Geçmişte kendisi durumu tek bir cümleyme özetlemişti aslında: Birinci belli, ikinci kim? 1982 yılında Türkiye Güzeli seçildiği gün girdi ülkemizin popüler kültür hafızasına. Yani tam 35 yıl önce... Onun Türkiye'nin en güzel kadını seçildiği yıl dünyaya gelenler bugün artık birer yetişkin.Hülya Avşar bu kadar zamandır oturduğu 'kraliçelik tahtından' hiç inmedi. Kimi zaman saltanatı sallansa da o hep kendini gündemde tutmayı bildi. Kimi zaman yaptığı işlerle kimi zaman da magazin dünyasında yarattığı çarpıcı gündemle... Biz de sinema oyunculuğundan tiyatroya, müzik dünyasından iş kadınlığına el atmadığı alan kalmayan Avşar'ın magazin dünyasında yazdığı 'tarihe' bir göz atmak istedik. Aşkları, skandalları, gaflarıyla Avşar'ın gösteri dünyasının son 35 yılına düştüğü notlar... Hülya Avşar adını herkes ilk olarak 1982 yılında Bulvar Gazetesi'nin düzenlediği güzellik yarışmasında duydu. O gece kraliçe seçildi Avşar.Eğer iki gün sonra daha önce evlenip boşandığı ortaya çıkıp da tacı elinden alınmasaydı belki de çoktan Türkiye'nin eski güzelleri arasında tarihin tozlu sayfalarında bir anı olarak kalacaktı. Ama öyle olmadı...Avşar yarışmanın en önemli kurallarından birini ihlal etmişti. Çok genç yaşta evlenip boşandığını gizlemişti. Kraliçeliği sadece iki gün sürdü. Sonra tacı elinden alındı. Düğününde çekilen bu kare ortaya çıktı.Bu olay Avşar'ın hayatında bir dönüm noktası oldu. Tek karelik bir düğün fotoğrafı etrafında da nice gürültü koptu. Fotoğrafta ablasının duvağının altında görünen küçük kızın da aslında kardeşi değil öz kızı olduğu bir şehir efsanesi haline geldi. Oysa o küçük, Avşar ailesinin üç kızının en küçüğü olan Helin Avşar'dı. Avşar, tacı elinden alındıktan sonra dikkat çekip kariyer basamaklarını hızla tırmanırken dönemin gözde futbolcusu Tanju Çolak ile yolları kesişti. Birbirlerine aşık oldular. Ama büyük bir sorun vardı: Tanju evliydi. Dönemin en çok konuşulan birlikteliği oldu bu... İkili kameralardan saklanmadan aşklarını yaşadı. Herkesin gözü onların üstündeydi. Ama bu ilişkinin de sonu geldi. Tanju Çolak eşine ve çocuğuna döndü... Avşar yıllar sonra konuyla ilgili yaptığı açıklamada: Tanju'ya aşık oldum deyip yaşadıklarından pişman olduğunu açıkladı. Avşar, sinema ve müziğin ardından TV ekranlarında da şov programları yapmaya başladı. Elbette kameralar karşısında da renkli kişiliğini 'konuşturdu', gündem yarattı. Konuklarıyla bazen öyle anlar yarattı ki yaptığı programlar yıllar sonra bile unutulmadı. Yılmaz Morgül ile yaptığı bu şaka gibi. Ya da Ricky Martin'i konuk ettiği programda yaşananlar gibi. Avşar, programına konuk olan Martin'in kalçasına dokundu ve olay ertesi gün gazetelerin manşetlerinde yer aldı..Avşar bir kere daha gündemin ilk sırasına çıkmayı başarmıştı. Hülya Avşar, Tanju Çolak'tan sonra da aşklarıyla konuşuldu. Bir dönem birlikte çok sayıda filmde rol aldığı İbrahim Tatlıses ile anıldı.. İlk evliliğini kimsenin tanımadığı sıradan bir genç kızken yapan Avşar, ikinci evliliğini bu kez Türkiye dışında gerçekleştirdi. Kaya Çilingiroğlu ile Paris'teki Türkiye Büyükelçiliği binasında evlendi.. O dönemde çok yapılmayan bir şeydi bu ve Avşar yine çok uzun süre gündemden inmedi... Ancak evlilik fazla da uzun ömürlü