Çocuk gelişiminde ebeveynler ve yakın çevrenin yaklaşımı önem taşıyor. Anne babaların istemeden, bilinçsizce kullandığı söz ve davranışların çocuklar üzerinde olumsuz etkiler yaratabildiğini belirten Öğr. Gör. Barış Tuncer, “Annelerin yüzde 93’ü, çocuklarını duygusal istismara maruz bırakıyor. Ebeveynler sözlerine dikkat etmeli. Çocuğa ‘seni doğuracağıma taş doğursaydım’ dememeli” dedi.
Uzmanlar, aile, okul, akrabalar ve yakın sosyal çevresi ile yoğun bir etkileşim yaşayan çocukların sağlıklı gelişimleri için yetişkinlerin daha hassas davranmaları gerektiğine dikkat çekiyor. Çocuklarda duygusal bütünlüğü ve kişilik gelişimini olumsuz etkileyen bütün davranış ve eylemler duygusal istismar olarak tanımlanıyor. Ancak çoğu zaman duygusal istismar daha çok bilinçsizce davranan aile fertlerinden kaynaklanıyor. Anne babaların istemeden, bilinçsizce kullandığı söz ve davranışlar, çocuklar üzerinde olumsuz etkiler yaratabiliyor.
“Çocuğun ruhuna yapılmış saldırıdır”
Altınbaş Üniversitesi Çocuk Koruma ve Bakım Hizmetleri Bölüm Başkanı Öğr.Gör. Barış Tuncer, çocuğa psikolojik açıdan yokmuş gibi davranma, ihtiyacı olan sevgi, ilgi, şefkat ve yakınlığı gösterememe, gelişimine zarar veren her türlü aşağılama, reddetme, suçlama gibi davranışların duygusal istismar kapsamı içinde değerlendirildiğini söyledi. İstemeden de olsa yapılan bu tür davranışların sürekli ve devamlılık kazanması durumunda çocukta yaşanan travmaların daha da şiddetleneceğini belirten Tuncer, “Duygusal istismar çocuğun ruhuna yapılan bir saldırıdır. Duygusal istismar, çocuğun ruhsal, duygusal ve sosyal gelişimini olumsuz etkiler. Çocukta çaresizlik, ümitsizlik, değersizlik duygularının gelişmesine neden olur” dedi.
“Duygusal istismarın etkisi bir ömür devam edebilir”
Duygusal istismarın etkilerinin bireyin ruhunda bir ömür boyu devam edebileceğini belirten Öğr. Gör. Barış Tuncer, “Çocukluk döneminde duygusal istismara maruz kalan birey, insanlara güvenme ve kendine güven duyma konusunda zorluk yaşar. Acizlik, çaresizlik, değersizlik duyguları yaşayabilir. İlişki kurmada ve ilişkiyi devam ettirmede zorluk çekebilir, ilişkilerini devam ettiremez. Sık sık iş değiştirme, mutsuzluk, çökkünlük, intihar girişimleri, alkol veya madde kullanımı, duygusal istismarın yetişkinlik yıllarına uzanan diğer sonuçları arasında sayılabilir” açıklamasını yaptı.
Çocuğun istismara maruz kaldığını gösteren belirtiler
Öğr. Gör. Barış Tuncer, çocukların duygusal istismara maruz kaldıklarını gösteren belirtileri şöyle sıraladı:
-Konuşma veya diğer iletişim bozuklukları
-Fiziksel gelişimde yavaşlama
-Madde bağımlılığı
-Altını ıslatma
-Yıkıcı davranışlar
-Çocuğun sosyal gelişiminde gerilik
-Evden veya okuldan kaçmak
-Uyku bozuklukları/Depresyon
-Alışkanlık bozuklukları (parmak emme, sallanma vb. gibi)
-Suç işlemeyi de içeren antisosyal ve yıkıcı davranışlar
-Davranış bozuklukları (şikayet etmek, pasif olmak, saldırganlık vb.)
-Aşırı uyum sorunları (yaşından büyük ya da küçük davranma)
-Kendine zarar verici davranışlar ya da intihar düşünceleri
Çocuklarınıza bu sözleri söylemeyin
Barış Tuncer, çocuklara asla yapılmaması ve söylenilmemesi gereken sözleri ise şöyle sıraladı:
“Zaten hiçbir şeyi doğru yapamıyorsun! Baştan aşağı yanlışsın. Kardeşin kadar olamıyorsun, beceriksiz. Seni doğuracağıma taş doğursaydım, ne hayrını gördüm. Boyundan büyük işlere karışma, senin aklın yetmez. Otur oturduğun yerde. Odanı toplamazsan seni evden kovarım.”
Tuncer, “Reddetmek, yıldırmak, tehdit etmek, yalnız bırakmak, küsme, aşağılama, küçültücü sıfatlar takma, alay etme, odaya kapatmak, başkalarının yanında utandırmak, ağır ceza ile tehdit etmek, kendine güven duygusuna zarar verecek şekilde eleştirmek, yaşının ve gelişim özelliklerinin çok altında veya üstünde performans beklemek, insanüstü güçler, hayali varlıklar veya terk edilmekle tehdit etmek” gibi davranışlarda bulunulmaması gerektiğini dile getirdi.
İstismar sıklığı dünyada yüzde 36, Türkiye’de yüzde 71
Barış Tuncer, çocukların duygusal istismarı konusunda Türkiye’de yapılan çalışmalardan veriler de paylaştı. Konuyla ilgili bir araştırma sonucunda annelerin yüzde 93’ünün çocuklarını duygusal açıdan ihmal/istismar ettiklerinin ortaya çıktığını söyleyen Tuncer, “Türkiye’de yapılan bir başka araştırma ise duygusal istismarın çocuk terbiyesinde bir araç olarak kullanıldığı ve yüzde 78 gibi çok yüksek bir oranla ilk sırada yer aldığını gösteriyor. Yine bir başka çalışmada duygusal istismarın görülme sıklığı yüzde 71 olarak belirlenmiş. Bu oran yüzde 36 olan dünya duygusal istismar ortalamasının çok üstünde” bilgilerini paylaştı.
- “Şekerli gıdaların yatma saatinde tüketilmesi çürük riskini artırıyor”
- Çocukların yüzde 28'i 'hikikomori' sendromuna maruz kalıyor
- Herkes moda diye çocuğuna aynı ayakkabıyı tercih ediyor fakat gelişim bozukluğuna bile neden oluyor!
- Çocukları tehdit eden sinsi tehlike: Hipertansiyon
- Karne stresi psikolojik sorunların temelini oluşturuyor! Uzmanı uyardı: Bu davranışlardan kaçının