Büyük Taarruz’un 100’üncü yıl dönümünde Afyonkarahisar’ın Şuhut ve Kocatepe ilçelerine giden Posta yazarları, 26 Ağustos 2022’de başlayıp 30 Ağustos’ta zaferle taçlanan Kurtuluş Mücadelesi’nin gerçekleştiği yerleri ziyaret etti. 100’üncü yıl kutlamalarının yapıldığı bölgedeki ekip, rehberler eşliğinde Şuhutlu Şehitler ve Gaziler Hatıra Merkezi, Atatürk Evi ve Keşkek Evi’ni gezdi.
Büyük Taarruz Karargâhı olan Atatürk Evi’nin titiz bir çalışmayla restore edildiğini belirten Şuhut Belediye Başkanı Recep Bozkurt, Keşkek Evi’nde ziyaretçilere keşkek ikram etti. Keşkek Evi’nin bölgeye özgü bir kültürü yaşatmak için yapıldığını söyleyen Bozkurt, “Büyük Taarruz Karargahı’nın yakınlarında bulunan 2 katlı tarihi yapı, bölgeye gezen ziyaretçilere hizmet ediyor. Ninelerimiz bundan 100 yıl önce kahraman askerlerimize orada keşkek ikram etmiş” dedi.
GELENEKSEL LEZZET
Coğrafi işaretli ‘Şuhut keşkeği’nin Türkiye’de meşhur bir yemek olduğunu ifade eden Bozkurt, şöyle konuştu: “Hatta Evliya Çelebi’nin ‘Seyahatname’sinde anlatılmıştır. Bu tarihi binada, bu geleneksel lezzetimizi sunuyoruz. Şuhut’ta kadın kültürevleri ve kadın kooperatifleri kurduk, bu tesisler ile ilçemizdeki kadın istihdamını artırıyoruz. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan bölge halkı, mamullerini tanıtma imkânı buluyor, biz de onlara ekonomik destek sağlıyoruz.”
KAHRAMANLIK HİKAYELERİ
Rehber Recep Canik eşliğinde Kocatepe’yi de ziyaret eden heyet, Kocatepe Anıtı’nın bulunduğu Zafer Tepesi’ne çıktı. Canik, 26 Ağustos’ta sabaha karşı 4.30’da Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde başlayan Büyük Taarruz sırasında yaşananları kronolojik sırasıyla anlattı. Kocatepe Zafer Yolu olarak adlandırılan noktada Recep Canik’in anlattığı savaş anıları ve kahramanlık hikayeleri, ziyaretçilere duygu dolu anlar yaşattı.
BÜYÜK ZAFERİN 100. YILINDA KOCATEPE’DEN AFYON OVASINA BAKMAK
Atatürk, Büyük Taarruz emrini verdikten sonra, 24 Ağustos 1922’de Akşehir’den Afyon’un Şuhut ilçesine gelir, Yalı Mahallesi’ndeki Hacıveli Oğulları’na ait bir evi, geçici karargah olarak kullanır. O günün akşamı, arkadaşları ile birlikte bu evde bir toplantı yapan Atatürk, taarruz planların gözden geçirmiş, geç saatlere kadar süren toplantıdan sonra odasına çekilmiş. Burada birkaç saat dinlenen ve uyuyan Atatürk, sabaha karşı atlılarla birlikte Kocatepe’ye hareket etmiş, 26 Ağustos 1922’de 05:30’da topçu ateşiyle Büyük Taarruzu başlatmış.
HER ŞEY KORUNMUŞ
Afyon ziyaretimizde Şuhut’ta Atatürk’ün kaldığı bu anı evini de gezdik. Her şey ilk gün gibi korunmuş. Hatta en altta atların tutulduğu bölümde saman kokusunu bile hissediyorsunuz. Bu ev iiki katlı, cumbalı, küçük bir köy konağı. Alt katında hole açılan 4 odası, üst katında 1 salon 4 oda ve bir selamlığı var. Atatürk, bu kattaki cumbalı odada çalışmış ve dinlenmiş. Ev bugün Ahmet Koç’a ait ve “korunması gereken evler” arasında...
Şuhut’tan sonra aynı güzargahı takip edip Kocatepe’ye doğru hareket ettik biz de. Zirveye çıktığımızda kuş uçuşu tüm bölgeye hakim olan Atatürk Anıtı’nın altında ve siperlerin gölgesinde Büyük Zafer’e giden tarihi yeniden dinleyip yaşadık adeta... 100. yılında Kocatepe’den Afyon Ovası’na bakmak daha da anlamlıydı.
