AdvertorialŞimdi Gaziantep zamanı
Sponsorlu

Şimdi Gaziantep zamanı


Paylaş

Gaziantep yüreğimizi sarsan, büyük acılar yaşatan 6 Şubat Depremi’nden etkilenen şehirler arasındaydı. Ancak yaralarını en kısa zamanda saran şehir oldu.

Bu günlerde bir yandan depremin yaraları sarılırken bir yandan da eğitimden sağlığa, kültüre, sosyal yaşama, altyapıya, sağlığa, bilime kadar birçok alanda çalışmalar sürüyor.

Şehir Hikayeleri için gittiğimiz bu güzel şehirde, kentle ismi adeta bütünleşmiş Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile de bir araya geldik.

Gaziantep’in ilgi çeken mekanlarından Panorama Müzesi’nde başlayan sohbetimiz, büyülü sokak aralarında devam etti.

“Gaziantep benim hayatım, aşkım sevdam. Çünkü doğduğum topraklara hizmet etmekten çok mutluyum ve çok da büyük bir sorumluluk hissediyorum. Buradaki herkesle karşılıklı bir güven ve gönül bağımız var” diyen Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, şehri 5 başlıkta anlatıyor: “Güvenli Şehir Gaziantep, Kültür ve Sanat Şehri Gaziantep, Sanayi Şehir Gaziantep, Eğitim Şehir Gaziantep ve Bilim Şehir Gaziantep.”

‘SEN-BEN DEĞİL BİZ VARIZ’

- Çok yoğun bir temponuz var. Bir yandan da seçim çalışmalarınız tüm hızıyla sürüyor…

Günde en az 15 saat çalışıyoruz. Bu çalışma temposu zaten bugün olan bir şey değil. 22 yıldan beri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile çok yoğun çalıştık. Ben ‘Ne kadar yoğun çalıştık’ dediğimde dönüp O’na bakıyordum, o bizim 2 katımız çalışıyordu. O mektepten gelince bünye de alışıyor yoğun çalışmaya ve bir yaşam şeklinde dönüşüyor. O yüzden de bu çalışma temposu çok normal bizim için.

- 5 yıl geride kaldı; bu süreçte pandemi oldu, deprem felaketi yaşandı. Üstelik Gaziantep bu depremlerden etkilenen şehirlerden biriydi. Zor günlerdi… Geçen 5 yılı kısaca değerlendirir misiniz?

2019’da yeniden milletimiz bize ‘Durmak yok, yola devam’ şeklinde bir güven tesis edince biz de başladık. Biz de şu vardır; ‘Beyannamede ne söyledik, bunu yapmak için ne gerekiyor.’

Ve tabii ki işin insan kaynağı boyutu var, finansal boyutu var. Hepsini toparlayıp başlayacağımız sırada tüm dünyayı saran korona virüsle mücadele etmek zorunda kaldık. O süreçte hem kuvvetli sağlık sistemimizin hem sosyal güvenlik sistemimizin bizi Avrupa’dan nasıl ayrıştırdığını gördük. Biz de şehre ‘Güvenli şehir Gaziantep’, ‘Güvenli okul Gaziantep’ gibi uygulamaları önce uyguladık. Kurumlar arası iş birliğimiz çok iyi. Bir modelimiz var; GAGEV diye bir vakfımız var ve 15 günde bir Valimizin başkanlığında toplanırız. Kime ne lazım, kime ne yapacak kararlaştırırız. Sen-ben yok biz varız diyerek çalışmalarımıza yön veririz.

