Türkiye Vodafone Vakfı 3 yılda 30 bin kadına dijital okuryazarlık öğretecek
Türkiye Vodafone Vakfı, yıllardır sürdürülebilir ve etkisi yüksek sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştiriyor. Bunlardan biri de kadınlara yönelik dijital okuryazarlık eğitimi veren “Dijital Benim İşim” projesi…
Türkiye Vodafone Vakfı ile geçtiğimiz hafta Kahramanmaraş’a gittik, depremden sonraki dönemde konteyner kentlerdeki kadınlara yönelen projeden faydalanan kadınlarla görüştük, izlenimlerini dinledik. Vakıf Başkanı Hasan Süel’le Türkiye Vodafone Vakfı’nın gerçekleştirdiği projeleri ve hedeflflerini konuştuk.
SOSYAL İHTİYAÇLAR HARİTASI
Türkiye Vodafone Vakfı olarak misyonunuz nedir? Sosyal projelerinizin büyük çoğunluğu kadınlar ve çocukları kapsıyor. Niçin özellikle bu alana odaklanıyorsunuz?
Vakfımız, ülkemizde toplumun gelişmesine ve yaşam kalitesinin artmasına katkıda bulunmak misyonuyla faaliyet gösteriyor. Kurulduğumuz günden bu yana, ‘İyilik için teknoloji’ vizyonuyla faaliyetlerimize yön veriyoruz. İletişim teknolojilerine ilişkin bilgi birikimimizi ve inovasyon gücümüzü bireylerin ve toplumun hayatını kolaylaştırmak üzere seferber ettiğimiz önemli çalışmalara imza atıyoruz. Sosyal hayatın olanaklarından yeterince faydalanamayan veya ekonomik hayatta varlık gösteremeyen bireylerin önündeki engelleri kaldırmaya odaklanıyoruz. Sosyal yatırımlarımızda, ülkemizin toplumsal gereksinimleri doğrultusunda, uzun ve titiz bir çalışma sonucunda belirlediğimiz sosyal ihtiyaçlar haritasını temel alıyoruz. Projelerimizi bu sosyal ihtiyaç haritasında yer alan açıklara çözüm üretme ve bu şekilde sosyal değişim yaratma hedefiyle geliştiriyoruz. Bu haritadaki öncelikli odak alanlarımız kadınlar ve çocuklar. Kadınlar ve çocuklar, aynı zamanda bizim ‘Amaç Odaklı Vodafone’ yaklaşımımızın alt başlıklarından biri olan ‘Kapsayıcılık’ hedefimizin de önemli bir parçasını oluşturuyor. Bu başlık altında hayata geçirdiğimiz çalışmalarla, kimseyi geride bırakmadan dijital toplumun herkes tarafından erişilebilir olmasını hedefliyoruz.
3 YILDA 30 BİN KİŞİ
Dijital Benim İşim projesine başlarken amacınız neydi, hedefinizin hangi aşamasındasınız?
Türkiye Vodafone Vakfı olarak, kadınların güçlenmesine odaklanıyoruz; çünkü, yapıcı ve akılcı enstrümanlarla desteklendikleri takdirde kadınların ne kadar başarılı olabildiklerini biliyor ve görüyoruz. Kadınların üretime katılan, ekonomik ve sosyal yaşamda eşit, kendi ayakları üzerinde duran bireyler olmalarına katkı sağlamak için üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye özen gösteriyoruz. “Dijital Benim İşim” projesini 2020 yılından bu yana Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile birlikte yürütüyoruz. Teknoloji odaklı eğitimlerle kadınların dijital becerilerini geliştirerek dijital topluma dahiliyetlerini sağlamak ve ekonomik hayata katılımlarını artırmak amacıyla 18 yaş üstü kadınlara Milli Eğitim Bakanlığı’nın Halk Eğitimi Merkezlerinde sınıf içinde ve dijital ortamda Dijital Okuryazarlık ve Dijital Pazarlama eğitimleri veriyoruz. Dijital Benim İşim projesiyle, bugüne kadar 20 ilde toplam 15 bini aşkın kadına ulaştık. Bu yıl 15 bin kadına daha eğitim vererek 3 yılda toplam 30 bin kadına ulaşmış olacağız.