Tarih Kokan Şehir
Frig, Lidya, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu’nun ikametgahlarından Afyonkarahisar, “Kurtuluş Savaşı’nda zaferin tescillendiği yer olarak da tarihe geçiyor. Milli Mücadele ve İstiklal Savaşı’nın müjdecisi ‘Büyük Taarruz’ emrinin Mustafa Kemal Atatürk tarafından verildiği Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin Afyonkarahisar’da bu yıl 100. yıldönümü kutlanıyor.
30 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan Muharebesi zaferiyle taçlanacak olan Büyük Taarruz’a Mustafa Kemal Paşa, “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir; ileri” diyerek başlama emrini verdi.
Büyük Taarruz bu yıl birinci asrını doldururken, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın karargahını kurduğu Kocatepe’deki anıt, 1874 rakımlı tepeden yokluklarla kazanılan mücadelenin gururunu yaşatıyor.
Zafer Kenti Afyon
Büyük Taarruz’un en büyük savaşları Afyonkarahisar sınırlarında yapıldı. Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat yönettiği, Büyük Taarruz’da 1. ve 2. ordu arasında sıkıştırılan düşman birlikleri Afyonkarahisar sınırları içinde yok edildi. Her karış toprağı şehitlerimizin kanıyla sulanan, Kurtuluş Savaşı’mızın simgesi olmuş kentlerimizden biri olan ve Büyük Zafer’e evsahipliği yapan Afyonkarahisar’ı bu anlamlı haftada ziyaretimiz sırasında hep zafer şehri Afyon ve kahramanlık hikayeleri vardı...
Büyük Taaruz Planı
Büyük Taarruz Planı’nın ana fikri; kuvvetin bir kısmıyla Yunan ordusunu Eskişehir-Afyon Cephesi’nde tutmak, kalan kuvvetin çoğuyla düşmanın güney yanına taarruz ederek, İzmir ile olan irtibatını kesmek ve çekilmesine imkan vermeden imha etmekti. Plana göre bütün kuvvetler Afyon ve çevresine yığılmıştı. Asıl savaş bu bölgede olacak ve harbin kaderi burada belli olacaktı.
Harekatın bütün başarısı gizliliğe dayanıyordu. Plana göre ordu kilometreleri aşıp Afyon güneyine ve batısına yanaşacaktı. Yürüyüş, 14 Ağustos 1922 Pazartesi gecesi başladı. Türk Ordusu’nun hazırlıklarını tamamlayamadığı söylentileri yayıldı. Başkomutan Mustafa Kemal’in, 17-18 Ağustos 1922 gecesi hareketini gizlemek için 21 Ağustos 1922’de Çankaya’da bir çay partisi tertiplediği duyuruldu. Oysa cephe karargahına çoktan varmış ve yapılan toplantıda, 26 Ağustos günü Büyük Taarruza karar verilmişti.
Büyük Taarruz
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa 24 Ağustos akşamı arkadaşlarıyla Şuhut’ta Hacı Veli oğullarına ait bir evi, geçici karargah yapmıştı. Paşa, Anadolu’yla dış dünya arasındaki tüm haberleşmenin kesilmesi emrini verdi. Ardından 25 Ağustos Cuma gününü cumartesiye bağlayan saatlerde Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa, Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ve 1. Ordu Komutanı Nurettin Paşa ile konaktan ayrılıp 26 Ağustos 04.00 sularında savaşı yönetmek üzere Kocatepe’ye ulaştı.