Sanayideki üretilen ürünlerden maske kalmamıştı ve buradaki ürünler gönderildi. O dönemde sanayimiz hiç durmadı, sanayicimiz çok yoğun çalıştı. ‘Güvenli şehir’ olma noktasında yaptığımız çalışmada 2017’de ‘Akıllı Ulaşım’ın alt yapısını hazırlamıştık. Ulaşım büyük şehirlerin en büyük sorunu. Yüksek teknoloji kullanarak alt yapı oluşturulması gerekiyor. O yüzden Bilişim A.Ş.’yi kurmuştuk. HES kodu ile Gaziantep Kart’ı aynı anda okuttuk ve bu okutma sonunda eğer yolcu koronalıysa Gaziantep Kart onu iptal etti. Otobüse biniş engellendi ve emniyete haber verildi, evinde olması gerekirken birinin dolaştığını gördüğümüzde bu şekilde hem bireyi koruduk hem şehri koruduk hem de güvenli şehir haline dönüştük.

Şimdi Gaziantep zamanı

İYİLEŞTİRME BAŞKANLIĞI KURULDU

Çok büyük bir turizm alt yapımız oldu. 22 müzemiz var ve yeni müzelerimiz geliyor. 5 antik kentimiz var. Özellikle kültür turizmine Kapadokya’ya gelen turistleri buraya getirmek için planlama yaparken bu kez de dünyanın en büyük kara depremiyle karşılaştık. Depremde de çok hızlı hareket ettik. Bölgenin dirençli şehir olması konusunda biz daha önce Japonlar ile çalışmıştık ‘öncesi-sırası-sonrası’ şeklinde. Deprem öncesinde sırasında ve sonrasında yapılması gerekenler konusunda bir çalışmamız olmuştu. Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayımız Murat Kurum, hızlıca buraya geldi ve koordinasyonu sağladı bölgede. Bugün İstanbul Valimiz olan Davut Gül ile bölgeyi dirençli hale getirmemiz gerekiyordu ve bütün aşamaları çadır, konteyner ve eve geçme olarak süreci tamamladık. 1 yılda bunu başarmak mucizeydi. Cumhurbaşkanımız 4 kez geldi ve ‘Köy Evleri’ni teslim etti. Toplum buna güvendi. Öyle büyük bir kara depreminde yüzde 80 yapı stoğunun yerle bir olmasına rağmen Nur Dağı’ndan genel seçimlerde bize yüzde 78 oy çıktı. Bu güven ilişkisidir. ‘En zor zamanımızda arkamızda, yanımızda kim var?’ deyince insanlar gerçeği gördü. Büyükşehir Belediyesi olarak tüm bütçemizi ayırarak Deprem Sonrası İyileştirme Başkanlığı kurduk. Bunu ilk kuran belediye olarak ve daha sonra da kimsenin kurduğunu görmedim. Biz uluslararası paydaşlarımızla bilimsel ve akli yoğun çalışıyoruz. 1995’te aynı depremi yaşayan Japonya’nın Kobe şehrine gittik. Japonlar ‘yenilikçi yapılanma’ demişler. ‘Madem yüzde 80 yapı stopu indi, yolları genişletelim, beraberinde yüksek teknolojiyi kullanalım, daha yeşil ve spor alanlarının çoğaldığı yeni Nur Dağı’nı nasıl inşa edeceğiz?’i görüştük. Şu anda bunun için çalışıyoruz.

- Yeni dönemde seçildiğiniz takdirde en önemli projelerinizden biri, konut projeleri olacak sanırım?

Evet. Bir de oraya eğitim ve anma merkezi yapıyoruz. Tam Nur Dağı’nın girişine 10 dönümlük bir alana yapacağımız eğitim ve anma merkezinde 11 şehrimizde depremde ölenlerin ismi yazacak ve bu merkez 7.7’lik depremi simülasyonla yaşatacak. Merkez için bir bilim kurulu oluşturduk. Şimdi o merkezimizi yapıyoruz. Orada yaşlananlardan ders çıkarıp bir daha böyle bir felaket yaşanırsa daha az etkilenmek için tedbir almamız gerekiyor. Çünkü önce tedbir, sonra tevekkül.

- Kadınlara yönelik de projeleriniz dikkatimi çekti. Özellikle kooperatifleşme sürecini anlatır mısınız?

