Eğitim Danışmanı Talip Tepe anlatıyor.
Beklenti, kişide merak ve heyecan uyandırır. Bir yerden güzel bir haber beklemek kişiyi heyecanlandırır. Beklentiler insanların bir anlamda yaşama sevincine ışık tutar.
Anne ve babalar kendi hayatlarından beklentileri olduğu gibi çocuklarının hayatlarından da beklentiye girerler. ‘’Derslerinde başarılı olsun, iyi bir liseyi/üniversiteyi kazansın, erkekse erkeğe yakışır giyinsin kızsa kıza yakışır şekilde’’ örnekleri o kadar çoğaltabiliriz ki belki de kitaplar yetersiz kalır bunun için. Çünkü insanoğlu beklentisiz yaşayamaz ve sınırsızdır, bir şeyi elde ettiğimiz zaman daha fazlasını istemedik mi çoğu zaman. İnsanın fıtratında doyumsuzluk ve daha fazlasını isteme var. Buna çoğu zaman engel olamıyoruz ve çocuklarımızın hayatlarını kendi hayatımızmış gibi görüp müdahale ve yönlendirme yapıyoruz. Elbette bunlar olacak çocuğumuzu serbest bir şekilde bırakıp sorumsuz yetişmesine izin vermeyeceğiz. Tek taraflı kural koyma ve bu konuda dikte edici davranma çocukları bizden uzaklaştırır. Sınırları birlikte çizdiğimiz kurallarımız olacak, böyle olduğunda her iki taraf da mutlu oluyor.
Kendi çocukluk döneminde yapamadığımız hayallerimizi çocuklarımız yaparken görmek istiyoruz. Çocuğa soruyorum meslek olarak kendini nerede görüyorsun, cevap şu; ‘’Annem doktor olmamı istiyor’’ o zaman annen okusun diyemiyorsun. Hedef bir öğrenci için en güzel motivasyondur. Hedef belirlemesine tabii ki de yardımcı olacağız ama hedefi biz koymayacağız bizim belirlediğimiz mesleği okuyunca ileride işsiz ve mutsuz bir gençle karşılaşıyoruz çoğunlukla. Bu konuda çocuğumuzun kendisini tanımasına fırsat tanımalıyız ve bu anlamda ilgisi ve yeteneği olan alanları belirlemesi için ona her türlü imkânı sunmalıyız. Canı gitar çalmak mı istiyor götürün, dans mı istiyor yapsın, bir şeyleri açıp bozmayı seviyor bırakın uğraşsın böyle böyle kendini tanıyor. Yanlış yaptığında kızıp bağırmak yerine doğru olanı gösterin. Bunu iki örnekle anlatmak istiyorum; elindeki tabağı yere düşüren çocuğa kızan anne ve elindeki tabağı düşürdükten sonra süpürgeyle çocuğun yanına gelip ondan kırıkları süpürmesini isteyen anne. 1. örnek hem suçluluk hissi hem de özgüven kaybına sebep olurken 2. örnekte sorumluluk duygusu geliştirmekle birlikte daha yapıcı bir davranış haline geliyor.
Değerli anne babalar çocuklarınız sizin bir parçanız ama sizin hayatınız değil. Bu anlamda onların hayatlarına saygı duyarak onların sözlerine ev içerisinde değer vererek iletişim kurduğunuzda çocuklarımızla olan bağımızı güçlendirir ve onları özgüvenli birey olarak hayata hazırlamış oluruz.
- “Şekerli gıdaların yatma saatinde tüketilmesi çürük riskini artırıyor”
- Çocukların yüzde 28'i 'hikikomori' sendromuna maruz kalıyor
- Herkes moda diye çocuğuna aynı ayakkabıyı tercih ediyor fakat gelişim bozukluğuna bile neden oluyor!
- Çocukları tehdit eden sinsi tehlike: Hipertansiyon
- Karne stresi psikolojik sorunların temelini oluşturuyor! Uzmanı uyardı: Bu davranışlardan kaçının