1. GÜN (26 AĞUSTOS 1922)
Topçuların isabetli ve yoğun atışlarıyla düşman siperlere iyice ezilmiş, irtibat hatları parçalanmış ve hatırı sayılır kayıp verdirilmişti. Yarbay Halit (Akmansu) komutasındaki 5. Tümen; Saat 07.00’de Kalecik Sivrisi’ni, Yarbay Naci (Tınaz) komutasındaki 15. Tümen Saat 08.00’e doğru Tınaztepe’yi, Yarbay Ömer Halis (Bıyıktay) komutasındaki 23. Tümen 09.00’da Belentepe’yi ele geçirdi. Öğle saatlerinde ilk şoku atlatan Yunan kuvvetleri, toparlanmaya başlamıştı. Tınaztepe’de düşman, tekrar hakim oldu. Ancak takviye birlikler ve süngü hücumuyla 27 Ağustos’ta geri alındı
2.GÜN (27 Ağustos 1922)
- Kolordu’nun doğudaki 8. tümeni 04.00’de hiç silah patlatmadan, süngü hücumuyla düşman siperlerine saldırarak önemli direnç noktası Kurtkaya Tepesi’ni ele geçirdi. Saatler ilerledikçe düşman cephesinin çatırdıyordu. Bu sırada Albay Reşat Bey’in intiharı bu sevincin ortasına bomba gibi düştü. Sebep 57. Tümen’e hedef olarak verilen Çiğiltepe’nin
2 gündür ele geçirilemeyişiydi. Ancak Çiğiltepe Mehmetçiğin süngüsüne daha fazla dayanamadı ve 17.30’a doğru ele geçirildi. 1. Kolordu bölgesindeki Yunan cephesi ve savunmasının parçalanmasından sonra 4. Kolordu bölgesinde son düşman mevzilerini ele geçirdi. Trikopis, karargahıyla Afyon’u terk etmişti. Afyon yanıyor ve Yunanlıların kenti acele boşalttıkları görülüyordu. 8. Tümen’imizin 189. Alayı 17.30 da Afyon’a girdi
3. GÜN (28 AĞUSTOS 1922)
Bütün gün koşuşan ve karşılaştıkları yerde dövüşen her iki taraf, serin yayla gecesinde toprağa uzanmış yarınki mücadele için nefesleniyordu. Bir taraf bir an önce Dumlupınar’a çekilip birleşerek yeniden cephe tutmak, diğer taraf ise önüne katıp kovaladığı düşmanı kuşatıp imha etmek telaşındaydı. Trikopis grubu 28-29 Ağustos gecesini, Eğret (Anıtkaya)- Olucak- Çatkuyu bölgesinde geçirdi. Orada gecelemeyip 10 kilometre fazla yürüyüş yapsa Trikopis’in kendini ve ordusunu kurtarabileceği düşünülebilirdi. Bu yüzden bazı tarihçiler, bu durumu “GAFLET UYKUSU” olarak tanımlar
4. GÜN (29 AĞUSTOS 1922)
Sabahın erken saatlerinde cephe ana baba gününe dönmüştü. 12.00’ye doğru Türk taarruzu şiddetini artırınca, Yunan birlikleri mevzilerini terk ederek kuzeye ve batıya çekilmeye başladı. Trikopis saat 21’00e doğru birliklerine “Çalköy’e çekilin” emrini verdi. Günün sonunda Yunan ordusu kuşatılmış durumdaydı. Başkomutan Mustafa Kemal, Fevzi ve İsmet Paşa, gelen raporları gece yarısı değerlendirirken Trikopis kuvvetlerinin kaçamaz halde kuşatma altında olduğunu gördüler. Görünüşe göre Türk ordusunun sıkılan ağır yumruğu kalkmış, birbirinden kopuk 3 parçaya bölünmüş, Yunan kuvvetlerinden en büyüğünün üstüne inmek üzereydi.
BAŞKOMUTAN
MEYDAN MUHAREBESİ
(30 AĞUSTOS 1922)
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa sabah saatlerinde ordunun izlemek için cepheyi net gören Zafertepe’ye çıktı. Taarruz 30 Ağustos’ta öğleden sonra topçu ateşiyle başladı. 5. Tümen, Başkomutan’ın “Süngü hücumu ile mutlaka alması” emri verdiği Küçük Adatepe’yi yarım saat sonra, 19.00’da ele geçirdi. Düşman etrafındaki çember daralıyordu. General Trikopis ile General Dijenis ve bazı Yunan birlikleri Kızıltaş deresinden çember dışına kaçmayı başardı. Düşmanın bazı birliklerinin kurtulmasına rağmen, harekat Türk ordusunun kesin zaferiyle sonuçlandı. Büyük Taarruz’un bu son evresi askeri tarihe “BAŞKOMUTAN MEYDAN MUHAREBESİ” adıyla geçti.