olmadı. Çilingiroğlu, Avşar'ı aldatınca tek celsede boşandılar. Bir süre sonra Avşar'ın hayatına işadamı Sadettin Saran girdi. Önceleri ilişkilerini saklayan çift daha sonra kamuoyu önüne çıkmakta sakınca görmedi. Ancak beklendiği gibi evlilik gelmedi.. Çift yollarını ayırdı. Bu aşk ve ayrılık da uzun süre konuşuldu. Hatta daha önce basında fazla yer almayan Saran da bu şekilde daha ön plana çıkmış oldu. Hülya Avşar çok sayıda sinema filminde rol aldı ve hepsinde unutulmaz anılar bıraktı. Tatlıses ile oynadığı Mavi Mavi filmindeki öpüşme sahnesi Türk sinemasının 'kült' sahnelerinden biri olarak hafızalarda yer etti. Avşar döneminin pek çok oyuncusundan daha gözü kara olduğunu Berlin In Berlin filminde bir kez daha gözler önüne serdi.Genç yaşta eşini yitiren bir kadını canlandıran Avşar'ın filmdeki mastürbasyon sahnesi yıllar sonra bile zaman zaman gündeme geliyor. Salkım Hanımın Taneleri ise Avşar'ın oyunculuğunu kanıtladığı filmlerden biri olarak tarihe geçti. Özellikle rolü gereği yaşlı bir görünümle kamera karşısına geçmesi. Çünkü Avşar o zamana kadar hep genç ve güzel kahramanları canlandırıyordu. Salkım Hanımın Taneleri ise Avşar'ın oyunculuğunu kanıtladığı filmlerden biri olarak tarihe geçti. Özellikle rolü gereği yaşlı bir görünümle kamera karşısına geçmesi. Çünkü Avşar o zamana kadar hep genç ve güzel kahramanları canlandırıyordu. Avşar ne yapsa olay oluyor tezini doğrulayan bir başka durum da Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde yaşandı. Avşar'ın jüri başkanı olması bazılarından tepki gördü. Jüri üyelerinden bazıları görevden çekildi..Avşar hiçbir şeye aldırmayıp görevini yaptı.. Avşar, gece hayatının en renkli ünlülerinden biri. Magazin basınını tarafından da çok seviliyor. Çünkü onların deyişiyle malzeme veriyor Avşar.. Avşar'ın iyi bir yüzücü olduğunu bilmeyen yok artık. Aynı zamanda bir tenis tutkunu. Onun adına turnuva bile düzenleniyor. Avşar'ın tenis tutkusu onu 2000'lerin başında dönemin ünlü tenis yıldızı Monica Seles ile yaptığı maça kadar götürmüştü. Avşar Cannes'ın ünlü kırmızı halısında da boy göstermişti yıllar önce. İlki 2001 yılındaydı. Daha sonra da 2013 yılında yine özel bir etkinliğin konuğu olarak birçok oyuncunun hayalini süsleyen o kırmızı halıya çıktı. Bugün artık 50'li yaşlarında Avşar. Yani birçok meslektaşının emekli olup köşeye çekildiği yaşta. Gerçeği söylemek gerekirse dış görünüşü de değişti. Ama 35 yıldır hiç değişmeyen bir gerçek var: O hala magazin dünyasının gündeminde ilk sıralarda yer almayı sürdürüyor. Görünüşe göre de kendi isteğiyle emekli olana kadar da bu durum değişmeyecek. Hülya Avşar Celal ve Emral Avşar çiftinin ilk çocuğu olarak, 10 Ekim 1963'te Balıkesir'de dünyaya geldi. Ankara Cumhuriyet Lisesi'nden mezun oldu. 1979 yılında Zıraat Mühendisi Mehmet Tecirli ile nikah masasına oturdu. Ancak küçük yaşta yapılan bu evlilik uzun sürmedi ve çift boşandı. Babasının polis olması nedeniyle Türkiye'nin bir çok şehrinde yaşama fırsatı bulan Avşar, 1982 yılında ailesiyle birlikteİstanbul'a taşındı. Aynı yıl Bulvar gazetesinin düzenlediği güzellik yarışmasına katıldı ve birincilik tacının sahibi oldu.Yarışmadan 2 gün sonra evlenip ayrıldığı ortaya çıktı ve bu sebeple tacı elinden alındı.Yaşanan bu olay Hülya Avşar'ın hayatında yeni bir dönüm noktasını da beraberinde getirdi. Avşar, 1983 yılında başrollerini Fikret Hakan ve Salih Güney ile paylaştığı 'Haram' filmiyle sinemaya adım attı. Başrollerini İbrahim Tatlıses ile paylaştığı ' Ayşem'(1984) 'Mavi Mavi'(1985), 'Hülya'(1988) ve isimli filmleri gişe rekorları kırdı. 