Öğrenmenin en etkili yolunun yaşamak olduğunu biliyoruz. Çocuklarımıza sevgiyi, sevmeyi öğretmek istiyoruz. Farkında bile olmadan, belki de önce çocuklarımızı severek başlıyoruz. Biz seviyoruz, sevgimizi gösteriyoruz. Çocuğumuz da sevginin nasıl bir şey olduğunu öğreniyor yine farkında olmadan. Böylece o da sevgisini göstermeye başlıyor. Yani alıyor ve veriyor. Ne alıyorsa onu veriyor. Ne kadar alıyorsa o kadar veriyor. Nasıl bir yaklaşımla alıyorsa benzer bir yaklaşımla veriyor. Uzman Klinik Psikolog Funda Tekelioğlu konu hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Sonra çocuklarımızın bazı değerlere sahip olmasını istiyoruz. Tabi ki kendi değerlerimizi yansıtıyoruz. Biz yine biliyoruz ki çocuklar; kendilerine söyleneni değil gördüklerini alırlar, tanık olduklarını benimserler, yaşadıklarını gerçekliklerine katarlar. Gösterdiklerimiz söylediklerimizden farklıysa ne söylersek söyleyelim önemsiz. Eğer biz çocuğumuza “Her zaman doğruyu söylemelisin” demişsek zihninde “İçimden geleni söyleyebilirim” fikrinin oluşmasına sebep olabiliriz. Buraya kadar güzel gidiyor. Devamı önemli. Sonra bir ara belki de bir aile ortamında çocuğunuz başka bir çocuğa “Sevmiyorum seni, git yanımdan” dedi. Belli ki bir şeyler olmuş, kızgın.
Diğer çocuk ağlıyor. Herkesin gözü sizde, eleştiri okları gelmek üzere. Çocuğunuza müdahale edip “Hiç öyle söylenir mi? O senin arkadaşın” deyiverdiniz. Kafası karıştı biraz ama zihnine yerleşiverdi bu söylem ve davranış. Bir gün rahatsız olduğumuz belki de hoşlanmadığımız, kızdığımız biri hakkında arkadaşımızla konuşurken duymuş olsun çocuğumuz. Sakın “Ben onun yanında konuşmuyorum ki” demeyin, elbet duyurursunuz sesinizi bir ara. Zihninin bir yerine yerleşiverir o duydukları. Sonra yine bir gün, belki de hakkında konuştuğunuz zamandan uzunca bir süre sonra o kişi ile karşılaştınız. Hiç de hoşlanmıyormuş gibi davranmadınız, hatta çok seviyormuş gibi davranışlarınız ve sözleriniz. Çocuğunuz yine zihninin aynı anıyı barındıran köşesine koydu gördüklerini, duyduklarını. Şimdi değerlendirme zamanı, bir sonuca varmak lazım. Zihninde bu anılar bir araya gelir. Sadece ona söylenenlere inansa bile bir karışıklık var ortada. Ebeveyni ona “Doğruyu söyle” dedi ancak söyleyince “Hiç öyle söylenir mi” dedi. Ebeveyni arkadaşını sevmediğini başka insanlara anlattı ama o arkadaşını görünce onu sevdiğini, özlediğini söyledi. Sizce birbiriyle çelişkili görünen küçücük yaşantılardan çocuğunuz hangi sonuca ya da sonuçlara varır?
- “Şekerli gıdaların yatma saatinde tüketilmesi çürük riskini artırıyor”
- Çocukların yüzde 28'i 'hikikomori' sendromuna maruz kalıyor
- Herkes moda diye çocuğuna aynı ayakkabıyı tercih ediyor fakat gelişim bozukluğuna bile neden oluyor!
- Çocukları tehdit eden sinsi tehlike: Hipertansiyon
- Karne stresi psikolojik sorunların temelini oluşturuyor! Uzmanı uyardı: Bu davranışlardan kaçının