Oyuncu, ressam, yazar, yönetmen ve müzisyenlerden oluşan 250 sanatçı, referandumla ilgili ortak açıklama yaparak neden "hayır" diyeceklerini anlattı. Kürsüye çıkan oyuncu ve yazar Pelin Batu ise annesinden izinsiz geldiğini anlatarak gözyaşlarına boğuldu
İmza kampanyasıyla ilgili bilgi veren oyuncu Orhan Alkaya, "Çok az kaldı. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bu yana ilk kez son derece radikal bir rejim tartışmasının eşiğinde. Çok çok az kaldı. Defalarca 'Hayır' diyenler, neden 'Hayır' dediklerini anlattı. Defalarca 18 maddenin 18'ine ayrı ayrı teferruatlı biçimde neden 'Hayır' dediğini anlattı. Biz bir referanduma gidiyoruz; ama 'Evet' diyeceğini açıklayanlar açısından bir referanduma gidiyoruz doğrusunu söylemek gerekirse bu konuda ciddi anlamda endişeliyim. Bir seviyorum sevmiyorum oylamasına gidiyor olabiliriz, o açıdan baktığımızda. Bu da toplumdaki kutuplaştırmanın ne kadar tehlikeli bir noktaya geldiğinin çok vahim bir göstergesi. Ne yazık ki siyasetin giderek zehirli hale gelen dili, toplumu hücrelerine kadar zehirlemeyi belli ölçülerde de olsa başardı. Bizler politik ve şiirsel bir itiraz gerçekleştiriyoruz bugün. Ustamız Nazım Hikmet'in ütopyasıyla buluştuk 250'yi aşkın sanatçı. Bu metnin altında birleşen hepimiz 16 Nisan referandumunda gerekçelerini bilerek ve açıklamış olarak 'Hayır' demiş insanlarız. Diliyorum ki Türkiye'yi yeni bir kargaşaya yönlendirecek olan bu anayasa taslağı halkımızın kabulüyle yasalaşmaz, anayasalaşmaz" dedi.
"BURAYA GELİRKEN ANNEME YALAN SÖYLEDİM"
Alkaya'nın konuşmasının ardından salonda bulunan sanatçılardan bazıları kürsüye çıkıp referandumda neden 'Hayır' oyu kullanacaklarını açıkladı.
Gözyaşları içinde konuşma yapan oyuncu ve yazar Pelin Batu, "Ben buraya gelirken anneme yalan söyledim. Bunu söylerken gözlerim doluyor, çok üzülüyorum. Niye söyledim anneme; şiirlerimi başmak için fotokopiciye gideceğim dedim. Çünkü annem benim için korkuyor. Kızının hapse girmesinden korkuyor. Kızının sokakta vurulmasından korkuyor. Ben 'Hayır' diyorum. Çünkü bu kadar çok annenin korkmasından içim ağlıyor artık. Bugün haberleri izlerken de böyle ağladığım gibi ağlıyorum. Her gün çocuklar ölüyor hiçbir şey yapamıyoruz. Her gün arkadaşlarımız, hocalarım, gazeteci arkadaşlarım içeri giriyor, hiçbir şey yapamıyoruz. Sadece izleyiciyiz. Ben izleyici olmaktan bıktım. Gece yattığımda arkadaşlarım için ne yapabilirim diyorum, müthiş suçluluk duyuyorum ve hiçbir şey yapamıyorum. Kendi korktuğumdan değil, ben korkmuyorum; ama ben annem için korkuyorum. Çünkü annemin içi parçalanıyor kızının başına bir şey geleceği için. Dolayasıyla 'Hayır' diyorum; çünkü bu ülkeyi çok seviyorum, vicdanlı bir insanım" ifadesini kullandı.
"KAZANACAĞIMIZA İNANIYORUM"
Oyuncu Gülriz Sururi ise, "Benden önceki iki kuşağı hiç affetmeyeceğim. Bunlar politikacılar ve aydınlarımız. Yani 1945 yılında başlatılan bu projeye neredeyse hizmet ettiler diyebilirim. Bu kadar cahil bu kadar umarsız olmalarını kabul edemiyorum bir türlü. Nasıl göz yumduk. Özellikle İlhan Selçuk'un, Uğur Mumcu'nun, Aziz Nesin'in onca uyarısına rağmen bizler bir araya gelemedik. Uyanamadık. Üstümüze sanki bir ölü toprağı serpilmişti. Bugün tabi ki isyan ediyoruz. Ama ikinci defa kurtuluş savaşı gerçekleştireceğiz. Çok inanıyorum hayırların çoğalacağına ve kazanacağımıza. Yeter ki biz ondan sonra ittihatçılar gibi oturup da 'Peki şimdi ne yapacağız?' demeyelim" diye konuştu.