Akıncı Üssü davasında mecburi ara
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 473 kişinin yargılandığı davada sanıklar savunma yapmayınca duruşmaya ara verildi
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 473 kişinin yargılandığı davada sanıklar savunma yapmayınca duruşmaya ara verildi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada sanıklar ile müşteki ve bazı sanık avukatları hazır bulundu.
Duruşmada savunma yapmaları beklenen sanıklar, rahatsız oldukları ya da avukatları olmadığı gerekçesiyle savunma yapamayacaklarını bildirdi.
Geçtiğimiz hafta da benzer durumun yaşandığı duruşmada Mahkeme Başkanı Selfet Giray, duruşma savcısının bir diyeceği olup olmadığını sordu.
İddia makamı, savunma için sanıklara makul süre verildiğini, bir çok sanığın sorgusunun usülüne uygun yapıldığını, ancak bu aşamada bazı sanık ve müdafilerinin savunma için gün ve saat bildirilmesine rağmen yasal olmayan gerekçelerle savunma yapmaktan kaçındığını belirtti.
Savunma hakkının kutsallığı ve dokunulmazlığı göz önünde bulundurularak sorgu yapılacaklara ek süre verildiğini bildiren duruşma savcısı, sanıkların sorguları tamamlanmadan diğer işlemlere geçilemeyeceğini, sanığın bizzat seçtiği müdafinin belirtilen gün ve saatte yasal bir mazereti olmaksızın duruşma ve sorguya katılma zorunluluğunun bulunduğunu, katılmadığı halde yerine zorunlu müdafinin görevlendirileceğini, sanığın sorgudan imtina etmesi halinde ise ilerleyen aşamalarda esas hakkında savunma yapma hakkı saklı kalmak üzere "susma hakkını" kullandığı kabul edilerek duruşmaya diğer işlemlerle devam edilebileceğini söyledi.
BAŞSAVCILIĞA VE BAROYA BİLDİRİMDE BULUNULMASINI TALEP ETTİ
Savcı, sanığın kimlik tespiti ve sorgusu için belirlenen gün ve saatte haklı bir mazereti olmaksızın duruşmaya katılmayan ve yasal görevini yerine getirmeyen müdafileri hakkında adli ve disiplin yönünden işlem yapılmak üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Ankara Barosu'na bildirimde bulunulmasını talep etti.
İddia makamı, ceza muhakemesi kanununun ilgili maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemenin istemine rağmen müdafi görevlendirmesi yapılmaması halinde mahkeme kararını yerine getirmeyen Ankara Barosu yetkilileri hakkında da suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
Duruşma savcısı ayrıca, bu aşamada sorgunun gerekli işlemler yapıldıktan sonra yapılamaması halinde sanık sayısının çokluğu, dosya kapsamı, diğer sanıkların adil yargılanma hakkının engellenmemesi, dava ve duruşmaların sürüncemede kalmaması için sorgusu yapılamayan sanıklar yönünden dava dosyasının ayrılması talebinde bulundu.
MAHKEME TEFRİK TALEBİNİ DEĞERLENDİRECEK
Mahkeme, savcılık makamının mütalaası üzerine, savunma sırası geçtiği halde sanık müdafinin uzun süredir duruşmalara gelmeyip mazeret bildirmesi nedeniyle savunması alınamayan Hasan Saltan yönünden müdafi tayini için Ankara Barosu'na müzekkere yazılmasına karar verdi.
Hazırlanan listede belirtilen sanık savunmaları yönünden her gün için beşerli grup halinde sanık sorgularının yapılmasına, sanık müdafilerinin hazır olmamaları halinde barodan müdafi görevlendirilmesinin istenmesine hükmeden mahkeme, Ankara Barosu yazı cevaplarına göre sanık müdafileri ve baro yönünden suç duyurusu işlemlerinin değerlendirilmesini kararlaştırdı.
İddianamenin tebliğ edildiği süreyi göz önünde bulundurarak sanıkların savunma için istediği süre taleplerini yerinde görmeyen mahkeme, sorgusu yapılamayan sanıklar yönünden "susma hakkını" kullanmış sayılacaklarının ihtarı ve belirlenen listedeki sanık sorgu durumuna göre tefrik talebinin değerlendirilerek karara bağlanmasına hükmetti.
Duruşmaya, cuma günü savunmasını yapan ancak açık görüşü nedeniyle bugün öğleye kadar duruşmadan vareste tutulan sanık Seyit Hamza Taştan'ın çapraz sorgusu ile devam edilmek üzere saat 14.00'e kadar ara verildi.