. İkimiz de değiştik. Sadece o günleri özlüyor ve değerini biliyorum.

- Seninle karavanda yaşayan sevgilin var mı?

Hayır ama Allah’a şükür “Karavanla gidiyorum” dediğimde benimle gelecek dostlarım var. Zaten bu kafada olmazsa sevgilim de olamaz. Ancak günün birinde bir kadın karşıma çıkar ve “Ben karavanda yaşamak istiyorum” derse ‘sen bendensin’ duygusunu yaşayıp onunla giderim.

- Bu şarkıdan sonra karavanda evlilik teklifleri alabilirsin.

Ne güzel olur (gülüyor).

“Hatasız hayat olmaz”

- Kendini affedemediğin şeyler var mı hayatında?

Hatasız hayat olmaz. Şu anda mutluyum ve o hataları yaptığım için şu andayım. O yüzden geçmişe bakıp hatalarıma selam veriyorum.

- Sevdiğin ve sevmediğin tarafların var mı peki?

Kendimi seviyorum şefkatliyim, empati kurabiliyorum. Başı dertte olan arkadaşlarımı nasıl rahat ettirebilirim diye düşünürüm.

“Sulu gözlüyümdür”

En son ne zaman ağladın?

Sulu gözlüyümdür. En son ‘Babam ve Oğlum’u izlerken ağladım. Üstelik 8 kez izledim ve her seferinde ağladım. Özellikle torunun, attan korkup dedesinin elini ilk kez tuttuğu o sahne beni ağlatıyor. Çocuklu filmler beni böyle mahveder zaten.

Çocuğun olsun istiyorsun o halde...

Hem de nasıl! Üstelik çok iyi bir baba olacağım. Çünkü çok iyi bir babam vardı.

Senden çok da iyi eş olur herhalde.

Öyle. Sonsuz aşka inanmıyorum ama o öyle bir sevgiye dönüşsün ki, annemle babam gibi 60 yaşında bile günbatımını izlemeye gidebilelim.

Nasıl bir eş isterdin?

Anneme “Babama âşık mısın?” diye sorardım, “Aşık demeyelim ona, artık ben oyum, o da ben” cevabını verirdi. Ben de annemin ifade ettiği kafada bir eş istiyorum.

(17 MAYIS 2014 TARİHLİ CUMARTESİ POSTASI EKİNDEN ALINMIŞTIR.)