Kadınlarımız için KAGİDEM adlı bir kuluçka merkezi açtık. Burada herkes kendi üretiyor ürünlerini. Maliyetleri düşürecek şekilde çalışıyoruz. Çıkan ürünleri de e-ticaretle tüm dünyaya satacak şekilde kooperatifleştiriyoruz. Kurduğumuz kooperatif sisteminde yalnızca el emeği olan ürünler var. Ürünleri burada kendi satış mağazamızda da satışa çıkarıyoruz. Ziyaretçiler Panorama Müzesi’nden çıkarken bu ürünlere bakarak alışverişlerini tamamlıyor. Yeni dönemde Tasarım A.Ş.’yi kuracağız. Hangi konuda daha hızlı hareket etmek istiyorsanız şirketleşmeniz gerekiyor.

Şimdi Gaziantep zamanı

‘DENİZSİZ ŞEHİRDE YÜZME ŞAMPİYONLARI ÇIKARDIK’

- Kültür sanat projelerinizi de konuşalım isterim. Burası tam bir kültür şehri, belediye olarak neler kattınız?

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olarak önce Kültür A.Ş.’yi kurduk. Şu an da 80’e yakın kitap çıkardık; şehrin ticari, kültürel, gastronomik hayatı gibi… Abdülhamit Han’ın özel koleksiyon olarak çektirdiği fotoğraflarını hazırladık. Mesela 202 kadın bu şehirde vakıf kurmuş, Vakıflar Haftası’nda onları kitaplaştırdık. Mesela burası kuşların göç yolu. Kuşların kanatları kırıldığında onların kanatlarını tamir etmek için kadınlar vakıf kurmuş. Dolayısıyla vakıf medeniyetinden geldiğimizi gösteren güzel bir çalışma oldu. Geçmişten gelen geleneklerimizi ve kültürümüzü kitaplaştırıp kent arşivine de aktarıyoruz. Bu gibi çalışmalar bizi Kültür Şehri Gaziantep ve Sanayi Şehri Gaziantep’e götürüyor. Şehir tiyatromuzu kurduk, tiyatro okulumuzu açtık ve yeni sanatçılar yetiştirmek istiyoruz. Çok büyük bir ilgi var.

- Kenti 5 ana başlıkta topluyorsunuz. Nedir bu 5 ana başlık?

Şehirde 5 tane önemli başlığımız var; bunlardan biri de ‘Eğitim Şehri Gaziantep’ diyoruz; çünkü gençleri merkeze aldık. Genç Kart uygulamamız var. Eğitim Şehri’nde ‘Ben okuyorum, Gaziantep Okuyor’ projemiz var; kim ne okumak istiyorsa kütüphanede okuyor. Okullara da kütüphane kurduk. Bilim Şehri Gaziantep kapsamında Müzeyyen Erkul Bilim Merkezimizi açtık. TÜBİTAK ile çalıştık. Şu anda 2 bölümümüz var; İklimlendirme ve Yapay Zeka. Şu anda şehirde çocuklar ‘Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur’ diyerek yetenek taraması yapıyoruz. Hangi çocuğun hangi spor dalına yeteneği varsa aileyi bilinçlendiriyoruz. Antrenör hocalarımızla onları geleceğe hazırlıyoruz. Spor dediğimiz şey yaşanan birçok sorunda önleyici tedbir olarak karşımıza çıkıyor. ‘Yüzme bilmeyen kalmasın’ dedik; her yere havuzlar yaptık. Deniz olmayan şehirde yüzme şampiyonları çıkarıyoruz.

