AdvertorialAstraZeneca meme kanserinin erken teşhisi ve süreçlerinin etkin yönetimi için çalışıyor
Sponsorlu

AstraZeneca meme kanserinin erken teşhisi ve süreçlerinin etkin yönetimi için çalışıyor


Paylaş
AstraZeneca meme kanserinin erken teşhisi ve süreçlerinin etkin yönetimi için çalışıyor

Meme kanseri, dünya genelinde kadınlarda kanser kaynaklı en yaygın ölüm nedenlerinden biri olarak öne çıkıyor ve bu hastalığın erken teşhis edilmesi önem taşıyor. AstraZeneca Türkiye Medikal Direktörü Dr. Deniz Ertürk Erem ve Kurumsal İlişkiler Direktörü Erdal Kiraz, hastalığın tanı ve tedavisinde global standartlara ulaşmanın ve sağlık hizmetlerine eşit erişimi sağlamanın önemini vurguluyor.

Meme kanseri dünya genelinde yılda yaklaşık 2,3 milyon kadının hayatını etkiliyor.[1] Böylesine ciddi bir hastalığın erken teşhisi ve etkin yönetimi hem hasta yaşam süresini uzatmak hem de ülkemizde sağlık sisteminin sürdürülebilirliğini sağlamak açısından önem taşıyor. Sağlık hizmetlerine erişimdeki eşitsizlikleri gidermek ve tüm kadınların yüksek kaliteli sağlık hizmetlerine erişimini sağlamak, küresel sağlık ve refah için kritik bir gereklilik olarak öne çıkıyor. Sağlık sistemlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak ve toplumsal refahı artırmak adına, hükümetler ve ilgili tüm tarafların kanserin tanıdan tedaviye tüm süreçlerdeki etkin yönetimi için çabalarını artırmaları bu nedenle önem taşıyor. 

AstraZeneca Türkiye Medikal Direktörü Dr. Deniz Ertürk Erem ve Kurumsal İlişkiler Direktörü Erdal Kiraz, meme kanseri tedavisinde sağlık hizmetlerine eşit erişim ve erken tanının önemini, meme kanseri tanı ve tedavisinde global standartlar ve ülkemizdeki sağlık politikalarını ve baştan sona hasta yolcuğunda çözüm ortağı olmak için AstraZeneca’nın yürüttüğü çalışmaları aktardı.AstraZeneca meme kanserinin erken teşhisi ve süreçlerinin etkin yönetimi için çalışıyor
AstraZeneca Türkiye Medikal Direktörü Dr. Deniz Ertürk Erem

“Tanı sürecindeki gecikmeler ve tedaviye erişimde eşitsizlikler önemli bir sorun”

Türkiye’de meme kanseri tedavisine başlama sürelerinin bölgelere göre önemli farklılıklar gösterdiğini söyleyen Dr. Deniz Ertürk Erem, “Meme kanseri üzerine yapılan çalışmalar, konum, gelir düzeyleri, ırk/köken ve diğer faktörler arasında ölçülebilir farklılıklar olduğunu ortaya koyuyor. Bu farklılıklar, meme kanseri tespiti ve bakımında önemli ve ölümcül eşitsizliklere yol açabiliyor, dolayısıyla nüfusların gelişme düzeylerini ve sağlık sistemlerinin yetkinliklerini etkileyebiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün Küresel Meme Kanseri Girişimi (GBCI), meme kanseri ölümlerini dünya genelinde her yıl yüzde 2,5 oranında azaltmayı hedefliyor. GBCI’nin üç temel odak alanı tanı, tedavi ve yönetim süreçlerini içeriyor ve bu süreçlerin her birinde belirlenen kriterlerin uygulanması, meme kanseri yönetimini daha etkili hale getiriyor.  Türkiye’de GBCI’nin belirlediği bu standartlara ulaşma yolunda önemli adımlar atmış olsa da özellikle tanı sürecindeki gecikmeler ve tedaviye erişimde yaşanan eşitsizlikler hâlâ önemli bir sorun olarak devam ediyor. Örneğin Türkiye genelinde ortalama 29 gün olarak belirlenen tedaviye başlama süresi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 66 güne kadar uzayabiliyor. Bu durum, hastaların tedavi sonuçlarını olumsuz etkileyebiliyor ve yaşam sürelerini kısalmasına yol açıyor.” dedi. 