31 AĞUSTOS 1922
Başkomutan Mustafa Kemal
31 Ağustos günü Adatepeler
bölgesindeki durumu şöyle ifade ediyordu; “Şu karşıki sırtların gerilerindeki bütün düzlükler, bütün dereler,
bütün gizli kapaklı yerler; bırakılmış toplarla, sayısız araçlarla ve aralarında yığın yığın ölülerle toplanıp içerilere götürmekte olan sürü sürü tutsaklarla gerçekten bir mahşeri andırıyordu.”
ASIRLIK ZAFERE ÖZEL GALA
POSTA Gazetesi yazarları, Afyonkarahisar programı kapsamında Vali Kübra Güran Yiğitbaşı ile kent protokolünün katıldığı, Büyük Taarruz’un 100’üncü yılına özel bir gala yemeğinde bir araya geldi. Akrones Otel’de Vali Yiğitbaşı ev sahipliğinde gerçekleşen yemeğe, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Mehmet Zeybek, Cumhuriyet Başsavcısı Fatih Karabacak, İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Osman Alp, İl Emniyet Müdürü Ali Temiz, Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Rektörü Prof. Mehmet Karakaş, Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi (AFSÜ) Rektörü Prof. Nurullah Okumuş, İl Genel Meclisi Başkanı Burhanettin Çoban, Afyonkarahisar Sanayi ve Ticaret Odası (ATSO) Başkanı Hüsnü Serteser, kaymakamlar, kamu kurumlarından temsilciler, ilçe belediye başkanları, iş insanları ile POSTA Gazetesi yazarları ve yöneticileri katıldı.
İLETİŞİM VURGUSU
Şehrin tarihi ve kültürel değerleri ile ekonomik potansiyelinin değerlendirildiği gecede konuşan Kübra Güran Yiğitbaşı, POSTA ekibinin şehri ziyaretinin kendisini çok mutlu ettiğini dile getirdi.
Yiğitbaşı sözlerini şöyle sürdürdü: “Şehrimizin kendine has özelliklerini anlata anlata bitiremeyiz. O nedenle lütfen sık sık gelin, daha çok burada kalın, sizi gezdirelim, şehrimizin güzelliklerini daha çok tatmanızı sağlayalım. Keşfedilmemiş lokasyonları birlikte keşfedip anlatalım. Ben iletişim kökenliyim. Sizlerle çalışma alanlarımız yakın. İlham aldığım hocalarım, bize her zaman ‘İletişim boşluk kabul etmez’ derdi. Dolayısıyla sizin buraya teşrifleriniz bizim için gerçekten çok kıymetli.”
ZAFERİN TOPRAKLARI
Zaferin kazanıldığı topraklarda olmanın onurunu yaşadıklarını ifade eden Afyonkarahisar Belediye Başkanı Mehmet Zeybek de şehrin karakteristik özelliklerini şöyle özetledi: “Büyük Taarruz burada başladı. Tarihi açıdan çok önemli bir coğrafyadayız. Türkiye Enerji Kentler Birliği’ne bağlı Afyonkarahisar, 27 bin yatak kapasitesine sahip, 35 bin konutun termal su ile ısıtıldığı ender illerin başında geliyor. Mermerin merkeziyiz. Yumurta üretiminde Türkiye borsasını belirleyen iliz. Sporun başkenti olma yolunda da hızlı adımlarla ilerliyoruz.”
YÖRESEL LEZZETLER
Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Hüsnü Serteser ise “Lezzetin, termalin, mermerin ve zaferin başkentindesiniz. Evliya Çelebi’nin ‘Seyahatname’sinde bahsettiği Afyonkarahisar’da yerin altı da üstü de bereket doludur. Coğrafi işaret tescili odamız tarafından alınan Afyon sucuğu, pastırması, kaymağı ve manda yoğurdunun yanı sıra kaymaklı ekmek kadayıfı, lokum, kebap, bükme ve buna benzer 40 ürünü ve 600’e yakın yöresel lezzetiyle Afyonkarahisar lezzetin başkenti olmayı hak ediyor. Türkiye’de en fazla coğrafi işaret alan iller listesinde Gaziantep, Diyarbakır ve Konya’dan sonra 4’üncü sıradayız” diye konuştu.
DIŞA BAĞIMLILIĞI AFSÜ BİTİRECEK
Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi sağlığın üniversitesi olarak kuruluşundan itibaren Tıbbi ve Aromatik Bitkiler alanında önemli çalışmalar yapıyor.
2020 yılında üniversite bünyesinde Aflora markasıyla üretim yapan bir şirket kuruldu.