BİLİM KADINLARI İÇİN
Bilimde cinsiyet eşitliğini savunan L’Oreal Türkiye, 21 yıldır genç bilim kadınlarını desteklemek ve bilim dünyasında daha fazla kadının sesini duyurmasını sağlamak amacıyla UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle ‘Bilim Kadınları İçin’ programını yürütüyor. Bu yıl projenin kapsamını genişleterek, Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) iş birliği ile üniversiteli genç kadınların eğitimine destek olan ve eğitim hayatlarında kullanılmak üzere kadın öğrenciler için bağış fonu oluşturan L’Oreal Türkiye, daha önce burs kazanmış bilim kadınlarının katkıda bulunacağı mentorluk programıyla da üniversite öğrencisi olan geleceğin bilim kadınlarına destek verecek. L’Oreal Türkiye Ülke Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen “Türkiye’de bugüne kadar 120 genç bilim kadınına destek olduk, şimdi de geleceğin bilim kadınlarına destek vereceğiz.” dedi. Bu yıl 4 genç bilim kadını Doç. Dr. Açelya Yılmazer Aktuna, Doç. Dr. Begüm Yarar Kaplan, Doç. Dr. Feyza Kazanç Özerinç, ve Dr. Sibel Kalyoncu Uzunlar araştırmalarında kullanmak üzere 150 biner TL ödül kazandı.
KONTEYNER SINIFLARI
Deprem felaketi sonrasında odağınızı deprem bölgesine döndürdünüz. Açılışı yapılan Kahramanmaraş’taki konteyner sınıflarında ne tür çalışmalar yapmayı hedefliyorsunuz?
Yaşadığımız deprem felaketi hepimizi derinden sarstı, yaraları sarmak için ilk günden bu yana ülkece çok büyük bir dayanışma ruhu sergiledik. İlk günlerde yardım çalışmaları doğal olarak gıda ve barınma gibi en temel ihtiyaçlara yönelikti. Sonrasında bölgeye uzun vadede katkıda bulunabilecek sürdürülebilir çalışmalar da bir o kadar önemli diye düşünerek Türkiye Vodafone Vakfı olarak bir yandan bölgeye yönelik yeni projeler başlatırken, diğer yandan mevcut projelerimizi buradaki ihtiyaçlara göre uyarladık. Bu projelerden biri de ‘Dijital Benim İşim’ projesi. Projemizin üçüncü dönemi için hem deprem bölgesindeki kadınları destekleyecek, hem de deprem bölgesi dışında yer alan 17 proje ilinde ‘Dijital Pazarlama ve Dijital Okuryazarlık’ eğitimlerimizi sürdürecek şekilde kapsayıcı bir model çalıştık. Bölgede eğitim konteynerleri konumlandırdık ve ilk konteyner sınıflarını Kahramanmaraş’ta açtık.
SATIŞLARA TAM DESTEK
Depremzede kadınlar için kurulan konteyner sınıflarında hangi eğitimler veriliyor? Kadınları dijital beceriler konusunda eğiterek bir anlamda yeni bir hayat için kapı açıyorsunuz. Sizce bu proje kadınların hayatında nasıl bir değişiklik yapacak?
Eğitim konteynerlerimizde, kadın kursiyerlerimiz geleneksel el sanatları kurslarına katılarak ürünler üretiyorlar. Bu eğitimlerin, onlar için hem rehabilitasyon, hem de ürettikleri ürünlerle uzun vadede ekonomik kazanca çevirebilecekleri bir araç olmasını diliyoruz. Aynı zamanda, bölge özelinde geliştirdiğimiz “Dijital Dünyaya Giriş” eğitimleri ile kadınların dijital becerilerini geliştirmelerine ve ürettikleri geleneksel ürünleri dijital kanallarda satmalarına destek olacağız.“Dijital Benim İşim” projesinden deprem bölgesinde yaşayan kadınların da yararlanması bizim için çok önemli bir hedefti. Bu projeyle bölgede önemli bir sosyal ihtiyaca cevap vereceğimizi düşünüyoruz. Sunacağımız eğitimlerle, depremden etkilenen kadınların toparlanmalarına, güçlenmelerine, yeniden sosyal hayata entegre olmalarına ve kendilerini iyi hissetmelerine yardımcı olacağımıza inanıyoruz.
