Şimdi çıksın biri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı, Fethullahçı Terör Örgütü denilince ilk akla gelen şirketlerden Aydınlı Tekstil’in yöneticisi Ömer Faruk Kavurmacı’nın sağlık sebepleri nedeniyle cezaevinde tahliye edilmesini bu halka anlatsın.
Kimse ciddi sağlık gerekçesi varsa tahliyeye itiraz etmez ama FETÖ’nün iş örgütü TUSKON iddianamesi çıkar çıkmaz, bir gün sonra Kavurmacı hakkındaki tahliye kararı haklı olarak herkesi şaşırtır. O, genç yaşta sağlık sebepleriyle tahliye edilirken, 70 yaşını geçmiş, ilaçla yaşayan ve tek yaptıkları FETÖ’cülerin gazetesinde yazı yazmak olanlar hapiste. Şimdi biri çıkıp bu durumu, asılsız ihbarlarla FETÖ’cü diye işini, üniversitedeki görevini kaybedenlere anlatsın.
Çocuklar ve aileler
FETÖ ile uzaktan yakından ilişkisi olmayan, yazı yazmak dışında iş bilmeyen ve haber heyecanı duymak dışında başka özelliği bulunmayan Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’ya anlatsın.
Köşe yazısından bir paragrafla, haberle ya da Bylock kullanıcısıyla irtibat gerekçesiyle suçlanan Kadri Gürsel’e, yazar Güray Öz’e, muhabir Ahmet Şık’a anlatsın. Sadece Cumhuriyet’in sahibi olan Vakıf’ta yöneticilik yaptığı için 5 aydır hapiste olan ve savunma yapmak için üç ay daha ilk duruşmayı beklemek zorundaki Musa Kart’a, Akın Atalay’a, Hakan Kara’ya, M.Kemal Güngör’e, Önder Çelik’e, Turan Günay’a anlatsın.
Sadece onlara değil evde hasta bekleyen analarına, babalarına, geceleri yataklarında ağlayan çocuklarına, eşlerine anlatsın.
Şehit yakınlarına anlatın
Ömer Faruk Kavurmacı FETÖ’nün iş örgütü TUSKON’un yöneticilerinden, başkanları Erdoğan’ı tehdit ederken en çok alkışlayanlardan birisi. İddianameye göre yöneticisi olduğu şirketlerden milyarlarca lira FETÖ’ye akmış. Tüm ilişkileri FETÖ’cülerle, ailesinden önemli isimler Amerika’ya kaçmış. Hatta kendisi de 15 Temmuz darbesinden bir hafta önce yurtdışına çıkmış. Tüm bunlar bilinmesine rağmen sağlık sebepleri gerekçe gösterilerek tahliye ediliyor.
Gerekçenin ne olduğunu, haklı bir nedene dayanıp dayanmadığını yakında öğreniriz ama şu bilinmeli ki, kimse bu tahliyeyi sıradan bir olay olarak anlatamaz. En azından bana anlatamaz. Anlatırım diyen önce 15 Temmuz gecesi tanklara kendini siper eden, F16 bombalarına karşı korkusuzca duran 249 şehidin ailesine anlatsın. Ardından o gece yaralanan 2 bin 200 kişiye anlatsın.
Sonra ben de dinlerim.
05 Mayıs 2017, Cuma 05:00
Haberin Devamı