AdvertorialMutfakta inovatif tasarruf
Sponsorlu

Mutfakta inovatif tasarruf


Paylaş
Mutfakta inovatif tasarruf

Türkiye’de her 100 kişiden 71’i bulaşıklarını makineye koymadan önce suda bekletiyor, ovalıyor veya sudan geçiriyor. Genellikle sıcak suyun kullanıldığı bu ön yıkama işlemleri, israfı da beraberinde getiriyor. Suyu ısıtmak, enerji harcamak demek. Bulaşıkta ön yıkama yapmak, bir tarafta enerji diğer tarafta su kullanımını artıyor.

Kısa program varken, normal, yüksek ısı veya uzun programı seçmek de aynı sonuca neden oluyor. Hem ülkemizin sınırlı kaynakları azalıyor hem de ailelerin bütçelerine ek yük biniyor. Bazı şirketlerin inovatif uygulamaları bu israfın önüne geçiyor.

Kaynakların (enerji, su, gıda vb.) sınırlı olduğu ülkemizde tasarrufun önemi her gün daha çok artıyor. Harcama tarafında ise aile bireyleri, bütçelerine katkı sağlamak için farklı kalemlerde tasarruf hesabı yapıyor. Bir yandan tasarrufu düşünüyoruz ancak diğer yandan da bazı konularda israf davranışlarımız aralıksız hatta artarak devam ediyor. Örneğin; ülkemizde her yıl 26 milyon ton gıda israf ediliyor. Bir kişi tek başına 93 kilo gıdayı boşa harcıyor. Bu dört kişilik bir ailenin, 2 asgari ücret kadar bütçeyi heba ettiği anlamına geliyor. Bu gıdaları yetiştirirken kullanılan enerjiyi ve suyu da hesaba katınca kaybolan kaynaklarımızın büyüklüğü daha net ortaya çıkıyor.

YÜZDE 71’İ SUDAN GEÇİRİYOR

Su ve elektrik kullanımının en çok gerçekleştiği alanlardan biri de mutfaklar. Türkiye’de makinede haftada ortalama 5 kez, elde ise her gün 2 kez bulaşık yıkanıyor. Ayrıca Türkiye’de tüketicilerin yüzde 71’i, yani 100 kişiden 71’i bulaşıkları makineye koymadan önce sudan geçirme, ovalama, suda bekletme gibi ön işlemler yapıyor. Elde bulaşık yıkamada ise sıcak su tercih edildiğinde, suyun ısınması için doğalgaz ve kombinin çalışmasını sağlayan elektrik enerjisi tüketiliyor. Tüm bu tüketici davranışları, kaynakların boşa harcanmasını beraberinde getiriyor. Oysa günlük yaşamımızın bir parçası olan bulaşık temizliği tasarruf etme alışkanlıklarımız açısından birden çok seçeneği barındırıyor.

31 EKİM’E ÖZEL ÇALIŞMA

Evin bütçesini de önemli ölçüde etkileyen bu tür israf davranışlarını sonlandırmamız gerekiyor. Peki sadece bulaşık yıkama alışkanlığıyla ne gibi faydalar sağlanabilir? Firmaların bu yönde inovatif çalışmaları var mı? Evet, var. Bu konuda en çok mesai harcayan markalardan biri olan Fairy, ‘31 Ekim Dünya Tasarruf Günü’ nedeniyle bulaşık yıkarken tasarruf etmenin püf noktalarına dikkat çekti. Makinelerde ön yıkama yapmak, uzun program seçmek gibi alışkanlıkların faturaları artırdığını vurgulayan Fairy’ye göre; yenilikçi ürünleri ile bulaşıklarda normal yerine kısa programa geçildiğinde elektrik faturalarında deterjan paketi başına 165 lira avantaj, bulaşıklar daha düşük derecede yıkandığında ise yılda 300 liraya varan enerji tasarrufu sağlanıyor.