‘Kültür ve Sanatla Yükselen Gaziantep’ dedik; şu anda 5 antik kentimiz var. En son Dülük’ü restore etmeye başladık, onu da açacağız. Kargamış bitti. Panorama Müzesi ile bizi 100 yıl önce gazi yapan ecdadı anıyoruz, aynı zamanda milli bilincini oluşturuyoruz ki; dilini ve tarihini gençlere iyi öğretmeliyiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’da ilk yaptığı iştir Anadolu Medeniyetler Müzesi’ni kurmak; ülkede ne kadar tarihi eser varsa başkentte buluşturmuş. Gaziantep’te de Kargamış Dönemi’nden çok güzel eserler oraya gönderilmiş. Şimdi depolarda bekleyen bize ait eserleri yeniden şehrimizdeki müzelerde sergiliyoruz. Çünkü artık yeterince müzemiz oldu. Şehrimizdeki Zeugma Roma Dönemi’ni gösteriyor. Bizim Mona Lisa’mız Çingene Kızımız, ailesine kavuştu. Kaçırılmıştı yan parçaları, Amerika’dan getirttik.

Şehir merkezimizde bir millet bahçemiz var. Karşısında da Arkeoloji Müzemiz var. Orada da bizi biz yapan değerlerimiz yer alıyor, çünkü burası İpek Yolu üzerinde. Tarih şehri, kültür şehri Gaziantep ile tüm alt yapıyı oluşturduktan sonra “Şimdi Gaziantep’e gelme zamanı!” diyoruz.

- Bir de Aile Akademisi var… Nasıl işliyor?

Özellikle ben sosyal politikalardan geldiğim için, kentteki birçok uygulamayı da biz yapıyoruz. Mesela her hamile kadına günde 1 bardak süt gönderiyoruz. Gaziantep’in kendi sütüyle ‘Anneye süt, bebeğe can’ sloganıyla çalışmalarımız sürüyor. Bebek doğuyor ‘Hoş geldin minik hemşehrim’ ile karşılıyoruz. Şimdi de Bebek Kütüphanesi açıyoruz. Biraz büyüyünce Çocuk Kütüphanesi olacak. Bunu ilk yapan belediye Gaziantep oldu. Kreş destekleri veriyoruz. Kadınlar hem kariyer hem çocuk yapsın istiyoruz. Önce kendi çalışanlarımıza yaptık şimdi de organize sanayi bölgemizdeki çalışanlarımıza kreş açıyoruz.

Çocuk okula başlarken de çantasını, kırtasiye ihtiyaçlarını veriyoruz. ‘Ben okuyorum, Gaziantep okuyor’ projesi kapsamında ayrıca Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitim Kursları (GASMEK) açıyoruz. Şu anda bizim 600 öğretmenimiz var. Bunların hepsi kadınlara ve çocuklara dokunmak için büyük bir fırsat sunuyor. Gönlüne, yaşamına dokuyoruz ve fırsat eşitliği veriyoruz. Tarım Okulu açtık; kadın çiftçilerimize eğitim ve ana tohum veriyoruz. 40 bin çiftçimize mazot desteği verdik. Yani kısaca esnafın, çiftçinin, çocuğun, gencin herkesin yaşamına dokunan bir sosyal politikalar modelimiz var. Bu da toplumda çok büyük bir sahiplenmeye dönüşüyor ‘Başkanımız bizi düşünüyor’ diye. Aslında bu ‘Türkiye yüzyılı belediyeciliği’; doğumdan ölüme milletin yanında olmak. Mesela Alzheimer Merkezi açtık, üniversitelerden destek alıyoruz. Yeni dönem beyannamemizde de yaşlılarımız için İleri Bakım Rehabilitasyon Merkezi açıyoruz. Hem demans hem Parkinson hem palyatif bakım dediğimiz yaşlılarımızın günlük ve yatılı bakımının yapılacağı bir tesis olacak. Herkesin her zaman yanında olacağımız bir model var.

Şimdi Gaziantep zamanı

- Konut ve metro projeleriniz ne aşamada?

Bir yandan da şehir hızlı büyüyor ve ulaşım sorunu var. Metronun alt yapısını oluşturuyoruz. Konut sorunu var hem kuzeyde hem güneyde şehrin çapını genişlettik. Konutları bir taraftan TOKİ, bir taraftan da Gazi Konut olarak biz yapıyoruz. Vatandaşımıza diyoruz ki ‘Ben sana arsasını vereyim, üstün sen yap kooperatif kur.’ Maliyetleri yüzde 30 aşağıya çekiyoruz.

