GündemCübbeli Ahmet Hoca’dan bir garip satranç yorumu: Oynayanlar lanetli

Cübbeli Ahmet Hoca’dan bir garip satranç yorumu: Oynayanlar lanetli

Paylaş
Cübbeli Ahmet Hoca’dan bir garip satranç yorumu: Oynayanlar lanetli

Kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, satrancın kumardan daha kötü olduğunu iddia etti

Ahmet Mahmut Ünlü, satranç oynayan kişilerin, insanların en yalancısı olduğunu iddia ederek, "Oynayanlar lanetlenmiştir" ifadelerini kullandı.

"OYNAYANA BAKAN DA DOMUZ ETİ YEMİŞ GİBİDİR"


Cübbeli Ahmet'in satranca dair konuşması şöyle:

"Satranç tavladan da kumardan da beter. Satranç oynamaktansa ateşi tutmak daha hayırlı.

Satranç oynayan kişi insanların en yalancısı. Oynayanlara ölürken kelimeyi şehadet nasip olmayabilir.

Satranç oynayan lanetlenmiştir. Oynayana bakan da domuz eti yiyen gibidir.

Bu oyunları oynayacağınıza elinize tespih alın, sübhanallah çekin"


5 YIL ÖNCE SATRANCI ÖVDÜĞÜ ORTAYA ÇIKTI


Cübbeli Ahmet Hoca'nın büyük tepki çeken sözleri sonrasında 5 yıl önce bu defa da satrancı övdüğü sözlerinin yer aldığı görüntüler ortaya çıktı. Cübbeli, burada satrancın zihin geliştiren oyunlar arasında olduğunu kaydediyor.


SATRANCIN YARARLARI


Farklı kaynaklardan derlenen bilgilere göre satrancın faydaları şöyle:

1 - Kötü alışkanlıklar edinilmesine engel olur.
2 - Planlı hareket etmenin önemini ve gerekliliğini kavratır.
3 - Süratli, doğru ve çabuk düşünebilmeye yardımcı olur, olaylara doğru yorumlarla yaklaşabilme yeteneklerini geliştirir.
4 - Kişiliği ve karekteri olumlu yönde etkiler ve geliştirir.
5 - "Kendine güven" duygusu aşılar ve bunu geliştirir.
6 - Kendi güç ve yeteneklerini daha iyi tanıyarak, bireysel güç ve yetenekleri açığa çıkarmaya ve bireysel doğru kararlar alabilmeye yardımcı olur.
7 - Dikkatini tek konu üzerinde yoğunlaştırabilme alışkanlığı kazandırır.
8 - Diğer ders konularının daha iyi anlaşılıp kavramasına yardımcı olur. Bilimselliği ön plana alarak araştırmalar yapmaya yönlendirir.
9 - Konulara karşı şüpheci yaklaşımı benimsetir, onları ezberci zihniyetten arındırır.
10 - Kişileri düşünen, araştıran, yargılayan varlıklar haline getirir ve yaratıcılıklarında özgür bırakan bir ortam hazırlar.
11 - Başarıya ancak ve ancak sistemli ve disiplinli bir çalışmayla varılabileceğini gösterir.
12 - Mücadeleci bir ruh yapısına sahip olmanın gerekliliğini benimsetir.
13 - Başarısızlıklar karşısında yılmamayı, başarı için daha da çok çalışmanın gerekli olduğunu öğretir.
14 - Başarılardan büyük hazlar duyarak daha da başarılı olmaya yönlendirir.
15 - Yepyeni hedefler göstererek bu yeni hedefler doğrultusunda motivasyon sağlar.
16 - Kişilerin olumsuz bir yönünü, eksikliğini, veya bir davranış bozukluğunu hızlıca ortaya çıkarır.
17 - Kurallara uymayı, dostça oynamayı, kaybetmeyi kabullenmeyi, kazananı kutlamayı öğretir.
18 - Yakın dostluklar kurup daha çok sosyalleşmeye ve sosyal yaşamının zenginleşmesine yardımcı olur.

SATRANCIN TARİHÇESİ


Türkiye Satranç Federasyonu’nun internet sitesinde yer alan bilgilere göre satrancın tarihçesi şöyle:

Satrancın, zamanımızdan en az 4000 yıl önce Mısır'da oynandığına dair bulgular piramitlerdeki kabartmalarda bulunmaktadır. Yine Çin'de, Mezopotamya'da ve Anadolu'da oynanmaktaydı. Oyunun bugünkü adını alması, MS 3. - 4. yüzyıllarda Hindistan'da, oyuna ÇATURANGA denmesi ile başlar. Satranç ile ilgili ilk yazılı belgeler Hindistan'dan kalmadır. Daha sonra satranç İran'a, onlardan Araplara, Endülüslüler sayesinde de İspanya üzerinden Avrupa'ya yayılmıştır. Arap ve Avrupa el yazması kitaplardan sonra, İspanyol Lucena'nın ilk basılı satranç kitabında (1497) satrancın o zamanki yeni kuralları açıklandı.

O zamandan bugüne kadar, satranç oyununun kuralları değişmeden gelmiştir. İspanya'dan sonra, İtalya, Fransa, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya'da satranç hızla yaygınlaştı. 15. yüzyılda İspanyol Lucena, 17. yüzyılda İspanyol El Greco, 18. yüzyılda Fransız Philidor'un satranç kitapları vardır. 19. yüzyıl sonlarında satrancın büyük yıldızları belirdi: Anderssen, Morphy, Rubinstein ve Steinitz. 1850'lerden başlayarak, güçlü oyuncuların katıldığı turnuvalar yapıldı. Sonunda, 1886'da o zamanın en kuvvetli iki satranç oyuncusu arasında, ilk dünya satranç şampiyonluk karşılaşması oynandı: Steinitz ve Zukertort. Steinitz bu maçı, 10 galibiyet, 5 beraberlik ve 5 yenilgi (+10 -5 =5) alarak kazandı.

İlk resmi dünya satranç şampiyonu Wilhelm Steinitz'dir. Steinitz aynı zamanda, satrancı sistematik oynama kavramının da babasıdır. Steinitz'in teorisinin başlangıç noktası "Satrançta konumun özelliklerine uygun bir plan yaparak oynamak" tır. "Konumun Özellikleri" konusundaki görüş ve çalışmaları, modern satranç oyununun temelleri olmuştur.


Satranç Federasyonu'ndan "Cübbeli Ahmet Hoca" açıklaması