1’E 5 DEĞER KATTIK
“Dijital Benim İşim” projesi ile nasıl bir sosyal etki yaratıldı? Vodafone olarak bundan sonraki hedefiniz nedir? m
Bizim için projelerimizi yürütürken veriye dayalı hareket etmek çok önemli. O nedenle, yaptığımız her çalışmada olduğu gibi bu projemizin de sosyal etkisini düzenli olarak ölçümlüyoruz. Buna göre, projemiz, kadınların yalnızca dijital bilgi ve becerilerini artırmıyor, aynı zamanda özgüven ve motivasyonlarının artmasında, dijital dünyanın önemine dair farkındalık kazanmalarında ve destekleyici ilişkiler geliştirmelerinde önemli rol oynuyor. Projemizin kadınlarda dijital okuryazarlık oranını yüzde 24, kadınların dijital pazarlama bilgilerini ise yüzde 29 yükselttiğini görüyoruz. Projeye yaptığımız her 1 TL’lik yatırım için 5 TL’lik değer yarattığımızı hesapladık. Başka bir deyişle, projeye yaklaşık 1 milyon TL yatırdık, ama yarattığımız toplam değer yaklaşık 5 milyon TL oldu. Sağladığımız bu sosyal getirinin önemli bir kazanım olduğunu düşünüyoruz. Projemizi Türkiye genelinde yaygınlaştırırken, deprem bölgesindeki çalışmalarımızı da artırarak devam ettireceğiz. Konteyner kentler var olduğu sürece biz de burada olmaya devam edeceğiz.
EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ İÇİN REKOR KIRDI
Dünya dalış rekortmeni milli sporcu Şahika Ercümen, eğitimde fırsat eşitliği için rekor kırdı. Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 kız öğrenciye destek olmak için Türk Eğitim Vakfı (TEV) ile el ele veren Ercümen, 17 Ekim’de Hatay Yayladağı’nda gerçekleştirdiği 3 dakika 2 saniyelik dalışta paletsiz değişken ağırlık kategorisinde 106 metrelik dünya rekoruna imza attı. “Hatay’a Nefes Ol” başlığıyla hayata geçirilen kampanya ile Hatay Yayladağı’nda yaşayanlar ve depremzede öğrenciler öncelikli olmak üzere, spor alanında eğitim alan 100 kız öğrenciye destek sağlanması hedefleniyor. TEV Genel Müdürü Banu Taşkın, “Gençlerimize ilham olan değerli sporcumuza yürekten teşekkür ediyoruz. İmkân sağlandığında, eğitimi yarıda kalmadığında genç kadınların potansiyellerini keşfederek nice başarılara imza atabileceğini biliyoruz” dedi.
100 KADIN BAYİ
Kadınları girişimciliğe teşvik etmeyi ve bayi ekosistemindeki kadın oranını artırmayı amaçlayan Beko 100 Kadın Bayi projesi, Cumhuriyetin 100. yılında hedefine ulaştı. Arçelik Türkiye Genel Müdürü Can Dinçer, “Özellikle Anadolu’da sosyal ve ekonomik hayatın şekillenmesinde bayilerin önemli rolü var. Projeye başladığımızda satış teşkilatımızın belkemiğini oluşturan bayi ekosisteminde kadın oranımız yüzde 1’in altındaydı. 4 yıl içinde bu oranı yüzde 10’a yükselttik. Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 kadın bayi hedefimize ulaşmış olmaktan büyük bir gurur duyuyoruz. Bugün 102 kadın bayimizin, 117 mağazası bulunuyor” dedi. Beko’nun 2019 yılında başlattığı projeye 10 binden fazla başvuru yapıldı. Başvurular öncelikle bölgedeki bayi ihtiyacına bakılarak değerlendiriliyor ve sektör deneyimi aranmıyor.
İlandır