“Meme kanseri tedavisinde eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için eyleme geçirilebilir adımlar atılmalı”

Dr. Erem, “Türkiye’de meme kanserinin yüzde 60’ı 1. ve 2. evrelerde teşhis edilse de bu oranın artırılması için daha fazla çalışmanın yapılması gerekiyor. Nitekim 2019 yılında mamografi ile taranan 50-69 yaş arası kadınların oranı yüzde 36'ya yakınken, 2020 yılında bu oran yüzde 27'ye düşüyor. Bu oranların, 2009 ve 2013 yıllarında Türk Ulusal Kanser Kontrol Programları (NCCP) tarafından belirtilen yüzde 70 hedefinin oldukça altında olduğu görülüyor. Ancak, önceki bir çalışma hedef yaş grubundaki hastaların yalnızca yüzde 22'sinin davet aldığını ortaya koyuyor.[2] Bir anket çalışmasına göre ise kadınların yalnızca yüzde 39'u mamografi taramasının 40 yaşında başlaması gerektiğini biliyor.[3] Kanser teşhisi korkusu da birçok kadının tarama randevularını geciktirmesine neden oluyor. Sektördeki tüm paydaşlar, meme kanseri tedavisi önündeki eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için eyleme geçirilebilir adımlar atarak ve sürdürülebilir destek sağlayarak bu oranların artmasına ve meme kanserinin erken teşhis edilmesine katkıda bulunabilir.” ifadelerini kullanıyor.AstraZeneca meme kanserinin erken teşhisi ve süreçlerinin etkin yönetimi için çalışıyor
“Misyonumuz hastayı merkeze koyarak kanser ekosistemine liderlik etmek”

“AstraZeneca’da, herkesin kanser tedavilerine eşit şekilde erişebilmesini sağlamak ve kanseri ölüm nedeni olmaktan çıkarmak vizyonumuz doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diyen Erem konuyla ilgili şu bilgileri de paylaşıyor: “Misyonumuz hastayı merkeze koyarak kanser ekosistemine liderlik etmek ve çözüm ortağı olmak. Bu doğrultuda kanser hastalıklarının neden olduğu hastalık ve ekonomik yükü azaltmaya yönelik önemli çalışmalar yapıyoruz. Küresel çapta olduğu gibi Türkiye’de de yaklaşık 100 kişilik klinik araştırma kadromuz ve 50 kişilik medikal ekibimizin liderliğinde yeni moleküllerimiz ile Faz 1,2 ve 3 klinik araştırmalarımız devam ediyor. 2022-2023 yılında Türkiye’ye en fazla sayıda klinik çalışma başlatan ilaç firmasıyız. Türkiye’de yürüttüğümüz klinik araştırmaların yüzde 65’i onkoloji tedavi alanında yer alıyor. Bugün 50’nin üzerinde aktif onkoloji çalışma sayımızı 2024 sonuna kadar 60’ın üzerine çıkararak 1.500’ün üzerinde hastaya ulaşmayı hedefliyoruz. Meme kanserinde 50 yıllık tecrübemiz ile sahip olduğumuz güçlü mirasımızı yeni moleküllerle daha da güçlendirmeyi, tanı, tarama, tedavi ve erken erişim programları olmak üzere her aşamada hastaların yanında olabilmeyi hedefliyoruz.”AstraZeneca meme kanserinin erken teşhisi ve süreçlerinin etkin yönetimi için çalışıyor
AstraZeneca Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü Erdal Kiraz 

“Herkesin eşit tedavilere erişebilmesini hedefliyoruz”

AstraZeneca Türkiye’nin, yenilikçi ilaçlar geliştirmenin yanı sıra sağlık ekosisteminde bir çözüm ortağı olduğuna dikkat çeken AstraZeneca Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü Erdal Kiraz, “Erken tanının önemine inanıyor, kanseri ölüm nedeni olmaktan çıkarma vizyonumuz doğrultusunda herkese eşit tedavi imkânları sunmayı hedefliyoruz. Kanserin kontrolüne ilişkin sağlık politikasında en temel unsur erken teşhisi yaygınlaştırmak. Erken teşhis hastaların yaşam süresini artırırken, tedavi maliyetlerinin etkinleştirilmesi, verimlilik kayıplarının önlenmesi için önem taşıyor. Bu konuda hem bireylerin farkındalıklarını artırarak hem de devletin tarama programlarını yaygınlaştırması ile önemli adımlar atılabileceğine inanıyoruz. Meme kanseri, Türkiye’de her yıl yaklaşık 27 bin kadının yaşamını etkileyen ve kadınlarda en sık görülen kanser türü olarak karşımıza çıkıyor. Ülkemizde Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği alanlarda tarama programları hayata geçirilmiş olsa da bu programlardan etkin sonuçlar alınması hem de ülkemizde yaygın bir şekilde gözlenen diğer kanser türlerine ilişkin politikaların geliştirilmesi için atılabilecek adımlar var. Örneğin, Sağlık Bakanlığı 2024 Performans Programı’nda ülkemizde meme kanseri tarama programı kapsamında değerlendirilen hedef nüfusun yüzde 39’una ulaşılması hedefleniyor. 2026’da ise bu oranın yüzde 45 düzeyine çıkması öngörülüyor.” diyor.