1986 yapımı olan ve başrollerini Aytaç Arman'la paylaştığı 'Fatmagül'ün Suçu Ne' dönemin en çok konuşulan filmlerinden biri oldu. Alamancının Karısı ve Bir Kırık Bebek filmleri ile 1989 yılında, Sinema Yazarları Derneği'nin düzenlediği yarışmada en iyi kadın oyuncu seçildi. 1980'lerin sonunda müzik hayatına adım atan Avşar, assolist olarak sahnelerde yerini aldı. Müzik eğitimi aldıktan sonra yurtiçi ve yurtdışı konserleri veren Avşar, 1988 yılında Herşey Gönlünce Olsun isimli ilk albümünü çıkardı. 1990'da başrolü Yaman Okay ile paylaştığı Benim Sinemalarımdaki rolüyle, 9. Uluslararası Tahran Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü aldı. 90'lı yılların başında, bir sene kadar Günaydın Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptıktan sonra, 1993 yılında, Sevginin Gücü isimli dizi ile televizyona geçiş yaptı. 1990'da başrolü Yaman Okay ile paylaştığı Benim Sinemalarımdaki rolüyle, 9. Uluslararası Tahran Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü aldı. 90'lı yılların başında, bir sene kadar Günaydın Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptıktan sonra, 1993 yılında, Sevginin Gücü isimli dizi ile televizyona geçiş yaptı. Bu filmiyle, Kültür Bakınlığı'ndan Sinema Başarı Ödülü, ve Sinema Yazarları Derneği'nden en iyi 5. film ödülünün de sahibi oldu.Aynı yıl yapımcılığını MedYapım'ın üstlendiği 'Hülya Avşar Show' ile izleyici karşısına çıktı. 1995'de Süper Yıldız, 1998'de Ah Bir Zengin Olsam, 2000'de de, Savunma dizisinde rol aldı. 1995 yılında Mehmet Aslantuğ ile, evlilik ve aşk ilişkilerinde mutlu olamayan bir kadının öyküsünün işlendiği, Bir Kadının Anatomisi adlı filmde oynayan Avşar, Tomris Giritlioğlu'nun yönettiği, 1999 yapımı Salkım Hanım'ın Taneleri filminde büyük beğeni topladı. Avşar kızı, 1997 yılında iş adamı Kaya Çilingiroğlu ile Paris'te ikinci kez nikah masasına oturdu. Çiftin bu evlilikten 1998 yılında Zehra ismini verdikleri bir kızları dünyaya geldi. Hülya Gibi, Dost musun Düşman mı,Yarası Saklım, Hayat Böyle,Sevdim ve , Aşıklar Delidir adında albümlere imzasını atan Avşar, 2000 yılında, Kral TV tarafından düzenlenen 'Müzik Ödülleri Töreni'nde, en iyi kadın şarkıcı ödülünün sahibi oldu. 2002 yılında, Mazlum Kiper'in yönettiği, Bugün Benim Doğum Günüm adlı tek kişilik oyunla ilk tiyatro deneyimini yaşadı. Avşar, Nisan 2003'te ilk kitabı Mavi Yansımayı elektronik ortamda yayınladı. Sansasyonlu bir evlilik yaşan Avşar, 2005 yılında ikinci eşinden de boşandı. Ekranlardan bir süreliğine de olsa uzak kalmayı tercih eden Hülya Avşar, 2009 yılında Haber Türk'te yayınlanan 'Hülya Avşar Soruyor' ile yeniden izleyici karşısına çıktı. Birbirinden ünlü konukları programında ağırlayan Avşar kızının bu projesi 2010 yılında son buldu. Bir süre O Ses Türkiye yarışmasında jüri üyeliği yapan Avşar, Muhteşem Yüzyıl Kösem Sultan dizisinde de rol aldı.kaynak: Depo Photos, Hürriyet Arşiv