Tıbbi ve aromatik bitkilerin ticarileştirilmesi ve üniversite bilimsel araştırmalarının katkılarıyla katma değerli yenilikçi ürünler ortaya koymak için harekete geçen Aflora 5 gıda takviyesi ürünü, 10 çeşit
bitkisel çay, 11 çeşit bitkisel yağ ve suları ürün portföyü oluşturdu. Antikansorejen özelliği ile bilinen amarant bitkisinin üretimine başlandı.
AFSÜ Rektörü Prof. Nurullah Okumuş, üniversite-sanayi işbirliği ile yıllık 5 milyon litre tıbbi etil alkol üretimi yapacak tesisin deneme üretimine başladığını söyledi. Okumuş, “Tesis hammadde olarak atıl, çürük, parça dahil olmak üzere patates, şekerpancarı, şekerpancarı melası, mısır ve buğday gibi her türlü nişastalı ürünü işleyebiliyor” diye konuştu.
TÜRKİYE’NİN YEŞİL OSB’Sİ KURULUYOR
Afyonkarahisar’da ‘Yeşil OSB’ vizyonu ile hayata geçirilecek Sinanpaşa Merkez 2’nci OSB’nin altyapı projeleri ihale edilirken, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından da haritalar onaylandı. Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser yönetiminde Başkan Vekillleri Burhanettin Çoban ve Erdal Karaman, Yönetim Kurulu Üyeleri Yücel Albay ve Veysel Tekeli’nin de katılımıyla yapılan toplantıda son durum ele alındı. OSB’nin bir yıldan kısa sürede yüzde 100 doluluğa ulaşmasının hedeflendiği belirtildi. Şimdiye kadar 262 firmanın ön talepte bulunduğu OSB’nin 6’ncı bölge teşviklerinden faydalanan tek OSB olduğu da hatırlatıldı.
‘GÖNÜL ELÇİSİ’NE PLAKET
Posta Gazetesi’nin Afyonkarahisar Kentlerle Buluşmalar etkinliğine katkı yapan Afyonkarahisar’ın gönül elçisi Mehmet Emin Güzbey’e Posta Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Emre İskeçeli tarafından teşekkür plaketi takdim edildi.
Afyonkarahisar’ın ulusal ve uluslararası tanıtımı içinbirçok organizasyonda yer alan, Megabirlik Medya CEO ve Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Emin Güzbey’e ev sahipliği için teşekkür eden Emre İskeçeli, “Meslektaşımız Güzbey, kentlilik bilinciyle hareket eden örnek insanlardan biri. Afyonkarahisar’ın tanıtılması için birçok platformda çalışıyor. Organizasyonumuza yaptığı katkıdan dolayı teşekkür ediyoruz” dedi.
ÜRETİMDE KADIN GÜCÜ
Afyonkarahisar Valiliği tarafından geçen yıl faaliyete geçirilen kadın kültür evleri ve kadın kooperatifleri ile bugüne kadar 100 binden fazla kadın istihdama katıldı. Ödüllü projede kadınlar, girişimcilikten e-ticarete, dijital pazarlamadan satışa tüm alanlarda iş hayatına katılıyor. Afyonkarahisar’da kadın emeğinin üretime dönüşmesi ve sosyal hayatta kadınların daha çok var olmasına yönelik çalışmalarla öne çıkan Kadın Kültür Evleri projesi, girişimci kadınların elde ettiği başarılarıyla adından söz ettiriyor. 2021’in ocak ayında başlatılan kooperatifleşme sürecinde bugüne kadar 26 kadın kültür evi ve 18 kadın kooperatifi oluşturuldu.
KRİTERLER BELİRLENDİ
Projenin başlangıcından bugüne kadar hayata geçirdikleri çalışmalarla ilgili bilgi veren Afyonkarahisar Kadın Kültür Evleri ve Kooperatifleri, Afyonkarahisar Valiliği Proje Koordinatörü İlknur Yüksel Dönmez, “Ürün gamlarını belirlerken farklı kriterler ortaya koyduk. Dedik ki ilçelerdeki üreticiler birbirlerinin pazarlarına müdahale etmesinler, farklı ürünler üretsinler. Fizibil, satılabilir ürünler üzerine yoğunlaştık. İlçelerimizde eskiden üretilen, unutulmaya yüz tutmuş değerleri ortaya çıkaralım dedik” dedi.
İlandır.