SUYUMUZ VE ENERJİMİZ ÇOK DAHA KIYMETLİ

Kaynakların sınırlı, enerjinin ise çok kıymetli ve maliyetli olduğu gerçeğinin bilindiği bu ortamda hem ülke ekonomisini hem de kendi bireysel bütçemizi daha çok düşünmemiz gerekiyor. Sadece bulaşık yıkamada bile küçük dokunuşların 85 milyonluk ülkemizde nasıl büyük bir büyüklüğe ulaşacağını varın siz düşünün. O zaman mutfakta enerji ve su tasarrufu için şu önerileri aklımızda tutalım ve yakınlarımızla paylaşalım:

TONLARCASI BOŞA AKIYOR

1-Çoğu zaman sadece tabakları değil tüm bulaşıkları sudan geçirdikten sonra bulaşık makinesine diziyoruz. Bulaşıklarımızı makineden önce sudan geçirmek yılda ortalama 20-25 ton civarında suyu israf etmemize neden oluyor. Oysa makineler ve inovatif deterjanlar tabaklarda kalan kurumuş yemek lekelerini soğuk suda bile temizleyebilme gücüne sahip.

2-Bulaşık makinesi ile daha az su ve enerji harcamak için normal yerine kısa program tercih edin. Tabi kısa programda etkili bir deterjan seçimi de çok önemli. Deterjanlar, düşük ısılı, kısa programlarda bile etkili olabilmeli. Böylece 1 pakette bile 150-200 lira arası tasarruf sağlanabilir.

3-Az bir bulaşık varsa ve bunlar elde yıkanacaksa, soğuk suda bile köpürebilen, yağ gibi zor kirleri çıkarabilen deterjanlar araştırılmalı. Bir başka ifadeyle aynı miktarda deterjanla daha çok bulaşık yıkamak bütçenize destek olur ve tabii ki kıt kaynakların etkin kullanımını sağlar.

3 KAT DAHA FAZLA VERİM

Elde yıkama deterjanlarının verimliliği kullanılan miktar ile ne kadar fayda sağlandığına bakılarak tespit edilebiliyor. Ev kadınları bu konuda oldukça deneyimli. Büyük bidonlarda sunulan ancak performans özelliği düşük olan deterjanlar, piyasadaki muadillerine göre oldukça ucuz ve miktarsal olarak çok olsa da temizlikte etkili sonuç vermiyor. Bu deterjanla bulaşık yıkandığında, üstelik fazla kullanılmasına rağmen istenen verimi sağlamıyor. Oysa araştırma ve geliştirmeye (Ar-Ge) büyük kaynaklar ayıran firmaların markaları bir iki damla deterjanla istenen sonucu verir.

Bu konuda iddialı olan markalardan Fairy’nin açıklamasına göre; uzun yıllar yapılan Ar-Ge sonucunda 1.5 litrelik deterjandan 4 litrelik bidon deterjana denk verim alınabiliyor ve bu yolla üç kat daha fazla verim elde diliyor. Yine tüketicilerin yüzde 76’sı bulaşıkları 35 derece veya daha yüksek sıcaklıkta yıkıyor. Suyu ısıtmak için enerji gerektiğinden, kullanılan suyun sıcaklığı yükseldikçe enerji tüketimi de artıyor. Fairy, bu konuda “Suyun derecesini 42’den 23’e düşürdüğümüzde bile iyi sonuç alabiliyoruz” iddiasını sürdürüyor. Böyle bir sonuç elbette enerji tasarrufunda önemli avantajlar sağlıyor.

ÖN YIKAMAYA SON

Temizlik maddeleri sektöründeki gelişmeler baş döndürüyor. Örneğin; bulaşıkları daha hızlı ve ön yıkama yapmadan temizlemek istiyorsanız ama makineye direkt atmaktan da endişeleniyorsanız su yerine sprey deterjan kullanabiliyorsunuz. Bu ürünler, zorlu, kurumuş, ön yıkama yapmadan çıkması imkânsız gibi görünen yağ ve kirleri tek bir fısla hızla ve zahmetsizce çözüyor. Makineler kısa süre çalıştıktan sonra bulaşıklar tertemiz oluyor. Ön yıkamaya gerek bırakmayan içeriği ile su, elektrik ve doğalgazın boşa harcanmasını engelleyen söz konusu ürünler, kaynaklarımızı koruyarak geleceğe büyük bir katkı sağlıyor.