TESİSLER VE BARAJ YAPILIYOR

- Önümüzdeki 5 yıl için de adaysınız. Gaziantep’e vaat ettiğiniz en önemli projeleriniz neler?

Mesela şu anda Türkiye’nin en büyük ve en modern sebze halini yapıyoruz; soğuk zincir. Gıda enflasyonundan vatandaş çok şikayet ediyor. Topraktan sofraya yüzde 35 kaybımız var. Sıcak bir iklim, dolayısıyla soğuk hava zincirli ve akıllı bir sebze hali yapıyoruz 500 dönümlük bir alanda. Londra’da, Paris’te ve Madrid’de inceledik; o yapıyı projelendirdik. Altyapı belediyeciliğinde su en önemli kısımdı. Şehrin 135 kilometre ilerisinden suyu getirip baraj yapacağız. Su maliyetleri düştükçe vatandaşın cebini etkiliyor. Ben göreve geldiğimde Gaziantep Türkiye’nin suda en pahalı üçüncü şehriydi. Şimdi indirimler yaptık; 20’nci sıraya düştük ve en kaliteli suyu en ucuza içirmek için gayret gösteriyoruz. Baraj bittiğinde 30’uncu sıraya düşeceğiz ve su fiyatlarını indirmeye devam edeceğiz. Toplumdaki su ile ilgili şikayeti tamamen kapatmış olacağız. Arıtma tesisleri de büyük önem taşıyor. Barselona’da bir arıtma tesisi var; bu arıtma tesisi içinde su müzesi var. Su ile rahatlatan bir sistem var ve herkes Barselona’ya gidiyor, orayı görmek için. Dünya Bankası’ndan hibe aldık şu anda Aktoprak’ta biz kendimiz yapacağız. Kimsenin Barselona’ya gitmesine gerek kalmayacak. Bunları vatandaşlara anlattığımızda büyük bir heyecan yaratıyor. Bir de şunu biliyorlar; ‘Başkan geçen sefer söylediklerini yüzde 80’ini yaptı.’ Yüzde 20’si neden yapılamadı; deprem olunca önceliklerimiz değişti ve bütçemizi oraya yönlendirdik. Deprem olmasaydı mesela metronun temelini atmış olacaktık. 1 Nisan’da yeni dönem başladığında bu projeler de yeniden devam edecek.

EMEKLİ KART MÜJDELERLE DOLU

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nce şehirde bulunan 65 yaş üstü 76 bin vatandaşın kullanacağı, avantaj ve indirimlerden yararlanacağı ‘Emekli Kart’ hayata geçirildi. Gençler ve kadınların ardından emeklilere yönelik yeni uygulama vatandaş ile belediye hizmetleri arasında köprü görevi görecek, belediye hizmetlerinden hızlıca haberdar olma ve yararlanma imkanı sunacak. Emekli Kart'ı kullanan vatandaşlara içme suyunda, ilan ve reklam vergisinde ve belediyeye bağlı sosyal tesislerde yüzde 20 indirim uygulanacak. Büyükşehir Belediyesi’nce kurulan Haydi Sofraya Lokantaları’nda yüzde 20 indirimli faydalanılabilecek. Gazi Konut projelerinde emekliler için yüzde 20 konut kontenjanı ayrılacak. Doğalgaz tesisatı desteği başvurularında öncelik, kentte bulunan mağaza ve firmalarda özel indirimlerinde yer alacağı mobil uygulama App Store ve Google Play mağazalarından indirilecek. Ayrıca Büyükşehir Belediyesi’nin Beyaz Masa biriminden ve ALO 153 Çağrı Merkezi’nden de kayıt yaptırılabilecek. Farklı mahallelerde emekli lokalleri yapılacak.

İlandır