Boşanma kararı alındıktan sonra altını en sık çizdiğimiz cümle “Partner olarak siz boşanıyorsunuz, ebeveyn olmaya devam edeceksiniz. Anne babalığın boşanması olmaz”dır. Uzman Klinik Psikolog Zeynep Yetkin konu hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Gün geçtikçe ebeveynler bu konunun ne kadar önemli olduğunu çok daha iyi anlıyor. Özellikle çocuğun yaşadığı evden ayrılan ebeveynler çocuklarına boşanma öncesinde ayırdıkları zaman kadar hayatlarında yer açmaya çalışıyorlar. Onları sık aramayı ihmal etmemeye dikkat ediyorlar ve hayatlarına dâhil olmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Özellikle velayetin eşit paylaşılmadığı ya da bir sebeple uzakta yaşayan ebeveyn söz konusu olduğunda tüm bu önemli noktalara özenmek zorlaşabiliyor. Ancak çocuğun her iki ebeveyniyle de sağlıklı ilişki kurmasının önemi tartışılmaz bir gerçek. Boşanmış 2 yetişkin, ebeveynlik rollerinin devam ettiğini unutmamışsa ve arkadaşça bir iletişim kurabilmeyi sağlamışlarsa elbette meydana gelen değişimler çocuğu olumsuz yönde daha az etkiliyor. Ancak ne zaman ki iki ebeveynin evinin kuralları farklı oluyor, çocuklar beklentileri karşılamakta zorlanmaya başlıyorlar. Uyum sağlamakta zorlandıkları için onlar için daha bilindik olan evde daha fazla kalmayı isteyebiliyorlar.
Bu durum da sanki “bir seçim yapıyorlarmış” resmi çiziyor. Bu durumu böyle gören ebeveyn çocuğuna gücenebiliyor, alınabiliyor hatta mesafeli davranmaya başlayıp küsebiliyor. Bu tavır çocukta endişe, stres, zaman zaman da öfke duygularının artmasına sebep olabiliyor. Böylece ebeveyn çocuk arasındaki bağlar zayıflamaya başlıyor ya da tartışmalar artıyor. Üstelik çocuğun her iki ebeveynine de ihtiyacı varken bunu deneyimlemesi, hâlihazırda hayatında meydana gelen değişikliklere alışmakta zorlanırken, onda yönetmesi zor sorunlara sebep olabiliyor. Çoğu zaman ebeveynler çocuklarını böyle stresli bir durumun içine soktuklarını fark etmeyebiliyorlar. Çünkü onlar sadece çocuklarıyla birlikte keyifli vakit geçirmek istiyorlar. Belki de evden gitseler bile hâlâ “eskisi gibi çok sevildiklerini” hissetmek isterken beklentilerini arttırdıklarını göremiyorlar. Günün sonunda herkesin birbirini ne kadar sevdiğini ve birbirine ne kadar ihtiyaç duyduğunu birbirine söylemesi belki de bu kördüğümleri çözmenin en etkili ilk adımı oluyor.
- “Şekerli gıdaların yatma saatinde tüketilmesi çürük riskini artırıyor”
- Çocukların yüzde 28'i 'hikikomori' sendromuna maruz kalıyor
- Herkes moda diye çocuğuna aynı ayakkabıyı tercih ediyor fakat gelişim bozukluğuna bile neden oluyor!
- Çocukları tehdit eden sinsi tehlike: Hipertansiyon
- Karne stresi psikolojik sorunların temelini oluşturuyor! Uzmanı uyardı: Bu davranışlardan kaçının