“Tedaviye zamanında erişim için farkındalık çalışmaları kritik”

Kanserle mücadelede eşitsizliklerin giderilmesi gerektiğine dikkat çekerek, tüm hastaların tedaviye zamanında erişebilmesi için farkındalık çalışmalarının da kritik olduğunu belirten Kiraz, “Kanserle mücadelede toplumsal sağlık bilincinin geliştirilmesine katkıda bulunmak, meme kanseri risk faktörleri ve erken teşhise dikkat çekmek için iş birliklerinin öneminin farkındayız. Bu kapsamda, sağlık ekosisteminin güçlenmesine yönelik stratejik iş birliklerimizle meme kanseri gibi hastalıklara karşı mücadelede toplumsal farkındalık yaratmak ve hastaların yaşam kalitesini artırmak için çalışıyoruz. Kamu kurumları, hekim ve hasta dernekleri ile sağlık okuryazarlığını geliştiren ve risk faktörleri hakkında farkındalığı artıran çalışmalar yapıyoruz.” değerlendirmesinde bulunuyor.AstraZeneca meme kanserinin erken teşhisi ve süreçlerinin etkin yönetimi için çalışıyor

 

Kiraz bu alandaki çalışmaları hakkında da şu örnekleri paylaşıyor: “Örneğin, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği, koşulsuz desteğimiz ile meme ve yumurtalık kanserleri hakkında toplumu bilgilendirmek amacıyla Kontrol Sende Cevabı Gende internet platformunu hayata geçirdi. Oyuncu ve heykeltıraş Arzum Onan’ın elçiliğini yaptığı proje kapsamında yayına alınan www.cevabigende.com adresinde yer alan anketler ile kadınlar meme ve yumurtalık kanseri risk faktörlerine sahip olup olmadıklarını öğrenebiliyor. Web sitesinde ayrıca toplumu bu kanser türlerinin önemi konusunda bilgilendiren çarpıcı verilere ve en yakın ücretsiz meme kanseri taraması yaptırabileceğiniz Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) bilgilerine de yer veriliyor. İhtiyaç Haritası ve Kanser Savaşçıları Derneği’nin yine koşulsuz desteğimiz ile yürüttüğü Kendini Tanı, Erken Tanı Meme Kanseri Farkındalık Hareketi kapsamında şu ana kadar Antalya, Trabzon, Hatay, Gaziantep ve Adıyaman’da yaklaşık 1.000 kadının meme kanseri hakkında eğitimler almasına ve bilgilendirme ve tarama faaliyetlerine katılmalarına destek olduk. Eğitim alan kadınların en yakın KETEM'de taramalarının yapılmasını sağladık. Bunların yanı sıra bilimsel iş birlikleriyle de Türkiye'de sağlık ekosistemine önemli katkılarda bulunuyoruz. AstraZeneca’nın koşulsuz destekleri ile Tıbbi Genetik Derneği tarafından hayata geçirilen TRGENTEST platformu üzerinden genetik hastalıkların tanısında kullanılan genetik testler ve yapıldıkları laboratuvarlar listeleniyor, bu şekilde hastalar Türkiye genelindeki laboratuvarlara ve yaptıkları testlere kolaylıkla ulaşabiliyor. https://trgentest.com/ web sitesi üzerinden Türkiye genelinde ailesel meme kanseri için kullanılan gBRCA1 ve gBRCA2 testleri gibi genetik analizlerinin yapılabileceği merkezlere erişim sağlanabiliyor.”

“Erken tanı ve eşit tedavi imkânlarının sağlanmasına destek oluyoruz”

“Meme kanseriyle mücadelede erken tanı ve eşit tedavi imkanlarının sağlanması, AstraZeneca Türkiye'nin de destek olduğu önemli bir sağlık stratejisi. Bu yöndeki çalışmalar, sadece sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırmakla kalmıyor aynı zamanda kanserle mücadelede farkındalık düzeyini ve sağlık ekosistemini iyileştirme potansiyeline sahip olması açısından önem taşıyor.” diyen Kiraz, kanseri ölüm nedeni olmaktan çıkarmak vizyonu ile çalışmalarını sürdürdüklerinin altını çizerek şunları söylüyor: “Ülkemizin sağlığa erişim alanındaki altyapısı ve politikasının sağlık sonuçlarını dönüştürecek şekilde etkinleştirilebileceğini düşünüyoruz. AstraZeneca olarak biz de bu dönüşüme katkıda bulunmak üzere ilaçlarımızla tedavi çözümleri sunmanın yanı sıra iş birliklerimiz, klinik araştırmalarımız, erken erişim programları ve farkındalık kampanyalarıyla toplumu bu konuda bilinçlendirmeye ve hastaların erken evrede tedaviye erişimini sağlamak için çalışmaya devam edeceğiz."

[1] https://www.who.int/news/item/03-02-2023-who-launches-new-roadmap-on-breast-cancer

[2] IHE – The Swedish Institute for Health Economics, Country card Türkiye: Improving breast cancer care in the MEA region

[3] IHE – The Swedish Institute for Health Economics, Country card Türkiye: Improving breast cancer care in the MEA region

 

İlandır